Okurken yaşanılanları duygusal bir şekilde tahayyül edersek ağlamamak elde değil. Yarım kalan sevdalar, Yiğitlerin kalleşçe öldürülüşü,Kurban Amcanın teslimiyeti,Tuna Nehrinin çaresiz şahitliği..
Memleketin âli menfaatleri, şahısların menfaatlerine kurban ediliyordu. Dışarıda topraklar, içerde makamlar yağma ediliyordu. Birlik beraberliğe en çok ihtiyaç hissedilen bir demde, Osmanlı denilen çınarı yıkmaya çalışıyorlardı.
Balkan harbinde Rumeliden anadoluya savrulan hayatların acıklı günleri anlatılır bu romanda, aynı zamanda vatan sevdası ve bolca aşk vardır işin içinde. Halide Alptekin ailesinin de yaşamış olduğu bu faciayı hisli bir şekilde kaleme almış. Şiddetle tavsiye ediyorum
Halide Alptekin- Ağlama Tuna, 359 səh.
Ağlama Tuna , Balkan müharibəsinin 100 illiyinə həsr olunmuş kitabdır. 1908’dən etibarən Osmanlının Balkanlardakı ipləri tamamilə qopmağa başlayır. Ruslar bolqarlar və serblər arasında ittifaqa nail olur , həmçinin Yunanıstan və Monteneqro da qoşulur və Balkan müharibəsi başlayır. Müharibə Zəif Osmanlınını
....... Akıncı beylerinin atlarını suladığı Tuna’m, benim nehrim; ovasında kuzularımın oynaştığı, üzerinden geçit veren yolların aşıldığı Balkan’ım, bitmeyen sevdam benim! Göz göre göre sizi bizden kopardılar. Unutmasınlar ki biz o topraklara mührümüzü vurduk. Tarih, Osmanlı’nın adaletinden dünya durdukça bahsedecektir. Lakin zulüm yapanları da nefretle hatırlayacak ve yedi ceddine lanet okuyacaktır.
Ağla Tuna arkamdan, ağla Kocadede’ye,
Toprağın öz sahibi şimdi nerdedir diye!
Avrupa, acaba şu vahşiyane dökülen kanlardan dolayı katiyen mahçup olmayacak ve kızarmayacak mı? Fakat Avrupa utansın, utanmasın bugün her türlü lanete layıktır.
Bu Rumeli’nde sevdasına doyamadığım perişan bir güzellik var. Havası başka güzel, yağmuru başka güzel, bereketi başka... Asırlardır var olan çınarları, servileri, karaağaçları, kestane ağaçları ayrı güzel. Burada tütün içmek, türkü çığırmak bile tatlı bir keyif veriyor insana. Türbeleri, tekkeleri, erenleri, evliyaları daha tesirli..... Memleketin hiç bir köşesine yapılmadığı kadar cami, medrese, köprü, imarethane var; öylesine mamur, öylesine bakımlı..... Burası benim öz be öz vatanım! ..... Bülbüllerin öttüğü gül bahçeleri, baykuşların mekanı olmasın! Ömrümüz boyunca şırıltısı, çağlayışı ruhumuzu dinlendiren bereketli Tuna ağlamasın.