"Ölüm her şeyi eşit kılar." - Seneca
1. Giriş:
Bu yazı yalnızca kitaba dair değildir. Romalı filozof
Seneca'nın hayatı, felsefesi ve eserlerine değindikten sonra tragedyanın esin kaynakları ve mitoloji ile olan bağlantılarına geçeceğim. Son olarak Seneca'nın anlattığı hikâyeyi karakterler üzerinden ele alarak değerlendirmeye
Merhamet, bu yüce duygu, başkasını küçük görmekten doğan acımayla ya da başkasının acısından zevk alışla karıştırılmamalıdır. Uzak olsun böyle bir merhamet! Tanrı uzak etsin.
Kapitalistin, sosyal hizmet adı altında kârından ayırıp masrafa kaydettiği ve böylece vergisini azaltarak devlet kesesinden ödediği, dolaylı reklam, merhamet değil, merhamet
Tam 1 yıl...
Acı ve âdice ihanetin üzerinden geçen tam 1 yıl..
İçimizdeki hainlerin, vatanımıza karşı ayaklandığı, kanlı saatlerin üzerinden geçen tam 1 yıl..
Ömürler de geçse, asla unutulmayacak bir destan yazıldı. Kanla yazılan savunma destanı, canla korunmaya çalışılan ülke destanı...
"Bir mıh bir nalı kurtarır, bir nal bir atı, bir at bir komutanı, bir komutan bir orduyu, bir ordu bir ülkeyi kurtarır." diyordu.. Evet, o gece ordumuz milletimizdi. Canı pahasına dimdik duran kahramanlarımız...
Çünkü; ayakta ölmek, diz üstü yaşamaktan daha onurluydu. Mühim olan düşmemek değil, her düştüğümüzde el ele kalkabilmekti. Burası kitap sitesi, bu yazının ne işi var burada diyecek olan arkadaşlara şunu söyleyeyim; " Bazen hayat, en önemli kitaptır. Okuyabileceğimiz sayfaları olmasa da, hissedebileceğimiz ruhu vardır."
Bazıları tarih okur, bazıları da tarih yazar.
15 Temmuz darbe girişiminde şehit olan tüm canlarımızı, cananlarımızı rahmetle, saygıyla, duayla anıyorum. Rabbim mekanlarınızı cennet nasip etsin. Alınlarınızdan ve güzel yüreklerinizden öpüyorum.
Unutulmasın ki kanla alınan, sadece kanla verilebilir. Tüm hainler bir araya gelseler, 1 karış toprağımız kadar değere sahip dahi olamazlar. Allah'ın şaşmayan adaleti, elbet onun da hesabını soracaktır..
~Pınar Akdeniz
Bayrak oldu destanınız, her tepede
Burası bir can pazarı, burası Çanakkale
Nasıl sığsın burada bir tarih, bir tarihe?
Ve inanç üstün geldi; en büyük ordulara!
Patladı koca balon; süngüyle vura vura!
Ağustos Türk’ün zafer ayıdır. Alparslan’la Malazgirt Zaferi ile başlayan Anadolu hakimiyeti Sakarya’da perçinlenmiştir. Kanla yazılan şerefli bir tarih vardır geçmişte.
Anadolu'nun kalbinde yeryüzünün ilk
büyük imparatorluğu: Hititler...Açgözlü
kralların toprak hırsı.Kanla yazılan bir
tarih.Yeryüzünün ilk büyük savaşı Kadeş.Umarsız bir sevda. Aşkını günah gibi yaşayan genç bir kadın.
Tanrıların lanetlediği insanlar.Uğradığı
lanetin bedelini savaşla ödeyen bir adam.Acımasız bir dünyada,aşkın derme çatma kalesine sığınmış iki
insan... Yıllar öncesinden gelen bir
çığlık...Savaşa karşı bir haykırış.
#kitapyorumu En sevdiğim yazarların başını çeken Ahmet Ümit onikitablette yazılanlardan esinlenerek Ninatta'nın aşkını,umudunu,bekleyişini
o kadar güzel hissettirmiş ki okuyucuya. Kurmacayla gerçeği muazzam bir şekilde birleştirmiş. Bir yazar bu kadar mı güzel anlatabilirbir aşk hikayesini. Kitaptaki şiirsel anlatım da çok başarılıydı.
Aşkın yanı sıra kitap Hititlerin hukuk sistemi,siyaset anlayışı, dini ve
ahlaki yapısı ile de bilgiler içeriyor.
Mutlaka okunması gereken bir kitap.
Herkese tavsiye ederim.
Sabrın çalkalanıp taştığı sulardadır
Çığlıklarla parçalanmış uykularda
Buruşturulup atılmış aşklarda
Ve çalınmış mutluluklardadır
Ses ile yürek
Büyük rüzgârların o yanık şarkısı
Hâlâ yükselir içimizden dağılır
Coşkunun doruklarında sürer yankısı
İlk kurban adanırken bir nehire
Korkunun ilk nişanında başlamıştır
Gözyaşının ilk
Sezai Karakoç, “Çağ ve İlham II” kitabından alıntılar:
'Merhamet, verirken kendisinin vermediğini bilmektir'
Merhamet, bu yüce duygu, başkasını küçük görmekten doğan acımayla ya da başkasının acısından zevk alışla karıştırılmamalıdır. Uzak olsun böyle bir merhamet! Tanrı uzak etsin.
Kapitalistin, sosyal hizmet adı altında kârından ayırıp
”Anadolu’nun kalbinde yeryüzünün ilk büyük imparatorluğu: Hititler… Açgözlü kralların toprak hırsı. Kanla yazılan bir tarih. Yeryüzünün ilk büyük savaşı Kadeş. Umarsız bir sevda. Aşkını günah gibi yaşayan genç bir kadın. Tanrıların lanetlediği insanlar. Uğradığı lanetin bedelini savaşla ödeyen bir adam. Acımasız bir dünyada, aşkın derme çatma