Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Akıl Tanrıçası’nın, ulus, sınıf ya da ırk fikrinin yol açtığı aşırılıklar Engizisyon’un ya da Reform’unkilerle akrabadır. Kanlı marifetler konusunda coşku dönemlerinin üzerine yoktur: Azize Tereza ancak yakılan insanlarla çağdaş olabilirdi, Luther de köylü katliamlarıyla… Mistik krizlerde, kurban iniltileriyle vecd iniltileri birbirine paraleldir… Darağaçları, zindanlar, hücreler, ancak bir imanın gölgesinde çoğalır -ruhu hepten sarmış olan o inanma ihtiyacının gölgesinde.
Kanlı marifetler konusunda coşku dönemlerinin üzerine yoktur: Azize Tereza ancak yakılan insanlarla çağdaş olabilirdi, Luther de köylü katliamlarıyla... Mistik krizlerde, kurban iniltileriyle vecd iniltileri birbirine paraleldir...
Reklam
Bütün cinayetlerin sorumluluğu tapma gücündedir. Bir Tanrıyı yakışıksızca seven kişi, başkalarını da onu sevmeye zorlar, buna razı olmazlarsa onları yok etmeye de hazırdır. Hiçbir hoşgörüsüzlük, ideolojik taviz vermezlik veya din yayıncılığı yoktur ki, şevkin hayvani temelini açığa vurmasın. Hele insan ilgisizlik melekesini bir yitirsin, potansiyel bir katil haline gelir. Hele fikrini Tanrıya dönüştürsün; bunun sonuçları sayılamayacak kadar çoktur. Ancak bir Tanrı ya da Tanrı taklitleri adına insan öldürülür. Akıl tanrıçasının ulus, sınıf ya da ırk fikrinin yol açtığı aşırılıklar engizisyonun ya da reformunkilerle akrabadır. Kanlı marifetler konusunda coşku dönemlerinin üzerine yoktur. Azize Teresa ancak yakılan insanlarla çağdaş olabilirdi, Luther de köylü katliamlarıyla…Mistik krizlerde kurban iniltileriyle, vecd iniltileri birbirine paraleldir. Darağaçları, zindanlar, hücreler ancak bir imanın gölgesinde çoğalır, ruhu hepten sarmış olan inanma ihtiyacının gölgesinde…
Bütün cinayetlerin sorumluluğu tapma gücündedir. Bir Tanrıyı yakışıksızca seven kişi, başkalarını da onu sevmeye zorlar, buna razı olmazlarsa onları yok etmeye de hazırdır. Hiçbir hoşgörüsüzlük, ideolojik taviz vermezlik veya din yayıncılığı yoktur ki, şevkin hayvani temelini açığa vurmasın. Hele insan ilgisizlik melekesini bir yitirsin, potansiyel bir katil haline gelir. Hele fikrini Tanrıya dönüştürsün; bunun sonuçları sayılamayacak kadar çoktur. Ancak bir Tanrı ya da Tanrı taklitleri adına insan öldürülür. Akıl tanrıçasının ulus, sınıf ya da ırk fikrinin yol açtığı aşırılıklar engizisyonun ya da reformunkilerle akrabadır. Kanlı marifetler konusunda coşku dönemlerinin üzerine yoktur. Azize Teresa ancak yakılan insanlarla çağdaş olabilirdi, Luther de köylü katliamlarıyla…Mistik krizlerde kurban iniltileriyle, vecd iniltileri birbirine paraleldir. Darağaçları, zindanlar, hücreler ancak bir imanın gölgesinde çoğalır, ruhu hepten sarmış olan inanma ihtiyacının gölgesinde…
Akıl Tanrıçası’nın, ulus, sınıf ya da ırk fikrinin yol açtığı aşırılıklar Engizisyon’un ya da Reform’unkilerle akrabadır. Kanlı marifetler konusunda coşku dönemlerinin üzerine yoktur.
Sayfa 10
Fanatizmin Şeceresi
Aslında her fikir yansızdır, ya da öyle olmalıdır; ama insan onu canlandırır, alevlerini ve cinnetlerini yansıtır ona; saflığını yitirmiş, inanca dönüştürülmüş fikir, zaman içindeki yerini alır, bir olay çehresine bürünür; Mantıktan sara hastalığına geçiş tamamlanmış olur... İdeolojiler, doktrinler ve kanlı şakalar böyle doğar. İçgüdüsel olarak
Reklam
Tarih ve Kelam
''(...)Olaylar sistemi artık hiçbir şey kanıtlamaz olur: Büyük marifetler peri masallarına ve elkitaplarına girmiştir. Geçmişteki muzaffer girişimler de , artık sadece onları taçlandıran güzel laflar yüzünden ilgi çeker. Ağzı laf yapmayan fatihin vay haline! İsa bile, iki bin yıldır dolaylı bir biçimde diktatörlük yapmasına rağmen , müminlerinin ve aleyhtarlarının hafızasında, onca ustalıkla sahnelediği yaşamına serpiştirilmiş paradoks kırıntılarıyla iz bırakmıştır. Çektği acıya uyan bir lafı gediğine koymamışsa, bir şehit hakkında nasıl bilgi toplanabilir? Uzak ya da yakın geçmişteki kurbanların hatırasını, ancak bulandıkları kanı kelamlarıyla ölümsüzleştirdilerse muhafaza ederiz. Bizzat cellatlar bile, ölümlerinden sonra oyunculukları ölçüsünde anılırlar. Neron, kanlı soytarı çıkışları olmasa, çoktan unutulurdu(...)''
Sayfa 88 - MetisKitabı okudu
Dinden uzaklaştığında bile insan dinine tabi kalır; bütün çabasıyla tanrı benzerleri yaratır sonra da benimser bunları ateşlilikle: İçindeki kurgu ihtiyacı, mitoloji ihtiyacı, apaçık gerçeğin ve gülünçlüğün üstesinden gelir. Bütün cinayetlerinin sorumluluğu tapma gücündedir. Bir tanrıyı yakışıksızca seven kişi başkalarının da onu sevmeye zorlar, buna razı olmazlarsa onları yok etmeye hazırdır. Hiçbir hoşgörüsüzlük, ideolojik tavır taviz vermezlik veya dünyacılığı yoktur ki, sevdiğin hayvani temelini açığa vurmasın hele insan ilgisizlik melekesini bir yitirsin. Potansiyel bir katil katil haline gelir. Hele fikrimle Tanrı’ya dönüştürsün: bunun sonuçları sayılamayacak kadar çoktur ancak bir tanrı ya da tanrı taklitleri adına insan öldürülür. Akıl Tanrıçası’nın ulus, sınıf ya da ırk fikrinin yol açtığı aşırılıklar Engizisyon’un ya da Reform’undakilerle akrabadır. Kanlı marifetler konusunda coşku dönemlerinin üzerine yoktur: Azize Tereza ancak yakılan insanlarla çağdaş olabilirdi. Luther de köylü katliamlarıyla...
Aslında her fikir yansızdır, ya da öyle olmalıdır; ama insan onu canlandırır, alevlerini ve cinnetlerini yansıtır ona; saflığını yitirmiş, inanca dönüştürülmüş fikir, zaman içindeki yerini alır, bir olay çehresine bürünür: Mantıktan sara hastalığına geçiş tamamlanmış olur... İdeolojiler, doktrinler ve kanlı şakalar böyle doğar. İçgüdüsel olarak
31 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.