Robinson Crusoe’u en az yedi defa okumuşumdur. İki Sene Okul Tatili, Define Adası, Al Midilli ve Don Kişot’la yatağa uzanıp onlarla beraber o maceraları yaşamak, dünyayı seksen günde dolaşıp dolaşamayacağımızın heyecanını duymak şahaneydi. Çiğli’deki havacı lojmanlarının camına yağmur damlaları şıp şıp vururken, kendi sıktığım mandalina suyunu cup cup içip, arada yastığı at yapıp dıgıdık dıgıdık diye yatakta gezerken sinemadan yürütüp duvara astığım Küçük Dev Adam filminin afişindeki Dustin Hoffman’la göz göze gelirdik. Şahaneydi.
bu velhamdulillah vessalatu vesselamu Ala rasulillahi Ah ah Şeytan insanları
boş boş hayaller L avutuyor boş kuruntularla onları oyalayıp duruyor
çölde yol alanlar zaman zaman serap görürler değil mi Onu gerçek zannederler
ve ümitle oraya doğru koşarlar Halbuki
bir hayalin peşinde koşturup dururlar geç anlarlar aynen onun gibi Şeytan
BOHEMYA'DA SKANDAL
Sherlock Holmes'a göre o, 'O kadın'dı. Onun için başka bir ifade kullandığını pek duymadım. Holmes'un gözünde, cinsiyetinin bütün özelliklerini gösteren tam bir kadındı. Holmes'un Irene Adler'a karşı hissettiği kesinlikle sevgi değildi. Bütün duygular, özellikle de bu duygu, onun soğuk, mükemmeliyetçi ama hayranlık uyandıracak
Önceki Gün ya da Bir Yıl Öncesi Danny Livingstone, sol kulağının içindeki kulak çubuğunu elinde çevirdiği sırada kendi kendisine, burası cennet, dedi. Yanına kar kalan birkaç günlük keyfinden biri de buydu, çünkü yüzlerini bile hatırlayamadığı kadar çok kadınla yatıp kalktıktan (ki kendileriyle bir daha karşılaşmayı filan arzulamıyordu), o güya
Galiba sekiz dokuz yaşlarındaydım. Bir Orta Anadolu kasabasında büyüyordum. Babam gazozcuydu. Bir gün tüm kasaba çarşı meydanındaki kahvenin önünde toplandı. Her gün kapısının önüne gazoz bıraktığım kahvenin sahibi, yaşlı hoş sohbet amca yanında çırak olarak çalışan, benim yaşlarımda esmer yetim bir çocuğa, İhsan’a iki yıldır tecavüz ediyormuş.