Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

A Tale of Two Cities

Charles Dickens

En Yeni A Tale of Two Cities Sözleri ve Alıntıları

En Yeni A Tale of Two Cities sözleri ve alıntılarını, en yeni A Tale of Two Cities kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"İntikam ve ceza uzun zaman alır; kaide budur."
Gündoğumunda da günbatımında da hüzünlü olması gibi, ayışığı da hep hüzünlü değil midir zaten?
Reklam
İnsanların içinde ne gizemler var, kim bilir?
Her insanın bir başkası için sonsuz muamma oluşu, üzerinde düşünülmesi gereken muazzam bir hakikattir. Gecenin bir yarısı büyük bir şehre girdiğimde, karanlıkta kümelenmiş evlerin her birinin kendine ait sırlar barındırdığını, bu evlerin her bir odasının bir sırrı olduğunu düşünürüm; orada çarpan yüzlerce, binlerce yüreğin her biri, en yakınındaki için bile bir muammadır!
"Duygular! Ne duygulara ayıracak zamanım oldu ne de duyguları yaşayacak fırsatım. Tüm hayatım küçükhanım, devasa bir para çarkını döndürmekle geçti."
Her insanın bir başkası için sonsuz bir muamma oluşu, üzerinde düşünülmesi gereken muazzam bir hakikattir.
Gelmiş geçmiş en iyi günlerdi, gelmiş geçmiş en kötü günlerdi; hem bilgelik çağıydı hem ahmaklık; hem inancın devriydi hem şüpheciliğin; hem Aydınlık hem Karanlık bir mevsimdi; umudun baharı, umutsuzluğun kışıydı; hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu; hepimiz ya doğruca Cennete gidecektik ya da tam aksi istikamete –özetle; şu an içinde bulunduğumuz döneme öyle benzer bir dönemdi ki dönemin, sesi en çok çıkan otoriteleri bu günler hakkın­da –olumlu anlamda da, olumsuz anlamda da–ancak ve ancak "en" sözcüğü kullanılarak konuşulabileceğini iddia ediyorlardı.
Reklam
Bunca kalabalığın içinde yalnız olmak! Her şey bu kadar siyah ve ciddiyken, en aptalca hayalin lafı bile titremeye yetiyor beni.
Eğer bu dünyada sevgi diye bir şey varsa, ben onu seviyorum.
Reklam
Zamanların hem en iyisi hem de en kötüsüydü. Bilgeliğin ve aptallığın çağıydı. Hem inanç hem de kuşku devriydi. Işında asrıydı karanlığın da. Hem umut baharıydı hem de umutsuzluk kışı. Her şeye sahiptik hiçbir şeyimiz yoktu.
O adaletsiz mahkemede, sanıklara söz hakkı tanıyan hiçbir makul yöntem ya da kural yoktu. Zaten bütün yasalar, yöntemler ve protokoller bu kadar canavarca kötüye kullanılmasaydı böyle bir ihtilal de olmazdı, oysa ölüme susamış devrim öç duygularıyla hepsini önüne katıp rüzgâra savurmuştu.
Devrim o kadar fazla kelle uçurmustu ki, hem kendi hem de kirlettiği toprak kıpkırmızı olmuştu artık. Genç bir şeytan için düzenlenmiş oyuncak bir yapboz gibi parçalara ayrılmıştı ve gerektiğinde yeniden birleştiriliyordu. Güzel konuşanı susturuyor, güçlüyü deviriyor, güzeli ve iyiyi ortadan kaldırıyordu. Halka mal olmuş yirmi iki arkadaş, yirmi biri hayatta biri ölü derken bir sabah peş peşe hepsinin kafaları uçuyordu.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.