Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Katolik Engizisyonu, hiç tartışmasız insanlık tarihinin en fazla kana bulanmış kitabını yayınlamıştı. Malleus Maleficarum -ya da Cadının Balyozu- dünyaya "serbest düşünen kadınların tehlikelerini" bildirmiş ve papazlara onları nasıl bulacaklarını, işkence edeceklerini ve yok edeceklerini anlatmıştı. Kilisenin belirttiği bu sözde "cadıların" hepsi kadın alimlerden, rahibelerden, çingenelerden, mistiklerden, doğa aşıklarından, birki toplayıcılardan ve "doğal hayata şüphe çekici şekilde uyum sağlayan" kadınlardan oluşuyordu. Ayrıca ebelerde doğum sırasındaki sancıyı azaltacak,, doktrinlere karşı gelen tıp bilgisini kullandıkları için öldürülüyorlardı. -kilise, bu acının Havva'nın Bilgi Elması'nı yediği ve böylece İlk Günah fikrine sebep olduğu için verilen bir ceza olduğunu iddia ediyordu. Üç yüzyıl boyunca cadı avı sırasında kilise beş milyon kadın yakmıştı. Yapılan propagandalar ve kan dökümü işe yaramıştı. Günümüz dünyası bunun bir kanıtıydı. Bir zamanlar ruhani aydınlanmanın mutlak yarısı olarak saygı duyulan kadın, dünyadaki mabetlerden kovulmuştu. Hiç kadın Ortodoks haham, Katolik papaz, Müslüman imam yoktu.
Da Vinci Şifresi
Da Vinci Şifresi
Dan Brown
Dan Brown
Doğru bilinen yanlışlar:)
‘Ortaçağ engizisyonu‘ deyimi, bir yanlışın tekrarlana tekrarlana tartışılmaz bir doğruya dönüşmesinin güzel bir örneği. Gerçekte Ortaçağ engizisyonu diye bir şey yok. (Daha doğrusu 13. yüzyılda Güney Fransa’da Albi isyanı sırasında bir süre faaliyet göstermiş bir heyetten başkası yok.) Katolik yobazlığının simgesi olan meşhur Officium Sanctum Inquisitionis İstanbul’un fethinden 25 yıl sonra 1478 tarihinde kurulmuş, bunu izleyen 300 yıl boyunca İspanya ve Portekiz ülkelerinde müthiş bir terör estirmiş, tipik bir Yeniçağ kurumu.
Reklam
Hristiyanlar dini baskı nedeniyle mi Müslüman oldular?
İnsanların dinlerini zorla ve baskı yaparak değiştirmek, güç kullanarak Hristiyanlığı onlara dayatmak, kilisenin sonraki dönemlerde de belirgin bir tutumu olmuştur. Söz gelimi, yeni kıtanın keşfi (1492) sonrasında orada kilise namına veya kilise adıyla meşrulaştırılarak yapılan katliamlar bugün hâlâ gündemdedir; Meksika'nın 16'ncı yüzyıl soykırımları için Katolik Kilisesi'ni suçlayan haklı ifadeleri yakın geçmişte basında da yer almıştır. Reconquista sürecinde İber Yarımadası'nda milyonlarca Yahudi ve Müslüman, devlet destekli kilise engizisyonuna tâbi tutulmuşlardır; onlara, ölüm, Hristiyanlığa (Katolik inancına) ihtida veya göç şeklinde üç seçenek dayatılmıştır. Burada bir örnekle yetineceğim: İspanyol Engizisyonu'nun simgelerinden Tomás de Torquemada (ö. 1498) adlı bir Dominikan, 125 Katolik inanca has paklığın tehlikede olduğu söylemiyle 2 bin kişiyi kazıkta yakmış, korkunç işkenceleriyle hafızalara kazınmış, 40 bin Yahudi'yi İspanya'dan kovmuş, 50 bin kadarını zorla vaftiz etmiştir. 1994'te Ruanda'da yaşanan ve yüz gün içinde bir milyona yakın insanın canına mâl olan soykırımda da Hristiyan misyonerlerin ve Katolik Kilisesi'nin rolü birçok tanık ifadesinde dile getirilmiştir; hatta bu husus Papa'nın ağzından "özür" mahiyetinde kabul de edilmiştir. Zira soykırıma bizzat katılan veya yardımda bulunan, ayrıca kasıtlı olarak sessiz kalan Katolik rahiplerden bahsedilmekte, bizzat kurum olarak Katolik Kilisesi'nin faillerin yanında yer aldığı ifade edilmektedir. Kilise tarihinde bu gibi sayfalar boldur; bu nedenle örnekleri çoğaltmak kolay, ama gereksizdir.
Sayfa 437Kitabı okudu
“Modern kilisenin günümüzün karmaşık dünyasına getirdiği onca iyilikleri hiç kimse reddedemezdi ama bununla birlikte, kilisenin hilekar ve vahşi bir geçmişi vardı. Pagan ve dişilere tapan dinleri imana getirmek için başlattıkları merhametsiz haçlı seferleri üç yüzyıl sürmüştü. Katolik Engizisyonu, hiç tartışmasız insanlık tarihinin en fazla kana bulanmış kitabını yayınlamıştı. Malleus Maleficarum -ya da Cadının Balyozu- dünyaya “serbest düşünen kadınların tehlikelerini” bildirmiş ve papazlara onları nasıl bulacaklarını, işkence edeceklerini ve yok edeceklerini anlatmıştı. Kilisenin belirttiği bu sözde “cadıların” hepsi kadın alimlerden, rahibelerden, çingenelerden, mistiklerden, doğa aşıklarından, bitki toplayıcılarından ve doğal hayata şüphe çekici uyum sağlayan kadınlardan oluşuyordu. Ayrıca ebeler de doğum sırasındaki sancıyı azaltacak, doktrinlere karşı gelen tıp bilgisini kullandıkları için öldürülüyorlardı-kilise, bu acının Havva’nın Bilgi Elması’nı yediği ve böylece İlk Günah fikrine sebep olduğu için verilen bir ceza olduğunu iddia ediyordu. Üç yüzyıl boyunca cadı avı sırasında kilise beş milyon kadın yakmıştı. “
İtalya'da Eğitim Bakanlığı'nın öğretmenlere "şeytan çıkarma kursu" formasyonu verme planı tepkiler üzerine iptal edildi. Tam adıyla Eğitim, Üniversite ve Araştırma Bakanlığı öğretmenlere sunulan formasyon programlarının yer aldığı platformuna "şeytan çıkarma ve özgürleştirme duası" kursunu da dahil etti. Öğretmenlerin
1633'te, Roma Katolik Kilisesi Engizisyonu, işkence zoruyla Galileo'nun bildiğinin yanlış olduğunu kamuya açıklamasını sağladı:Dünya, evrenin merkezinde sabit duruyordu. Bundan yaklaşık 350 yıl sonra, yani 1992'de, Papa John Paul adı geçen bilim insanının hep haklı olduğunu kabul etti ama o zamanki engizisyonun da 'niyeti iyiydi.' Gerçekten de iyi niyetli engizisyon gibisi yoktur!
51 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.