Selam, uzun zamandır okumak istediğim ve nihayet okuduğum bir kitaptı. Okumasını gayet keyifli bulsam da , çok sevmiş olsam da, beğenmediğim yerleri de vardı.
Örneğin polisiye dalında beğenmedim, sebebi ise katili öğrendiğimde şaşkınlık duygusu oluşmamasından kaynaklı. Söyle düşünün, kitabı baştan sona okuyorsunuz ve farklı farklı kişilerden şüpheleniyorsunuz ama siz bunlardan süphelenirken katil kurguya kitabın sonunda dahil oluyor. Bana kalırsa John Verdon kitaplarında olduğu gibi, katil baştan sona kitapta bulunmalı fakat öyle bir kamufle edilmeli ki asla şüphelendiğiniz biri olmamalı ki sonunda çok saşırasınız.
Müştak, kendi içinde çok karmaşa yaşayan bir karakter. Ve sürekli aynı şeyler üzerinde duruyor. Bir şüpheleniyor, bir vazgeçiyor, sonra tekrar şüpheleniyor... Kitap hep bu kısır döngüde ilerliyor. Biliyorum, insan psikolojisi tam olarak böyle karmaşalarla dolu, fakat bir süre sonra aynı şeyleri tekrar tekrar okumak sıkıyor.
Kitap yaklaşık altı yüz sayfa fakat olay örgüsü toplasan 200 sayfa bile etmez, sürekli iç monolog okuyorsunuz. Onun dışında Ahmet Ümit'in kalemini sevdim, kitap akıyor da. Tarih olarak size çok şey katıyor Fatih dönemi ile ilgili ve yazarı takdir etmek istiyorum, kitabın sonunda yararlandığı kaynakları yazmış. Çok büyük bir emek söz konusu. Ben tavsiye ederim :) iyi okumalar...