Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kavun

Kavun
@katmandukavunu
Bir kitabı okurken geçen iki saatin ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince, insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür yeis içinde kalırdım.
544 syf.
·
Puan vermedi
·
24 günde okudu
Okumakta en çok zorlandığım Pamuk romanı oldu diyebilirim. Başka birinin ağzıyla yazmayı seven Pamuk kendisi profesyonel bir romancı ve amatör bir tarihçiyken, profesyonel bir tarihçi ve amatör bir romancı karakter uygun görmüş bu sefer anlatıcı olarak. Osmanlı yıkılış tarihinde ele alının bu eser, Benim Adım Kırmızı'ya kıyaslandığında çok yavan kaldı benim için.
Veba Geceleri
Veba GeceleriOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20216,7bin okunma
Reklam
120 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Woolf eğer Shakespeare'in onunla benzer/aynı dehaya sahip olan bir kız kardeşi olsaydı varsayımı üzerinden muhteşem bir tartışma açmış ve şöyle demiş büyük rastlantı, tesadüf ve bir seri şans eseri olanaklar sonucu bilgi ve kültüre erişen kadının dönemin eşitsizlikleri karşısında dehasına sahip cıkabilmesinin bir yolu yoktur. Bastırılmış ve kıstırılmış yaşamında kadının dehasi onu ancak yok edebilir. El değmemişlik-sadakat-feragat-fedakarlık urganlarıyla vücudu dört bir yandan bağlı kadın, ataerkil dizgede ancak kendi benliğini silerse mahvoluştan kurtulabilir. Kadın dehasının su yüzüne çıkamayışının nedeni benliğin parçalanışıdır. Toplumsal ağı yirtan kadın dehasının sonucu çoğu zaman çıldırıdır. Woolf tüm bunlara rağmen eklemiştir Shakespeare'in kız kardeşinin var olabileceğine inancımı koruyorum. Kim bilir o kız kardeş belki yanaklarını sardunya yapraklarıyla süsleyen o kızdır.
Yeryüzü Ayetleri
Yeryüzü AyetleriFuruğ Ferruhzad · Can Yayınları · 20193,374 okunma
594 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Özellikle genç başarısız Baudelaire özentisi şair Muhittin'in geçtiği bölümleri okurken farklı bir zevk aldığımı belirtmem gerek. Parıldayan gözlerle, etrafındaki tüm eşyaya, varlığa öfke duyan bu karakterin neredeyse tüm davranışlar için küçük düşürücü ve alaycı bir yorumu mevcut. Etrafındaki küçüklü büyüklü burjuva hayatını her fırsatta hicvetmesine rağmen karakterin kendi hayatına baktığınızda küçük bir burjuvadan hiçbir farkı olmadığını görüyor ve etrafındaki herkes dahil olmak üzere kendine de yalan söyleyen zavallı bir ikiyuzlü olduğunu anlıyorsunuz. Birçok ayrıntıda aslında ulaşmak istediğinin ve içten içe kıskançlık duyduğu şeyin yerden yere çaldığıyla aynı olduğunu, sevilmekten ve anlasilmaktan çok peşinden sürüklenen insanlara özlem duydugunu farkediyorsunuz. Yaptığı birçok eleştirinin yuzeyselliginin ötesine geçildiğinde içinde barındırdığı aşağılık kompleksinden kaynaklanan kendini ispat etme ve gösterme çabasının sonucu olduğunu, sevgisizlikten meydana gelen küçük bir buhran yumağı olan dış görünüş itibariyle de son derece sevimsiz bu karakter aslında sevilme, kabul görme ve özellikle hayran olunma aşkıyla yanıp kavrulan, kendine verdiği sözleri bile tutamazken, okurda öfke duyulmaktan çok acıma isteği uyandırıyor. Sonunda aslında inanmadığı bir paradigmaya hizmet etmesi ve çıkarları uğruna faydaci bir hayat sürmesi ayrıca kitabın bitişinde karakterin de istediği gibi düşünülmeden sadece hissederek insanların peşinden sürükledigini görmek maalesef onun için hiç istemediğim bir kapanış oldu, ölmesini çok istemiştim oysa.
