Dünyada artık doğal kıtlıklar kalmadı, sadece siyasi kıtlıklar var. Eğer Suriye, Sudan ya da Somali'de insanlar açlıktan ölüyorsa, bu bazı siyasetçiler böyle istediği için oluyor.
Gerçekten zor sorunlar üzerine, zor engeller üzerine gidip duran, onları aşmak üzere muhtelif yollar araştıran, gerek zihinsel gerek bedensel olarak sınırlarını zorlayan insanların stresle ilişkilerinin çok daha farklı olduğunu görüyoruz. Ama rutin, sıkıcı, devamlı tekrarlara dayanan bir hayat içerisinde -zaten rutinin ve tekrarın bizi çok öldürücü bir tarafı var- beynimiz ve bedenimiz zorlanmadığı zaman hızla kendini kaybediyor. Bir de bu stres etkisini üzerine eklediğimizde hakikaten bizim için öldürücü hale gelebiliyor.
1)Bağışıklık sistemimizin sürekli yüksek kortizol tarafından baskılanması, bedenimizi hem enfeksiyonlara açık hale getirmeye,hem de yaygın iltihabi tepkimelerin artmasına yol açabilen bir etkiye sahiptir.Normal bir bedendeki sıradan işlerinden birisi olan kanser hücrelerini yok etme işlevini de zamanla yerine getiremez olur
2)pankre asta insülin salgılamaktan sorumlu olan beta hücrelerinin ölme sine ve böylece "şeker hastalığı"nın tetiklenmesine neden olabilir.
bir süre aylaklık yapmak, hiçbir şeye kafayı takmadan sadece dinlenmek zannettiğimizden çok daha aktif bir zihinsel sürecin devreye girebilmesi için temel şartlardan.Bundan mahrum kaldığımızda ise "yorgun" ve "dağınık" beyin sendromları durumlarını yaşamamız gayet olası.