Hayâtta herşeyi tüketmişiz geriye "aşk" kalmış...İnsanların artık para, pul, mevki, makam doyumundan sonra geriye "aşk"ı kalmış...aşk üzerine kitaplar yazılmış...okunmuş sonra "aşkaşkaşk" kalmış....O hâlde (ondan yüz çevirip) nereye gidiyorsunuz? (tekvir26)...dolayısıyla aşkı tüketiyoruz...aşk sanki insanoğlunun mutsuzluğunun "çıkış noktası" gibi abartılarak empoze ediliyor ...Hâşâ inanç, iman, dîn yerini alabilecek hale getiriliyor...aslında bu sızılar bir nevi tasavvufta Ney'in inlemesini neyistândan ayrılmasına bağlanması gibidir...Belki (Mutlaka) bunların temelinde İnsanoğlunun cennetin 1000 saatinden daha değerli Cemalullah'ı görme iştiyakı vardır. Bence "aşk" bir dîn gibi olmamalıdır. O "SEVGİ LİMANIDIR" , güven, bağlılık, sadakat limanıdır.O, her kendine mahsus sevgiyi, ayrı ayrı melekelerle Sevgiliye ulaştırmaktır.Allah'a, peygamberimize, eşine, çocuklarına, Allah'ın yarattıklarına, doğaya....Hiçbiri birbirinin yerine işgal etmemelidir, herbiri kendi yörüngesinde yüzmelidir...
İSMÂÎL
01.05.2013