Her şey susmuştu, her şey. Sadece yukarıdaki sonsuz şarkı, havanın hiçbir zaman susmak bilmeyen, uzak, ezgisiz uğultusu mırıldanıp durmaktaydı. Bu sonsuz, bu hasta mırıltıya o kadar uzun zaman kulak verdim ki, kafam allak bullak olmaya başladı. Besbelli üzerime yuvarlanan dünyaların senfonisiydi bu, hep bir ağızdan bir şarkı tutturmuş yıldızlardı.