Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Aile Sorgulanıyor!

Diana Gittins

Aile Sorgulanıyor! Sözleri ve Alıntıları

Aile Sorgulanıyor! sözleri ve alıntılarını, Aile Sorgulanıyor! kitap alıntılarını, Aile Sorgulanıyor! en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Patriarka, kadının "doğal kaderinin " anne olmak olduğunu iddia edip gayrimeşru çocuğu olan kadınları doğal bulmaması ironiktir.
Çalışmak kadınlara bazı durumlarda görece ekonomik özgürlük sağlasa da patriarkal otoriteden bağımsızlık sağlamıyordu. Bir kadının veya ailenin özel şartları ne olursa olsun kadınlar, çocuklar ve hizmetkarlar her zaman ayrı bir kategoriydi. Hiçbir zaman erkeklerle aynı yasal, eğitimsel, dini, politik veya mülkiyet hakkına sahip değillerdi. Erkeklerinkine eşit bir mesleki kimliğe hiçbir zaman ulaşamıyorlardı. Her zaman erkeklere hizmet etmeleri bekleniyordu.
Sayfa 45 - Pencere YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Para ve tasarruf anolojileri cinsel ilişkilerle iş ilişkilerinin karşılıklı etkileşimini ortaya koymakladır. Her iki ilişki de tanımlarla, kontrollerle ve ayrımlarla dolu bir dünyanın parçalarıdır. Kadının cinselliğinin reddedilmesi iş dünyasına girişinin reddedilmesinin bir yönü olarak görülebilir. Toplumsal cinsiyet ve cinsellik ile ilgili görüşlerle sosyal sınıf tanımları karşılıklı olarak biribirini etkilemektedir. Her ikisi de üstü kapalı bir şekilde patriarka kavramından etkilenmektedir.
Sınıf, toplumsal cinsiyet ve ayrım tartışmalarının ardında gizli olan amaç cinselliği sınıflandırmak ve analiz etmektir. Birçokları Viktoryenlerin cinselliğin konuşulmasını bile tabu saydıklarını düşünse de bazıları (Foucault, 1979) aslında cinselliğe tutkun olduklarını belirtmiştir. Aslında bu saflık, kirlilik, ayrım ve kategorize etmek konularına gösterdikleri ilginin bir parçasıdır. Viktorya dönemi doktor ve bilim insanları cinsellik ideolojisinde yarattğı devrime tanık olmuştur. İlk kez kadınların cinsel haz ve istek duymadıkları ileri sürülmüştür. Birçok doktor cinsel haz alma yetisinin erkeklere özgü olduğunu iddia etmiş ve kadınlar için tamamıyla uygunsuz olduğuna karar vermiştir. Kadınlarda cinsel uyarılma büyük bir tehlike olarak görülmekteydi ve doktorlar mastürbasyon yapan kadınların delirme veya nefromanyak (18. yüzyılın ortalarında ortaya çıkan bir terim) olma tehlikesiyle karşı karşıya olduklarını iddia etmekteydi. 19. yüzyılın sonlarında orta sınıf kadınlardaki uygunsuz cinsel potansiyeli ve özellikle mastürbasyonu önlemek amacıyla kadınları sünnet etmeye kadar varan uç örneklere rastlanmaktadır.
Sayfa 56 - Pencere YayınlarıKitabı okudu
Kadınların tek elde ettiği, gelecek nesillere iyi annelik yapmanın yollarıyla ilgili bir sürü nasihatti.
Cinsellik Yahudi-Hıristiyan sembol sisteminde gerekli ama kötü bir eylem olarak sunulur. Bu kötülükten cinselliği heteroseksüellikle, evlilikle ve üreme amacıyla sınırlayarak kurtulunabilir. Bu sebeple kadın ile erkek arasındaki uygun ilişki ve davranışları belirleyen batı patriarkal kurallar içinde heteroseksüelliğin, evliliğin ve çocuk sahibi olmanın önemi büyüktür. Hepsini kabul etmeden sadece birini uygulamak her zaman kınanmıştır.
Reklam
19. yüzyılın sonunda cinsellik teorisinde yeni bir devrim yaşandı. Sigmund Frcud tüm erkek ve kız çocukların biseksüel olduğunu ileri sürerek, kadın ve çocukların aseksüel oldukları ve heteroseksüel iç güdülerin "doğal" olduğu görüşlerine karşı çıktı.: "Kadınlık ve erkeklik kavramlarını tamamen farklı bir tinsel ve fiziksel durum olarak tanımlamak yerine, Freud daha yalın bir cinsellik teorisi geliştirdi. İki cinsin çocuklarının cinsel davranışlarının arasında hiçbir fark bulunmadığı konusunda ısrar etli. Başlangıçta çocuklar biseksüeldir ve cinsel isteklerini yönelttikleri özel bir obje bulunmaz. Aslında çocuklar 'çok yönlü sapıklar'dır ve her türlü cinsel tatmin yolunu ararlar. (Coward, 1983, sf. 192). Böylece Freud kadın ve çocuklara cinselliklerini geri verdi.
