Bu hususun bir başka hikmetini müfessir Semerkandi şöyle açıklar: “Anneliğin verdiği
şefkat duygusuyla kadında psikolojik bir hâl meydana gelir. Hâlbuki şahitliğin hissiyattan
uzak, aklıselimle yapılması gerekir.”
61
Diğer bir husus ise şahitlik gibi mahkeme barındıran konular ciddiyet bağladığı ve bu
yüzden işin içine tehdit gibi zorlayıcı ve insanları korkutucu faktörler girebileceği için erkeğe
ya da suçluya karşı kadın tek başına bırakılmamış, yanına bir destekçi daha verilmiştir. Zira
ceza hukukunda toplumun belki de en serseri insanının karşısında bir kadının kendisini yalnız
hissetmesi ve “Bu serseri benim başıma bela olabilir.” diye düşünerek şahitlik yapmaktan
çekinmesi muhtemeldir. Bu hikmetle yanına ikinci bir destekçi daha verilir ki şahitliği daha
rahat yapabilsin. Zira bir kadın, geceleri evinde yalnız kalmakla iki kişi kalmak arasında kıyas
yaparak yalnızlığın, korkutucu bir meseleyle yalnız başa çıkmanın oluşturacağı psikolojik
hâli, tedirginliği anlayabilir.
Ayetin bu ve buna benzer hikmetlerinden ve Peygamberimizin (sav) uygulamalarından
da anlaşılıyor ki ayete bakarak, haşa, kadının aşağılandığını iddia etmek mümkün değildir.
Ayette, o işte ehliyet sahibi olmak, kadının yaşam şartları, kadına has doğum, lohusa, ay hâli
gibi hâllerin psikolojisine ve duygusallığına etkisi, duygusal yapısının şiddetli tesiriyle
kadında oluşabilecek unutkanlık hâli, suçlu bir insana karşı kadını yalnız bırakmama gibi
hikmetler mevcuttur.
M.Salih münzevi
"İSLAM'A YONELTİLEN SORULAR