Cevdet Bey ve Oğulları
Cevdet Bey ve OğullarıOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20235,9bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
246 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
"Öyle çok dal salıyor, çok uç veriyor; tıpkı asmalar nasıl sülük salarsa, o sülük de her değdiği yere tutunmaya çalışırsa, Marquez'in öykülerinin dalları da öyle. Bence bu fışkınları, dalları kesmek, budamak gerekir ki anlatının ana gövdesi güçlensin." Bu okuduğum beşinci Gabo yapıtı ve ben öyle düşünmüyorum. Çünkü bu dallanıp
Sevgiden Öte Sürekli Ölüm
Sevgiden Öte Sürekli ÖlümGabriel Garcia Marquez · Cem Yayınevi · 1980270 okunma
728 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
İslam ve Ortadoğu hususunda uzmanlaşmış tartışmalı ve popüler bir simadan, modern Türkiye'nin yaratılma sürecini, Osmanlı'nın gerilemesinden çokpartili döneme geçişe kadar ele almış bir araştırma. İkinci kısımda ise coğrafyamızda değişim sürecinde "ümmet ve millet", "devlet ve hükümet", "din ve kültür", "elit ve sınıf" gibi tartışmali paradigmaları açarak incelemeye tabi tutmuş. Yerli yazının dışında konu ile alakalı daha detaylı fikir sahibi olmak ve farklı açılardan süreci değerlendirmek için okunabilir.
Modern Türkiye'nin Doğuşu
Modern Türkiye'nin DoğuşuBernard Lewis · Arkadaş Yayınları · 2021938 okunma
Reklam
144 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Suriçi kahvehaneleri; ücra köşelerde fukaralık kokan ıssız kıraathaneler, Beyoğlu sokakları, mütevazi balıkçı tekneleri, vapur iskeleleri, Burgazada, Adapazarı. Hikayelerinde bahsettiği sevimli, canlı "yüzü yıkayıp temizleyen bir gülümseme" ye sahip, çekik gözlü, çıkık elmacık kemikli, sokaklarda başıboş avare dolaşan sıska, mahçup delikanlı... Her zaman hayalci, utangaç, insana inanan, gözlemci... Bir hikayesinde de belirttiği üzere insanların ateş almaya, adres sormaya cekinmediği adam. Kısa ömrüne böyle çok, böyle şiir öyküler sığdırdığına bin şükran...
Mahalle Kahvesi
Mahalle KahvesiSait Faik Abasıyanık · İş Bankası Kültür Yayınları · 20127bin okunma
171 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Ne desem, nasıl anlatsam... Böyle içimi acıtan, şuracığıma dokunan, gözlerimde yaşlar biriktiren, bir kitap elime almayalı uzun zaman olmuş... Her hikayesinde gırtlağımın orta yerinde bir yutkunamamayla, şakaklarımda ince bir sızıyla dokundu, kuru ince parmaklarıyla bu harikulade kadın bana. Bir kadın düşledim, babasızlığı, daha baba ne demek bellemeden öğrenen, yoksulluktan orta okula gidemeyen. Yaşamak zorunda olmaktan sıyrılıp kendine kocaman bir "yaşam" yaratabilen. O nasıl şahane bir kadındır.. . Her Sait Faik sayfası çevirişimde içimde küçük öykücü bir kırlangıç yuvasında huzursuzca kıpırdanırdı. Bu şahsına münhasır değerli kadına nasıl bu kadar geç kaldım öfkelendim. Neden değeri yeterince bilinmemiş, neden hakkettiği koltuğa oturtulmamış bu öykücü öfkelendim. Dönemini böyle keskin böyle şahin ele almış bir kadın. Kadını böyle ustalıkla anlatan bir kadın. İç sesleri, diyalogları, durum hikayeleri, birbirine karışan renkler gibi, gökkuşağı gibi, kelimelerden koca bir atmosfer yaratan kadın. Sadık, sömürülmüş, masum, istismar edilmiş, yaralanmış, hasret dolu, kadınları, kendi kadınlığından doğuran kadın. Sana hayran kaldım...
