Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hayatımızdaki tatlar bizi terk etmeseydi, daha en başında hiçbir tat olmazdı.
Reklam
"Dehşet, üremesine fırsat verilmeden tükürülmesi gereken bir solucandır."
Sayfa 56 - Altın Kitaplar YayıneviKitabı okudu
"Zaman, suyun üstünde bir yüzdü ve önlerindeki büyük nehir gibi, akmaktan başka bir şey yapmazdı."
Sayfa 16 - Altın Kitaplar YayıneviKitabı okudu
Reklam
Bizler ateşe tutkun pervaneler gibiyiz. Hep ateşin yanındayız. Bir kanat boyu mesafeyi koruyamazsa pervaneler yanar, küle dönermiş. Biz ise nice yangınları elimizle söndürecek kadar fedakar ve gözümüz kara... Öyleyse ne gam? Yangınların ve büyüklüğünün ne önemi var? Biz boğazımıza çökecek olan ecele bile, 'bizi evde beklemesinler' demedik mi? Tasalanmak bize düşmez. Tasalanmayı avuçlarımızla söndüreceğimiz ateşin şuleleri düşünsün.
İyilik de ve kötülük de yapıldığı yerde durmaz, zamanla en ücra köşelere kadar yayılır. Tek tek dikilen güller, dillere destan gül bahçeleri oluverirler. Yakılan bir kibrit çöpü ateş topuna döner. Müdahale edilmediği takdirde önce bir eşyayı, ardından bir evi, bir mahalleyi hatta bir şehri yakıp küle çevirir. Tarih bunun örnekleri ile doludur.
İçinde yaban hayvanlarının yaşadığı kara bir kule var. Kulede ne kapı ne de pencere bu­lunuyor. Kimsenin girmesine, çıkmasına izin yok. Kulenin en tepesinde bir kafes var.. Kafesin parmaklıkları kemikten. Bu kafesin içindeki tutsak ruh güneşi görmeye çalışıyor. O kule benim bedenim, kafes ise kafatasım. Rahatlamak için türkü çağıran ruh ise benim, kendim.
… bir adam iki yolla kötü haber getirir. Ya kötülük yapan biridir; ya da iyi zamanda insanları yalnız bırakır ama kara günde yardım getirmek için gelir sadece.
Sayfa 130Kitabı okudu
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.