Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ekin Özcan

Ekin Özcan
@kaplumb_aga
Bunca saçmalık arasında kendini yetiştirmeye çabalayan huzursuz bir konservatuvar öğrencisinin kendi halinde arşivi.
MSGSÜ / Kompozisyon
Lisans öğrencisi
İstanbul
Eskişehir, 20 Mart
14 okur puanı
Haziran 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
"Uzaktaki bir nehrin akışını, görünmez tepelerin kıvrımlarını, güneye doğru bir yerde park etmiş bekleyen yağmur bulutlarının düğümünü, en ücra sinir uçlarındaki karıncalanmaları hisseder gibi hissedebiliyordu. Bir ağaç olmanın heyecanını da duyabiliyordu ki bu hiç beklemediği bir şeydi. Toprağın içinde ayak parmaklarını kıvırabilmenin çok hoş bir duygu olduğunu biliyordu, ama bu kadar hoş olabileceğini daha önce hiç fark etmemişti. Neredeyse uygunsuz sayılabilecek bir zevk dalgasının New Forest ormanlarından kendisine doğru yükseldiğini hissedebiliyordu. Bu yaz denemeliyim diye düşündü, yapraklara sahip olmanın nasıl bir his olduğunu anlamalıyım."
Sayfa 560Kitabı okudu
Reklam
"Bağlılık, düşünmemek demektir, düşünmeye gerek duymamak demektir. Bağlılık bilinçsizliktir."
"Kader hep böyle davranır bizlere, hemen arkamızdadır, omzumuza dokunmak için elini çoktan ileri doğru uzatmıştır, bizlerse hâlâ, Geçti gitti, gösteri bitti, yine aynı hikâye, diye homurdanır dururuz."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsanlar anatomik gelişim istiyorlar. Ameliyatla büyütülmüş. Yeni ve geliştirilmiş. Silikon takviyeli. Kolajen enjekte edilmiş.
Sayfa 146Kitabı okudu
Geleceğe güvenmiyor oluşumuz, geçmişimizden kopmamızı zorlaştırır.
Sayfa 162Kitabı okudu
Reklam
Sekiz saat uyumak, sekiz saat de hiçbir şey yapmaksızın, leş gibi oturabilmek uğruna, geriye kalan tüm zamanları, tiksindikleri işlere adıyorlardı. Sonra bu insanlar, yalnız midelerini değil gövdelerinin bütününü tanrıları kılmışlardı.
Bir düşün gerçekleşmesini bir tek şey olanaksız kılar: başarısızlığa uğrama korkusu.
Sayfa 160 - Can Yayınevi
"İnsan sevince," diye düşündü, "nesneler daha çok anlam kazanıyor."
Sayfa 117 - Can Yayınevi
Öyle zamanlar vardır ki, insan hayat ırmağının akış yönünü değiştiremez.
Sayfa 74 - Can Yayınevi
Her zaman, ne istediğini bilmek zorunda olduğunu anımsa.
Sayfa 71 - Can Yayınevi
Reklam
"Henüz sahip olmadığın bir şeyi vaat ederek gidecek olursan, onu ele geçirme arzusunu yitirirsin."
Sayfa 40 - Can Yayınevi
"Bir düşü gerçekleştirme olasılığı yaşamı ilginçleştiriyor."
Sayfa 26 - Can Yayınevi
Düş, geceleri yaşamın kaynağına doğru kaçan ruhun, susuzluğunu giderdiği yerdir.
Sayfa 68 - Can YayıneviKitabı okudu
Dünyanın en iğrenç başbelâlarından biri olan ırkçılık, ancak soyların kaynaşması, melezlerin doğmasıyla çözümlenebilir. Üstelik doğa bunu özellikle istiyormuşçasına, melezler, annelerinden de, babalarından da daha güzeldir her zaman.
Belki de bu otel 'milleti' aslında geleceklerini ellerinden kaçırmış bir çeşit insan 'haşeratı'. Şimdi tırtıllar gibi oda oda kıvranıyor; biri öbürünün, hepsi birbirinin geleceğine sulanarak, yaşadığı anı berbat ediyor. Çünkü yok aslında yaşadıkları an: pratik olarak, günlük ve 'suflî' gerçek olarak mevcut değil.
Sayfa 50 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Yol aldıkça tümüyle olmasa da giderek kendine yabancılaşır insan, hiç bilmez bizi şu değil de bu yöne neyin götürdüğünü.
Sayfa 189 - Can YayıneviKitabı okudu
Reklam
"...çünkü insan kendine en yakınların zamana yenildiklerini kabul etmezdi; sevdiklerini canlı ama doğaüstü varlıklar olarak görürdü."
