Öyle bir kasaba düşünün ki tek erdemleri “dürüstlük” olsun! Ve yine öyle bir kasaba düşün ki halkı, yaptıkları(!) “iyilikleri” anımsamak için kafa patlasınlar. “Dürüstlük” ve “iyilik” kelimelerinin değerini hepimiz az çok biliriz. Lafa gelince hepimiz dürüst hepimiz iyilik severiz. Peki “bizlerden farklı “ olan kişilere saygımız ne derece? Tek doğru bizim doğrumuz mu? Tek gerçek bizim gerçeğimiz mi? Biz ne kadar mükemmeliz(!)? Her insanın içten içe beslediği bir hırsı, bir arzusu, bencilliği muhakkak vardır. Freud buna “id” der, Golding buna “insanlar doğuştan kötüdür “ der.
Bu 64 sayfalık hiciv yazısında aslında insanların ne kadar sahtekar olduklarını, en dürüst sandığımız insanların bile aslında göstermedikleri ayrı bir yüzü olduğunu, çıkarları doğrultusunda bütün değerlerini bir kalemde silebilen insanların var olduğunu Twain bize açıkça gösteriyor, Tabii ki satirik şekilde.
Keyifli okumalar...