Parasız Yatılı
Parasız YatılıFüruzan · Yapı Kredi Yayınları · 20193,707 okunma
531 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Bu kitabı yazdığı esnada 23, Şahsiyet'in senaryosunu yazdığı sırada ise 42 yaşındaydı, birinin temalarından biri zihni boşaltmak digerininki ise alzheimer. İkisinde de unutmanın bir kurtuluş mu bir lanet mi olduğunu soruyor. Ama bunlardan daha mühim olarak dikkatimi çekenler ise iki eser içinde geçen senkronize olmuş ufak ama harika detaylar. Şahsiyet: -Sen hiç birini tek soru sormayacak kadar sevdin mi Nesrin? Kinyas ve Kayra: -Soyluluk sadece şatolarda yaşamak değildi. Işte buydu. Sormamak. Sadece anlatılmak isteneni dinlemek. (465) Şahsiyet: -65 yaşıma geldim. Geçen doğumgünümde yine bir dilek tuttum, çocuk gibi. Yine imkansız bir dilek tabi. Ne diledim biliyor musunuz? İyi bir insan olmayı. Kinyas ve Kayra: -Arzumun muhatabının kim olduğunu bilmiyordum tabi. Pasta tanrısı mi, mum tanrısı mı, krema mi? Ve içimden o dilek cümlesini kurdum: "İyi bir insan olmak istiyorum..."(462)
Kinyas ve Kayra
Kinyas ve KayraHakan Günday · Doğan Kitap · 202227bin okunma
216 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Hayyam'ın bircok sanatçıya ilham olduğu muhakkak ama en çok dikkatimi çekenler Mehmet Güreli: kimse bilmez, Serenad Bağcan-Fazıl Say: akılla bir konuşmam oldu, Can Gox: dal goncayi bir sabah şarkıları oldu. Hepsini çok severdim fakat sözlerin Hayyam'in rubailerinden alıntı olduğunu bilmez idim. Dörtluklerin orijinal hali ise şu şekilde: Kimse
Dörtlükler
DörtlüklerÖmer Hayyam · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202122,4bin okunma
250 syf.
·
Puan vermedi
Severek takip ettiğim dergilerin başında gelen Düşünbil'in bu sayısında konu zaman felsefesi idi. Son zamanlarda popülerliğini giderek arttıran bu meselenin incelenmesinde bol bol Heidegger ve Kant alıntıları vardı yazılarda ayrıca konunun fiziksel ve astronomik boyutlarına da deginilmisti. Newton'un yer çekimi yasası, Marxwell'in elektrodinamik bilimi, Einstein'in özel ve genel gorelilik kuramı veya kuantum mekaniğinden termodinamik yasalarına ve bu bilimsel tespitlerin zaman ile olan ilişkisine, Aristo ve Augustinus'tan bu yana kafa yoran birçok filozofun gözünden bakma firsatı yakaladım.
Düşünbil - Sayı 68
Düşünbil - Sayı 68Düşünbil Dergisi · 201834 okunma
Reklam
140 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Kitabın son bölümü olan üçüncü kısımdaki Komik-i Şehir öyküsü benim için en vurucu hikayeydi-belki de hayatımda okuduğum en vurucu öykülerden-. Büyük ihtimalle Osmanlı son dönemleri ile Cumhuriyet kuruluş dönemleri arasında geçen bir kız kaçırma öyküsü. Anadolu'nun ücra bir kazasında kurulan tiyatro kumpanyasindaki güzeller güzeli Victor'un kaçırılış ve aşığı Rahmi'yi de beraberinde sürükleyen bir mahvoluş hikayesi. Hikayenin dönüm noktasının ise Namık Kemal'in 'Zavallı Çocuk' piyesinde gerçekleşmesi ise Sabahattin Ali'nin kıvrak zekasından kıvılcımlanan ayrı bir nüans.
