Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Spoiler içerir
İçimde yaşayan üç kişi kitabın üç ana karakteriydi. Henry, karamsar, her şeyi anlamsız bulan, depresif, içten içe umut etmek isteyen ama bundan ölesiye korkan, cesaretini kibrinden alan bir karakterken Basil, tutkulu, her daim içinde umut barındıran, lakin körü körüne aşık olan, belki de bir şeyler hissedebilen, yaşayan tek kişiydi. Ruhun yıkımını
Fazlasıyla beğendim bir kitap oldu. Kitap sever biri olarak, eserde "Kitap okuma ve kitabın önemi." vurgulanmış ve çok güzel anlatılmış olması çok hoşuma gitti. Ciddi anlamda o kadar hoşuma gitti ki nasıl tarif etsem düşüncelerimi bilmiyorum. Karakterimizin bilgi, kitap, okuma için verdiği mücadele inanılmaz derecede çok güzel. Romanın Nevşehir'de geçmeside ekstra hoşuma giden bir detay oldu. Okunması gereken ve okuyunca hiç bir şey kaybetmeyeceğiniz bir kitap. Yazar ince bir kitaba çok şey sığdırmış.
Kitaba konu olan olaylar hakkında yorum yapmamak niyetindeyim. Nedeni bu trajik olayın ideolojik olarak irdelenmesinin ayrı konu olması.
Yazarın bu trajik olaya konu olan kişilerin siyasal bakış açısına paralel bir ideolojik bakış açısına sahip olması, onlarla birlikte hukuksal zorluklar yaşaması, o dönemde benzer nedenlerle zorluklar yaşayıp yurt dışına çıkmış olması konuyu irdeleyiş biçiminde kendini çok belli ediyor. Konuya dair birinci elden bilgilere sahip olması ise metne oldukça olumlu katkı sağlamış.
Hukukçular ile yapılan mülakatlara dair metinler oldukça etkileyici. Ancak Deniz, Yusuf ve Hüseyin'in çocukluğu, aileleri ve kişiliklerine dair anlatım metinleri, 6 Mayıs günü ve ertesine ait bölümler ve olayın kronolojisine dair bilgiler bu konuya dair okuduğum diğer metinlere göre zayıf. O metinlerden daha detaylı bilgi ve daha derin duygu almıştım.
Yazarın kendisine ait şiirler, resimler metinde mevcut.
Son söz: Üç acımasız idamın, bir çok öldürülen, hapislerde çürüyen, işkence gören gencin, mahvolan ailelerin, kısacası o felâket günlerinin yurdum hafızasından ne kadar kolay silindiğini görmek ne acı.
Bataklıktan Beyaz Zambaklara...
Atatürk savaşların bittiği, hayatın düzene girdiği bir dönemde yine kitaplarına gömülmüş bir haldeyken yaveri gelir yanına;
"Hala mı kitap okuyorsun Atam? Ülkeyi kurdun, işleri rayına oturttun." deyince Atatürk lafı gediğine koyar:
-Bu kadar okumasaydık, bu ülkeyi nasıl kurardık?
Okumanın başarılı olma, geleceğe daha emin ve sağlam adımlar atma yolundaki en önemli etken olduğunu bilir, söyler ama bu noktada toplum olarak çok gerilerde kaldığımızı idrak edemeyiz maalesef bizler. Elimde gördüğü kitaba bakıp, zaman kaybı hocam kitap okumak; ezber yaptır ezber, diyen öğretmenler gördüm ben on sekiz yıllık meslek hayatımda. İki kelimeyi bir araya getiremeyen ama boş konuşmaya gelince hayata dair her konuda ahkam kesen nicelerini de görmeye devam ediyoruz yaşadıkça, yaş aldıkça.
Geleceğe daha aydın ve aydınlık bir yoldan yürümek istiyorsak alalım elimize kitapları, meşale gibi ışık olup aydınlatalım yarınları.
Ülkesini sevip yüceltmek isteyen herkesin okuması gereken bir kitap. İstemeyenlere de zorla okutturulmalı bence. Hem bu kitap hem de bundan sonra okuyacağı kitaplar, ta ki kendi isteğiyle kendini gelişime açana dek.
#grıgorypetrov #eğitim #okumak #kitap
Cengiz Aytmatov okumayı seviyorum.
Cengiz Aytmatov okumayı seviyorum.
Kitaba dair beni en çok memnun bırakan şey bozkırı okumak oldu. Orta Asya’nın bozkırlarında, Kırgızistan-Kazakistan sınır köylerinde gezmiş biri olarak, o anılarıma geri döndüm. Bozkır o kadar güzel betimlenmiş ki, insanın çay kenarında dinlenesi geliyor okurken. Kavakların sararmış yaprakları arasında kaybolsam, âh.
Kitabın hikayesine dönecek olursak:
Cemile, 2. dünya savaşı esnasında Kırgızistan’da geçen bir yasak aşk öyküsü. Cemile’nin 14 yaşındaki kaynı, küçük Seyit’in gözünden şahit oluyoruz olaylara. Abisi savaşta olduğu için yengesi ile çuval taşıma görevini üstlenir, bu esnada filizlenen bir aşk hikayesine yakınen şahit olur.
Bu öyküde, savaşın getirdiği zorluklar ile herkesin boynu bükük iken, gücünden ve neşesinden hiçbir şey kaybetmeyen Cemile’yi okuyoruz. Herkese meydan okuyan hayat dolu bu kadından etkilenmemek mümkün değil. Bunun yanı sıra, öksüz, savaş gazisi ve dünyada yapayalnız olan Danyar’ın yanık sesini okuyoruz. Yalnızlığını, garipliğini okuyoruz. Bu iki gencin farkında bile olmadan sevdaya kapıldıklarını okuyoruz.
Aytmatov’un kalemi çok akıcı, dili edebi. Seviyorum. Hikaye beni pek etkilemese de, bu usta kalemden çıkan her hikayeyi okur, severim.
Bütün Kozmokomik Öyküler
Italo Calvino'nun Bütün Kozmokomik Öyküler'i, kozmosa, yaratılışa, biyolojiye, coğrafyaya, magma tabakasına, uzaya, Ay'a ve hiçliğe dair küçük öykülerden oluşan bir derleme. Henüz evren, evren bile değilken, o zamanlardan beri bilinç sahibi olan kişiler/şeyler olsaydı, onların gözünden dünyanın şekillenmesi, evrim, insanlık nasıl
