Bu kadar basit, tatlış bir konunun böyle leş bir hâlde işlendiğini görmenin üzüntüsüyle herkese merhabalar... Kitaba karşı inanın çok büyük bir beklentim yoktu. Sadece 9 erkek kardeş, 2 erkek kuzen ve 1 erkek gibi yetişmiş kız çocuğuna sahip Walter ailesiyle mecburi sebepler yüzünde yaşamaya başlayan bir kızın hayatı denince, tatlış bir genç kurgu, aile komedisi falan beklemiştim. Edebi kaygım yoktu. Daha önce okuduğum bir kitap sebebiyle böyle kalabalık aile üzerine yazılmış komedilere bir hayli düşkün ve hasret olduğumdan, inanın şu bile olsa gam yemezdim: Kız eve yerleşir, oğlanlardan birine aşık olur, oğlanlar kıza türlü yaramazlıklar yaparak kendini tanıtır, sonunda mutlu mesut yaşarlar. Ama kitabın genel olarak leşliği bir yana, işlenişi de öyleydi. Her şey bölük pörçük, istikrarsız, sanki bir bölümü yazanla ikinciyi yazan başka insanlar gibi. Karakterlerin karakteri yok. Başı, sonu tutmuyor, her şey elinizde kalıyor. Birinci bölümü yazdıktan altı yıl sonra ikiyi yazmışlar gibi bir donukluk var işlenişte. Yani kitap zaten her koşulda berbat. Ama bir de aşk üçgeni? İki öz erkek kardeş arasında kalma? Sırf reyting için seçer gibi birini seçme? Aman Allah'ım... Kâbus gibiydi. İnanın bu kitap gömmeyi, yorum yapmayı, herhangi bir şeyi dahi hak etmiyor. Kötüler kötüsüydü. Okurken birisi kafamı duvara durmuş gibi hissettim. Sakın ola bulaşmayın, sevgilerimle.