Değirmen
DeğirmenSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202145bin okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Murat Menteş kafası farklı çalışan yazarlardan. Bu kitapta da aslında birçoğumuzun sıkışınca sığındığı, kendi kendimize hayali diyaloglar ürettiğimiz, sorular sorduğumuz idollerimizden yola çıkıyor zannımca. Çünkü dünya ve Türkiye'den iz bırakmış ve golgelerinde serinlenen tam 11 yazar, şair ve düşünürle farklı şehirler ve semtlerde yolculuğa çıkma fırsatı buluyorsunuz. Ve fikirlerini sanki karşılıklı kahve içer gibi yudumluyorsunuz. Ayrıca Hakan Karataş'ın cizimleriyle farklı bir boyuta geçen kitap iki kat ilgi çekmekte. Fikir olarak bayıldığımı, daha önce dergilerde denk geldiğim bu durumu şimdi de bir kitapta görmekten büyük feyz aldığımı söylemeliyim. Birinci cilt olarak geçiyor, ikinci cildi çıktı mı bilmiyorum. Çıkmamış ise büyük bir içtenlikle devamını bekliyorum.
Derde Deva Randevu
Derde Deva RandevuMurat Menteş · April Yayıncılık · 20193,262 okunma
126 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
29 günde okudu
The notorious book which got so many people killed themselves. I read the book when I was too little to absorb its meaning under the surface. I don't suggest reading this one especially while you have unrequited love for someone, or even if she/he wants it as well, it can still be impossible-the hardest-. So you need to handle this piece of art if you are not in a nark. Maybe you are not interested in love at all but this book is much more. The suicide dialogue between Albert and Werther was excellent...
The Sorrows of Young Werther
The Sorrows of Young WertherJohann Wolfgang Von Goethe · Bordo - Siyah · 2011121,4bin okunma
231 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Bilinç akışı tekniğinin en önemli önderlerinden olan ve ünlü  "the past isn't ever dead, it isn't even past" sözünün sahibi Nobel ödüllü yazar Faulkner, bu kitapta isminden de anlaşıldığı üzere bizler için tüm kötülüklerden uzak kutsal sığınak kavramının var olabilme ihtimali var mıdır sorusu üzerinde yoğunlaşıyor. Herhangi bir kronik sıralamanın görülmediği kitapta karakterlerin kafalarında olup biten dusuncelerden çıkarım yapmaya zorluyor okuyucuyu. Uzun zaman önce okuduğum bu kitapta hatırladığım en önemli detay ise olay akışını kestirmesek de sahnelerin tüm canlılığı ve vuruculugu ile kötüluk kavramının ne kadar çarpıcı ve öznel olabilecegi idi. Bu karakter nasil bu tepkiyi verebilir diye defalarca soka girdiğimi hatırlıyorum.. Diyalektik gereği iyilik ve kötülük kavramını karanlık atmosferinde öyle güzel işliyor ki, kötülügün akışkan yapısını, gerçeklik kavramının ne olduğunu, var olup olmadığını sorgulatiyor, aslında iyilik ve kötülüğü de gerçekliği de kendi kendimize inşa etmemiz gerektiği sonucuna varmamizi sağlıyor.
Kutsal Sığınak
Kutsal SığınakWilliam Faulkner · Cem Yayınevi · 2000282 okunma
100 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
12 saatte okudu
Barış Bıçakçı ile Bizim Büyük Çaresizliğimiz sayesinde tanıştım bu ikinci kitabı. Gerçekten böylesine az kelime ile böylesine işleyen yapıtlar konusunda Hemingway ile yarışır durumda gözümde. Çok naif çok ısıtan bir üsluba sahip. Son zamanlarda okuduğum ülkemiz yazarlarından en kayda değer, en kıymetlilerinden sayıyorum kendisini. Popülariteden bu kadar kopuk ama bir o kadar da zamansız yazması farklı kılıyor onu diğerlerinden.
