Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Acaba hiç kirlenmeyen, kokuşmayan, çürümeyen, bu kirli, bozuk, paslı çarkın esiri olmayan onurlu insan kalmış mıdır bu dünyada?
Tüm kötülerden Allah'a sığınırım. Dili kirli, kalbi paslı, niyeti bozuk, aklı fena tüm insanlardan koru Ya Rab!
Reklam
ADI YOK GİBİ Kül tabağında boynu bükük bir sigara izmariti gibi Bırakıp gittin beni Kirli çamaşırların(ın) arasına sıkışmış Eskimiş çoraplar(ın) gibi Unutup gittin beni Günlerin suskun cehenneminde
Kısacası, nerden tutsan dökülüyordum.
Bu evle birbirimize benziyorduk. Akıtan dama, koyu perdelere, köhne kanepelere, sararmış takvimlere, çatlak duvarlara, eşantiyon saate, otuz yedi ekran tüpü azalan televizyona, muşambası erimiş masaya, kirli halılara, yüz kez çitilense de ağarmayacak tuvalete, kırık küvete, pasli musluklara, yamuk tereklere, fermuarı bozuk bez gardıroplara, uğuldayan buzdolabına, cızırdayan çamaşır makinesine, pişirmeye mecali kalmamış fırına, bahçedeki hastalıklı çiçeklere, rengi atmış tabaklara benziyordum... Kısacası, nerden tutsan dökülüyordum.
Sıhhati yerinde, mutlu bir insanı bile tez vakitte hasta edecek kadar dayanılmaz, iç karartıcı bir yerdi. Ancak ben, bu boğucu ortamla aramda bir bağ kurmuştum. Bu evle birbirimize benziyorduk. Akıtan dama, koyu perdelere, köhne kanepelere, sararmış takvimlere, çatlak duvarlara, eşantiyon saate, otuz yedi ekran tüpü azalan televizyona, muşambası erimiş masaya, kirli halılara, yüz kez çitilense de ağarmayacak tuvalete, kırık küvete, paslı musluklara, yamuk tereklere, fermuarı bozuk bez gardıroplara, uğuldayan buzdolabına, cızırdayan çamaşır makinesine, pişirmeye mecali kalmamış fırına, bahçedeki hastalıklı çiçeklere, rengi atmış tabaklara benziyordum... Kısacası, nerden tutsan dökülüyordum.
Sayfa 24 - Turkuvaz Kitap
Rahip Meribald aynı fikirde değildi. "Çoktan daha az. Çeşit çeşit haydut vardır, tıpkı çeşit çeşit kuş olduğu gibi. Bir çulluğun da, bir deniz kartalının da kanatları vardır ama ikisi aynı değildir. Şarkıcılar, iyi adamların şeytani bir lordla mücadele etmek için yasaların dışına çıktığını anlatmayı sever ama haydutların çoğu yıldırım
Sayfa 527Kitabı okudu
Reklam
İçimde çoktan yıkılıp parçalanmış onarılmaz, tamir edilmez ve doldurulamaz, boyutları tahmin edilemez bir uçurum, kör bir kuyu, dipsiz boşluk, bir kara delik vardı.
ah, küçücük gemi, sulara attın şimdi kendini, delisin. ah, yakarlar seni, dönmezsin bir daha geri, delisin...
Beni yeniden iyi hissettirecek her ihtimal, her olumlu olasılık, her hareket, her eylem, hey olay, her şeyin hepsi, sonsuz, dipsiz bir hiçliğin inkârından kaynaklanan çürümüş yalanlardan ibaret.
Zaten kapitalist dünyaya varoşlardan baktığımızda istemesek bile kulaklarımızda hep o elit burjuvanın hoş gümbürtüleri yankılanır.
Reklam
.. ben de sigaramı bitirip otobüse atladıktan sonra kendime oturacak bir koltuk bulup hiçbir yaşlıya yer vermeden otobanı izleyerek evime döneceğim ve sıkıcı hayatım kaldığı yerden devam edecek.
Bütün duyularım işlevsiz kalmış durumda, acımasız ve kırıcı iç sesler kulağımda, her zaman yaptıkları gibi cehennemden konuşurcasına kötü, kırıcı, yıkıcı ve üzücü şeyler fısıldayıp duruyorlar bana.
Sonrada ömrümüzün geri kalanının büyük bir kısmını uyuşturucu satıcılığı ve cinayetten kodese tıkılmış olarak geçireceğiz. Çıktığımızda ise hayatımız kaymış olacak ve yeniden değişen dünyaya uyum sağlamayı denerken geçirdiğimiz birkaç senenin sonrasında aç ve sefil bir durumda herhangi bir sokak köşesinde geberip gideceğiz.
Düşünüyorum öyleyse varım, ya da yokum. Aslında hiçbirimiz yokuz, hayatla ilgili bütün olan bitenler birer göz yanılsamasından ibaret. Farklı kameralardan kaydedilmiş dünyanın sonuyla birlikte yanıp kül olacak aynı gezegende farklı hikayeler içeren kasetler.
Mükemmel bir tanımlama
Aşk beni buldu, silahını çekip vurdu, kanımı gördüğümde içimde bir patlama vuku buldu; gezegenlerle yıldızlar, galaksilerle meteorlar kadar parçalara bölündüm, sanki yeniden hayata döndüm.
130 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.