Üç çeşit arkadaşlık vardır ;
Birincisi ekmek gibidir , her zaman ihtiyacınız vardır
İkincisi ilaç gibidir , lazım olursa ararsınız
Üçüncüsü mikrop gibidir , o gelir sizi bulur
Ve serinin 3. kitabını da bitirdim :) :) :)
Bu kitap diğer kitaplara oranla daha fazla danışmanlık yapıcak cinsten spoiler vermek istemem ama o Cüneyt'in yalan aşkı
Serra'nın Amerikaya gidişi
Artık meslek hayatıyla ilgili kararlar alışı normal standartlarda bir ipek ongun kitabı kendini maximum 3 günde bitirir fakat annem ve bayram temizliği kitabın uzamasına sebep oldu iyi okumalar :)
ipek ongunun bir kez daha olay bütünlüğündeki ustalığını görmüş oldum
Toni doğup büyüdüğü kasabadan ve ailesinden genç bir kızken ayrılır. Kendi ayakları üstünde durmak ve kendini kanıtlama çabası sonuç verir ve düğün organizasyon şirketi kurar. Fakat onun, kendisini terk ettiği düşüncesine daha fazla dayanamayan annesi Evie 'nin geçirdiği felç sonucu, Toni kasabaya döner.
Toni'yi kasabada sırlarla dolu geçmişi, hayalini kurduğu geleceği ve mucizelerle dolu 'Küçük Siyah Elbise' beklemektedir.
Sıkmadan okunan, alışılmış gibi görünen fakat ilginç kurgusuyla, hoş güzel bir kitap olmuş.
Yine de sonu daha uzun ve detaylı olabilirdi, sanki aceleye gelmiş. Bir de karakterin yaşları, üstlendirildikleri roller için büyük olmuş. Gözünüzde canlandıramıyorsunuz. 71 yaşındaki kadın merdiveni sarkıtıp, çatı katına çıkabiliyor. Ondan bir kaç yaş küçük diğer bir kadın evde hizmetçilik yapıyor. Diğer karakterler içinde bu gibi şeyler söyleyebilirim.
Fakat sonuç olarak, yaş olayına takılmadan okuyunca beğendiğimi söyleyebilirim.
Bu kitabı henüz 13 yaşımdayken kütüphanede ismi dikkatimi çekti diye alıp okumuştum.'' Allah Allah neden kadının adı olmasın ki?'' dediğimi unutmam. Yine raflarda gezerken ''Bu kitabı iki kere okurum işte.'' diyerek bir anda aldım. O zaman kopuk kopuk okumuş olmalıyım ki bu ikinci okuyuşumda neler neler kaçırdığımı fark ettim. Altını çizdiğim ve hayatımda da savunduğum oldukça fazla cümlenin varlığı Duygu Asena'ya olan hayranlığımı arttırdı.
Kitaba gelirsek: kitap boyunca adı verilmeyen kadın karakterimizin küçük bir kız olduğu yıllardan başlayıp yaşadığı onca olaylar neticesinde adeta kendi kendini baştan yaratması, güçlü, bağımsız, boyun eğmeyen, her anlamda istediğini şeyi yapan, kadınların da böyle olması gerektiğini savunan bir kadına dönüşmesini anlatıyor. Bu konuda kadınlara çok iş düşüyor bunu da yazar: '' İnsanların tümünde kendinden güçsüz gördüğü birini ezmek, ona buyurmak dürtüleri var ve ne yazık ki güçsüzler ordusu kadınlar. Eğer ilk buyurmada, ilk kısıtlamada, ilk tokatta hayır diyemezseniz, bunlar sürer gider. Ama kararlı bir hayır pek çok şeyin çözümü olacaktır.'' sözleriyle açıklamış. Bu durumun olması için ekonomik anlamda kadının özgür olması gerektiğini de kitap boyunca durmadan çalışıp ayakları üstünde duran kadın karakterimiz üstünden vurgulamış. Ben her kadının okuması gereken bir kitap demek yerine, herkesin okuması gereken bir kitap olduğu kanaatindeyim. Keyifli okumalar dilerim.
Kadının Adı YokDuygu Asena · Doğan Kitap · 20136,5bin okunma