Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İbret!... İşaret!.. Lut milletinden geriye kalan iki kelime!... Lut (a.s.) iki kızıyla birlikte İbrahim'in (a.s.) yanına vardı. Bundan sonra ki hayatı Kur'ân'da yer almadı. Sallallahu aleyhi ve sellem
İbrahim Sûresi 24-25. Ayetler
24-25. "Güzel söz" diye tercüme ettiğimiz kelime tayyibe tamlaması "doğru söz, sağlam inanç, kelime-i tevhid yani "lailahe illellah" (Şevkini. III. 120), peygamberlik, vahiy, âhiret" ve Allah'ın bütün mesajlarını ifade etmektedir (Esed. II. 506). Allah Teala'nın varlığına ve birliğine imanı yani kelime-i tevhidi ifade eden "güzel söz, kökü yerin derinliklerine sağlam bir şekilde yerleşmiş. gövdesi ve dalları gökyüzüne doğru yükselmiş, her zaman meyve veren bir ağaca benzetilmektedir. Bu ağaç nasıl Allah'ın izniyle her zaman meyve verip faydalı oluyorsa "kelime-i tevhid" de o şekilde faydalıdır. O da müminlerin kalplerine yerleşip kökleşince onların davranışlarını etkilemekte ve imanın ürünleri, meyveleri onların üzerinde görülmektedir. Onlar Allah'a karşı kulluk görevlerini yerine getirmeye çalıştıkları gibi, ilim, irfan ve güzel işleriyle de insanlık için daima faydalı olmaya gayret ederler. Öte yandan ağacın diri kalması için nasıl sulama ve budama gibi bakıma ihtiyacı varsa kalpteki iman da böyledir. Eğer mümin faydalı ilim, güzel amel, zikir ve tefekkürle onu beslemezse o da zayıflayıp yok olabilir.
Sayfa 315 - 3. CiltKitabı yarım bıraktı
Reklam
Allah’ın dışında ibadet edilen bir varlığın tağut olarak isimlendirilebilmesi için mutlaka kendisine yapılan ibadete rıza gösterilmesi ve bu işten memnun olması şarttır. Eğer kendisine yapılan ibadete rıza gösterilmiyorsa o zaman tağut olarak isimlendirilemez. Bir çok insan Hz.İsa’ya Hz. Üzeyir’e veya Allah’ın salih kullarına ibadet etmektedir. Her ne kadar onlara ibadet eden insanlar kafir olmuş olsa da, kendilerine ibadet edilen bu salih zatlar, yapılan ibadetten razı olmadıkları için “tağut” olarak isimlendirilemezler. Bu şart çok önemlidir. Buna dikkat edilmelidir.
Ya tağutu reddettikten sonra iman edilir ya da tağuta iman ederek Allah reddedilir.
Sayfa 80
" 'Allah'a ve Resûl'e iman ve itaat ettik.' derler. Sonra onlardan bir grup (bu sözlerinin) ardından yüz çevirir. Bunlar mümin değillerdir." 24/Nûr, 47 Bir insan "İman ettim." dedikten sonra itaat etmekten -yani amel yapmaktan- yüz çevirirse mümin değildir. Ayet-i kerimede "Sonra içlerinden bir grup yüz çevirir." denilen insanlar iman ettim dedikten sonra amele yanaşmayanlardır. Bu da bize gösterir ki amel, Kelime-i Tevhid'in şartlarındandır. Selef uleması imanı tanımlarken: "Dil ile söylemek, kalp ile tasdik etmek ve organlarla amel etmektir." demişlerdir. Zaten kişinin kalbine iman sahih bir yol ile girerse organların itaat etmemesi mümkün değildir.
Bugün bazı insanlar Kelime-i Tevhid'i dil ile söyleyen, içeriğini ve gereklerini bilmeyen herkese Müslim muamelesi yapıyorlar. Bu tutum Peygamber (sav) ve ashabına yapılmış en büyük hakarettir. Peygamber ve ashabı, insanlar bu kelimeyi sadece nutkedip ezbere söylesin diye değil; içeriği Allah'a ibadet ve tağutu inkâr etmek olan bu kelimeyi hayata geçirmek için her türlü eziyete katlandılar. Eğer bugünkü insanların Kelime-i Tevhid'den anladıkları (Allah'tan başka ilah yoktur) yeterli olmuş olsaydı Mekkeli müşrikler Müslim sayılırlardı.
Reklam
Önce tağutu inkar, sonra Allah'a iman !
"Dinde zorlama yoktur. Rüşd/Hak, batıldan (kesin bir biçimde) ayrılmıştır. Her kim (reddetmek, tekfir etmek, teberrî etmek suretiyle) tağutu inkâr eder ve Allah'a iman ederse kopması olmayan sapasağlam kulp (olan Kelime-i Tevhid'e) tutunmuş (ve İslam dinine girmiş) olur. Allah (işiten ve dualara icabet eden) Semi', (her şeyi bilen) Alîm'dir." 2/Bakara, 256 "Andolsun ki biz her ümmet arasında: 'Allah'a ibadet/ kulluk edin ve tağuttan kaçının.' (diye tebliğ etmesi için) resûl göndermişizdir." 16/Nahl, 36
Allah’ın şeriatı olan hadleri kaldıran, faizin zinanın ve içkinin haramlığını iptal eden bütün beşeri kanunlar Tağut kavramına girerler. Zaten böyle kanunların her biri başlı başına birer tağuttur.
Sayfa 73
Tağutu inkar etmek tüm peygamberlerin ilk çağrısı olduğu halde toplumumuz daha bu kelimenin anlamını bilmemekte ve duyduğu zaman benimsememektedir. Hatta öyle bir duruma gelmiştir ki, kişiye tağutu ve onun reddedilmesi gerektiğini anlattığında hemen: “Tavuk mu? Tavuk nasıl inkar edilebilir ki?” Şeklinde çok komik, bir o kadar da üzücü bir cevap vermekte ve tağutu “tavuk” şeklinde anlamaktadır…
Sayfa 71
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.