Seyrek Yağmur
Seyrek YağmurBarış Bıçakçı · İletişim Yayıncılık · 20212,314 okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
Bukowski deyince aklıma, gecenin sonuna yolculuk, toza sor gelir. Tezer özlü gelir. Yabancı gelir. Metin Üstündağ gelir. Aylak adamlar, Tutanamayanlar, ve dahası zaten içinden de gelmeyenler gelir. Bukowski seveni kadar sevmeyeni de olan bir sanatçı, kendini tekrar ettiğini söyleyenler de var gerçek ve şeffaf olduğunu da. Önyargi duymadan okunmasını tavsiye ederim.
Kasabanın En Güzel Kızı
Kasabanın En Güzel KızıCharles Bukowski · Metis Yayıncılık · 19991,567 okunma
Reklam
95 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Modern Iran Edebiyatı denilince akla ilk gelen isimlerden Sadık Hidayet Doğulu Kafka unvanını sonuna kadar hak ediyor. Zaman ve mekandan bağımsız gerçek ve düşün iç içe geçtiği bu eserde nasıl olur da okurun kafasında bu kadar net ve keskin çizgiler çizmeyi başarabilir hala tam cozumleyemiyorum.
Kör Baykuş
Kör BaykuşSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 202328,4bin okunma
101 syf.
·
Puan vermedi
·
29 saatte okudu
John Steinbeck kesinlikle ilk gençlik yıllarında okunmasi gereken bir yazar olmasına karşın kendisiyle geç tanışmış olmaktan büyük bir hüsran duyuyorum. Daha önce pekcok defa karşıma çıkmasına rağmen sadece gazap üzümleri adlı eserini beyazperdeden izleme imkanına erisebilmistim. İnci ile beraber ikinci kitabını bitirdiğim için şanslı sayıyorum şimdi de kendimi. Fareler ve İnsanlar'da da olduğu gibi yine toplumda öteki olmak zorunda kalan kesimi anlatıyor yazar. Kızılderili bir çiftin trajik öyküsünü öylesine yalın bir şekilde anlatıyor ki (Tomris Uyar'ın çevirisinin de katkısı ile) okuyucu su içer gibi tüketiyor eseri. Mark Twain ile birlikte Amerikali olup siyasal yazında böylesine başarı elde etmiş bir yazar daha tanımıyorum henüz.
İnci
İnciJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 202337,8bin okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
36 saatte okudu
Vassaf'a ait bitirdiğim ucuncu kitap olma ozelliğindeki bu eser yeni favorim oldu. Bunda once de Cehenneme Övgü kitabını çok beğenip birkaç kez okuma gereği duymuştum. Cehenneme Övgü kitabında ölüm, aşk, evlilik gibi gündelik hayatımızda iç içe olduğumuz evrensel konuları, totaliter rejimlere ayak uyduran kitle psikolojisinin bireyin 'birey' olma sorunsalı üzerinde duruyordu yazar. Bu kitabında ise 21. Yüzyılda bireyin belki de gereğinden fazla birey olarak kendi hubrisi içinde boğulduğu ve ağaçlara olan ilgimizden ormanı farkedemedigimizden yakınıyor Vassaf. Tarihin her zaman savaşlara ve kahramanlara methiyelerindeki elestirilerine ve sorgulamaya iten üslubuna rağmen içinde her zaman insana olan umuduna ve barışa olan güvenine karşı bir ışık yanmaya devam ediyor.
Tarihi Yargılıyorum
Tarihi YargılıyorumGündüz Vassaf · İletişim Yayınevi · 2017432 okunma
141 syf.
·
Puan vermedi
Çok sarsıcı hiciv ve öykülerle dolu bu nacizane kitap insanın aynı anda hem içini sızlatan hem de dudaklarının kenarında acı bir gülümseme bırakabilen nadir eserlerden biri. 1947'de yayımlanmasina rağmen güncelliğini koruyan ve hala tesiri devam edebilen bu eser belki de Sabahattin Ali'nin kendinden ve siyasal kişiliğinden en çok parça taşıyan kitabı.
Sırça Köşk
Sırça KöşkSabahattin Ali · Doğan Yayınları · 201956,7bin okunma