Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ah Mine'l-Aşk

İskender Pala

En Eski Ah Mine'l-Aşk Sözleri ve Alıntıları

En Eski Ah Mine'l-Aşk sözleri ve alıntılarını, en eski Ah Mine'l-Aşk kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ah mine 'l-aşkı ve halatihi (Ah, aşkın elinden ve onun hallerinden) Ahraka kalbi bi-hararatihi (ateşiyle kalbimi yaktı yandırdı..)
Şeyh GalipKitabı okudu
Güllü dîbâ giydin amma korkarım azâr eder, Nâzeninim sâye-i hâr-ı gül-i dîbâ seni Nedim (Ey nazlı yarim, üzerinde gül resimleri bulunan ipek elbise giydin ama, korkarım ki bu elbisedeki güllerin dikenlerinin gölgesi seni incitir)
Sayfa 329Kitabı okudu
Reklam
Aşk, yerine göre yol olunur yürünür, yerine göre iman olur uyulur. Bazen ateş olup yakar, bazen deniz olup boğar. Sultan olur ülke yönetir, şarap olur sarhoş eder. At olup koşar, kuş olup uçar. Hazine olur viran gönüllerde saklanır, kimya olur hakir toprakları altına dönüştürür. Sır olur saklanır, gonca olur açılır. Gül bahçesi olur kokusuyla âşıkları mest eder, güneş olur âşıklarının ümit meyvelerini olgunlaştırır." Iskender Pala/ Ah Mine'l Aşk
Nerede olursa olsun, bir sözün ebedi olabilmesi için öncelikle edebi olması gerekir.
Erişir menzil-i maksuda aheste giden Tiz-refdâr olanın payına dâmen dolaşır
Varlık aleminde yüz gösteren her söz, her renk, her ses ve her şekil, aslında bir gerçek olmaktan öte gerçek bir güzelliğin taklitleridir. Onun içindir ki ruhlarında daima gizli bir hüsn-i ta'lil özlemi çağıldar. Hüsn-i ta'lil, vakıanın gerçek nedenini değiştirip ona düşünce bazında güzel bir sebep bulmaktır. Bu, bir vak'anın, hayali ve gerçek nedenden daha güzel bir nedenden oluyormuş gibi sunulmasıdır. Böylece muhatabın heyecanı arttırılır ve san'atın daha iyi algılanması; yahut daha derinde iz bırakması sağlanmış olur. İşte Osmanlı çağları için sözünü ettiğimiz san'at ve estetik felsefesi burada düğümlenir.
Reklam
Bütün bunlarda sanatın özünü oluşturan felsefe, görüneni ve bilineni, görünmeyen ve bilinmeyen ile izah etme düşüncesidir. Zaten var olanı basmakalıp biçimde ifade etmenin neresi sanat olabilir..
Dünyaya gelişin sebebi de zaten aşk değil midir?
Sayfa 280Kitabı okudu
Işık güneşte de vardır, ayda da. Amma güneşin ışığı hakiki ateşten olduğu için çevresinde pervaneleri döner durur. Halbuki ayın ışığı sahtedir; güneşten çalınmadır ve tabi bu yüzden ayın etrafında dönen hiçbir yıldız görülmemiştir. Çünki aşk, gerçeğedir, gölgeye değil. Gölgeye aşık olanın hakikatinden haberi yok demektir.
Sayfa 173Kitabı okudu
Aşk, yerine göre yol olur yürünür, yerine göre iman olur uyulur.
Sayfa 281Kitabı okudu
Reklam
Divan Edebiyatında aşk bahsi açıldığında hiçbir şairin sözü bitesi değildir. ... Hani buyurmuş ya üstad; Aşk imiş her ne var alemde
Sayfa 305Kitabı okudu
Sahi, neydi sevgi? Bir çuhayı ipek görebilmek miydi; toprağı amber niyetine koklamak mı? Sureti sirete, arazı cevhere, bedeni ruha köle eylemek miydi sevgi? Sevgi bir iyilik miydi, şefkatli bir cümlecik mi? Neydi sevgi dış mıydı, yoksa iç mi; zahir miydi, yoksa batın mı; kalıp mıydı, yoksa can mı?Var olmak mı, varlıktan geçmek mi? Dünyaya gülmeye mi gelmiştik, ağlamaya mı; ölüyor muyuz, yoksa doğuyor mu? Sevgi neydi?!.. Sevgi bir acıydı herhalde, bir kederdi, kah hüzünle, kah mutlulukla hatırlanan. Belki de sabırdı sevgi, affetmekti, gelecek günler adına. Sevgi sınanmaktı adl-i ilahi'de ve sınavı geçmekti ercesine. Sevgi bir tevbeydi, nasuh kisvesinde; bir dirilişti nefsi öldürerek. Sevgi iyi bir ad bırakmaktı fena yurdunda. Ömür geçer de ad kalır...
799 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.