Kalp kırılması diye bir şey yoktur, bunu sana kim
söylediyse kendini kandırmış olmalı. Kırılan gurur, onur,
egodur. Ve bunu bir kez kabul ettiğinde işte sen rahmete
ulaşmak için ilk adımı atmış olursun.
Veli kulun biri köyden geçerken yolunu çevirmişler ve ona
hakaret etmişler, kimi taş atmış, kimi ağır söz söylemiş... Veli
kul da onlara gülümseyerek teşekkür edip “Sizin köyünüze
tekrar geleceğim ve o zaman sizi dinleyeceğim” diyerek
oradan uzaklaşmak istediğinde adamlar şaşırmışlar. -Dikkat
et, biri seni o savaş alanına, üzerinde taşıdığı o negatif
dünyasına çekemezse çıldırır.
“Nasıl olur?” demişler. “Biz sana hakaret ediyoruz sen ise
bize gülüp teşekkür ediyorsun!..”
Veli kul cevap vermiş:
“Ben sizin ne istediğinizin farkındayım. Siz benden cevap
vermemi istiyorsunuz, bundan yıllar önceki halim olsaydı size
çok güzel cevap verirdim, sizi susturmak için her şeyi
yapardım, ancak onu bırakalı çok oldu. Şimdi burada öyle biri
yok!”
Bir veli, bir Allah dostu yahut kendini bilen biri dışarıdan
gelenle ilgilenmez. Dışarıda olanın bir tetikleyici olduğunun
farkındadır. O haklı ya da haksız olmanın zihnin oyunu
olduğunun idrakindedir. Haklı olmak ihtiyacı egodan
kaynaklanır.