Sayfa 158 - Can YayıneviKitabı okudu
Sanki yaşam, belki de tarih, sürekli değişik bir yönünü sergileyen bir ruhtu, aynı anda aynı varlık olmaktan hoşnut değildi.
Sayfa 107 - Can YayıneviKitabı okudu
Balıkesir'de hiç unutamayacağım bir kadın gördüm: Sinemaya gitmiştik. Filmin başlamasını beklerken, ince uzun genç bir kadın girdi hole. Giysisi, şapkası, eldivenleri, çantası, topuklu ayakkabılarıyla, en iyi anlamda, yani gösterişe hiç kaçmayan bir biçimde, tepeden tırnağa, olağanüstü şıktı. 1938 yılında Anadolu'da değil de, Paris'in büyük bulvarlarının birindeydik sanki. Salt erkekten oluşan holdeki kalabalık, saygıyla kenara çekildi, yol açtılar ona. Genç kadın bir masaya oturdu; garsondan bir sâde kahve istedi. Sonra eldivenlerini çıkardı; çantasından sarı kapaklı Fransızca bir roman, bir paket de sigara aldı. Kahvesini ve sigarasını içerken, kitabını okudu. Herkesin gözü ona dikiliydi. Ama ancak bizim gözlerimizde hayret vardı. Balıkesirli erkekler, hayretle değil, sâdece hayranlıkla bakıyorlardı ona. Her zaman tanışmak istediğim ve ne yazık ki bir daha hiç karşılaşamadığım bu kadının kim olduğunu sorduğumuzda, "Hâkim Hanım" diye fısıldadılar. Hâkim Hanım şöyle dürüst böyle dürüstmüş. Gözü öyle pekmiş ki, hiç kimseden, en belâlı ağalardan bile korkmazmış. Gerektiğinde, bir dâvâyı soruşturmak için, bir ata atladığı gibi en uzak köylere gidermiş. Adaleti yerine getirmekten başka hiçbir şey düşünmezmiş, vb. Bunları duyunca, birkaç ay sonra ölecek olan Mustafa Kemal'in, kadınların eğitim görmeleri, özgürlüklerine kavuşup toplumda yer almaları uğruna verdiği savaşı kesinlikle kazandığının bir kanıtı saydım Balıkesir'deki Hâkim Hanım'ı. Bu kadın toplumdan dışlanmış durumda değil, tâ 1938 yılında topluma egemen durumdaydı.
Doğanın güzelliğine aval aval bakmak başka şeydir, bu güzelliği sahiden görebilmek başka şeydir.
Sayfa 85 - YKYKitabı okudu
Yaşamda bunca gerçek felâket, bunca sefalet varken, ıvır zıvır kişisel sorunlarım yüzünden surat asmayı, ahlâksal açıdan ayıp saydım. Başıma gerçek felâketler gelince de, bunları gözler önüne serip çevremi de mutsuz etmeyi, gene ahlâksal açıdan doğru bulmadım.
Sayfa 85 - YKYKitabı okudu
Bizlerin başlıca iki kusurundan biri yaşama sevincinden yoksun olmamız, ikincisi de doğa sevgisinden yoksun olmamızdır bence. Çoğumuz, küçük mutluluklara sıkı sıkı kapatırız benliğimizin kapılarını. Neşeli insanları sulu sayarız. Dertlenecek bir neden bulunmayınca bile, hep dertliyizdir genellikle.
Reklam
Yaratılış büyük bir tiyatrodan başka neydi ki?
Sayfa 69 - Can YayıneviKitabı okudu
Bir şey belirli bir biçimde davranacağı yerde belirli bir biçimde varolduğu için cahil sayılmaz ki.
Sayfa 166 - YKYKitabı okudu
Ne yazık ki, insanların düş gücü eksildiği, kafaları uyuştuğu için, öyle bir hale geldiler ki, "rahat" uğruna, yaşamın değişik yanlarından, renkliliğinden, rastlantılarından, yani yaşamı yaşamaya değer yapan her şeyden vazgeçmeye hazırlar artık.
Sayfa 41 - YKYKitabı okudu
Bunca felâket, bunca zulüm, bunca haksızlıkla dolu bir dünyada köpekler gibi mutsuz olmanın kolaylığını bildiğim için, mutsuzluklarıyla övünenlere fena halde bozulurum.
Sayfa 9 - YKYKitabı okudu
Şunu iyi bil ki, Bassanio, işine geldiğinde Şeytan da Kutsal Kitap'tan örnekler verebilir. Kendine kutsal tanık bulan kötü bir ruh Yüzüne gülen alçağın biridir, Dışı iyi, ama içi çürümüş bir elma gibidir. Ah şu sahtekârlık ne düzgün görünür dışarıdan!
Sayfa 17 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Günah, eğitimi kontrol edenlerin beğenmediği şeydir.
Sayfa 136 - İlkekitapKitabı okudu