"Şimdi kervan yola çıkıyor… meçhul bir ülkeye doğru Çanları hareket işaretini vermeye başladı bile… Sevin ruhum… zavallı kuşum, kurtuldun nihayet Nihayet kafesin çöküyor… Demirleri dağılacak yakında Elvedâ gaileli dünya, günahlarla haşir neşir olan dünya Ruhum Allah'ın sakin yurdunda dinlenecek artık…" (Jame Clarence Mangan)
Harika bir hikaye..
Büyük bir kervan bir yere gidiyormuş. Çöle düşmüşler. Ne bir mâmurluk bulmuşlar, ne bir içim su. Derken ansızın bir kuyuya raslamışlar; fakat kovası yokmuş. Bir kab elde ederler, ip bulurlar. Kaba bağlayıp kuyuya sallarlar. Çekince bakarlar ki ip kesilmiş kova yoktur. Bir kap daha bulup sallarlar. Çekince bakarlar ki ip kesilmiş, kova yok. Bir kap daha bulup sal arlar. Gene ip kesilir. Derken kervandan birini iple kuyunun dibine indirirler, o da çıkmaz, orda kalır. Kervanda akıllı biri varmış; o, ben ineyim der. Onu sallarlar. Kuyunun dibine varması yaklaşınca korkunç bir Zenci karşısına çıkar. Akıllı adam, bundan kurtulmama imkân yok, bâri aklımı başıma devşireyim, kendimi kaybetmeyeyim, bakalım, başıma ne gelecek der. Zenci, uzun masal söyleme der, tutsağımsın benim, doğru cevap vermedikçe hiçbir şeyle kurtulamazsın. Adam, buyur der. Zenci, yerlerden neresi daha iyidir diye sorar. Akıllı adam, kendi-kendine tutsağım, çaresizim onun elinde; Bağdat desem, yahut başka bir şehri söylesem belki onun yerini kınamış olurum der. İnsana nerde bir eş-dost bulunursa orası daha iyidir; isterse orası kuyu dibi olsun, orası daha iyi; isterse fâre deliği olsun, orası daha iyi diye cevap verir. Zenci, beğendim-beğendim, kurtuldun; dünyada bir tek adam var, o da sensin; Şimdilik seni bıraktımgitti; senin yüzünden öbürlerini de âzâd ettim; bundan böyle hiç kan dökmeyeceğim; dünyadaki bütün insanları senin sevginle sana bağışladım der. Sonra da bütün kervan halkını suvarır, kandırır. Şimdi bundan maksad, anlamdır.
Reklam
Olgunlaşmaya muhtaç olan varlıklar, dönmeye mahkum olan bu kervan, hayalin yaratılış sırrına; Allah 'ın çekici güzelliğine doğru koşup gidiyor.
Ne kadar küfür varsa sökeceğim, dudaktan. Yerinden edeceğim ne kadar duvar varsa. Eşkiyalara sesleneceğim, bakın! İşte orada bir kervan, heybeleri gülümseyiş dolu Bulutlan parça parça edeceğim.
Hüzün geldi
Türküler bitti Halaylar durdu Horonlar durdu Al damar, mor damar, şah damar sustu Bahçeler put kesildi birer birer Meyveler salkım saçak taş Bir bulut uçardı Başı boş bedava Yandı kül oldu. Hüzün geldi baş köşeye kuruldu Yoruldu yüreğim yoruldu Ağaç büyür arkasından koşamam Kervan yürür peşi sıra düşemem Yıldız akar uçsam da yetişemem. Hüzün geldi baş köşeye kuruldu Yoruldu yüreğim yoruldu.
Sayfa 119 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Kervan yürür siz önümüzü toz yapmayın yeter !
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.