Kadınlar ve çocuklar yüzyıllar boyu akrabalık sistemi içerisindeki konumlarına göre tanımlanmışlardır. Erkekler aile sisteminin içinde yer alsa da temelde meslek sistemi içerisindeki konumlarına göre tanımlanmışlardır; birçok soyadı da burdan kaynaklanmaktadır demircioğlu, değirmcncioğlu, taciroğlu vs.
Aileler her toplumun hayati ve ayrılmaz parçasıdırlar. Aile ideolojisi ise değildir. İdeal aile diye bir olgu yoktur. Politikacılar ailenin krizde olduğunu söylerken boşanma, tecavüz veya ensest olayları yüzünden değil ideolojiye karşı çıkıldığından ve bu durum hız kazanırsa insanların varolan sosyo-ekonomik, siyasi ve patriarkal sistemlerin geçerliliğini sorgulamaya başlayacakları için kaygılanmaktadırlar.
Sayfa 160 - Pencere YayınlarıKitabı okudu
"İşçi erkekler patronlarının otoritesinden şikayet etmekte ve buna karşı yasaların çıkarılıp sendikalaşma hakkının verilmesini talep etmektedirler... Ama erkek otoritesini kısıtlamaktan veya kendilerinden daha aşağı konumda buldukları insanlarla eşitlenmelerinden bahsettiniz mi Toryist ruhları uyanmaktadır."
Reklam
Başka sektörlerde mekanizasyona, vasıfsızlaşmaya ve proleterleşmeye karşı tepkiler farklı olmuştur. Bazen Luiddilc ve kaptan Svving isyanlarında olduğu gibi ilk tepki makinaları kırmak olmuştur. Ancak daha çok vasıflı zaanat ve sanayilerde çalışan erkekler demek ve sendikalar kurma yolunu seçmekteydi. Amaçları üyelerini daha fazla kapitalist sömürü, mekanizasyon ve ücret kısımlarına karşı korumak ve ucuz işgücünden korunmaktı. Bu ucuz işgücü kadınlar ve çocuklardan oluştuğu için sendikalar kadınların zaten dezavantajlı olan konumlarını daha da kötüleştirmiştir. Ancak 19. yüzyılın ikinci yarısına kadar daha çok beceri gerektiren iş ve zanaatlerle uğraşan erkekler sendika kurmuştur ve ana gayeleri aile ücreti -bir erkeğin bağımlı eş ve çocuklarını geçindirmesine yetecek ücret- almaktı. Gelir sahibi baba/kocaya verilen bu yeni önem modern "erkeklik" kavramının oluşmasının en güçlü etkenlerinden biriydi. Tek gelir sahibi erkek kavramı 18. yüzyılın sonunda orta sınıfın gelişmesiyle ortaya atılmıştı ancak bunu ilk kez uygulayanlar işçi sınıfının bir bölümü -ve küçük bir bölümü- olmuştur.
Çoğu kişi için çocukluk büyük bir ilgi gördükleri bir dönemdir, bu yüzden de nostalji ile anılır. Bu kişisel nostalji insanların kendi ailelerinin -ve genelde ailelerin- çağdaş ailelerden daha güçlü bir birlik ve sevgiyle bağlı olduğuna inanmalarına sebep olabilir. Ancak insanlar geçmişleriyle ilgili daha detaylı sorgulandığında sarhoş babalar şiddet, yoksulluk ve cinsel taciz gibi daha karanlık anılar su yüzüne çıkmaya başlar. Büyüme süreci kayıp ve kötü yönde bir değişim duygusunu da beraberinde getirir. Bu kişisel kayıp duygusu genelde ailelerin ve toplumun kaybolduğu biçiminde yorumlanarak ailelerin krizde olduğu görüşüne destek sağlamakta ve belirsiz, ancak geniş kapsamlı aile ideolojisini güçlendirmektedir.
Mitchell'in eksik bıraktığı nokta belki de, ailenin patriarkal sistemin en "temel" kurumlarından biri olduğu idi. Patriarka terimi yeni feminist teoride kadınların tarih öncesinden bugüne, ideolojisi, gelenek, görenek ve yasalarıyla sistematik olarak ezen ve sömüren erkek egemen düzeni tanımlamak üzere kullanılıyor. Bu bakımdan patriarka, 70 sonrası feminizmin içini doldurduğu bir kavram.
Viktorya dönemi doktor ve bilim adamları erkek cinselliği ile ilgili de katı kurallar belirlemiştir. Erkeklerin istekleri doğal kabul edilmekle birlikte (kadınların aksine) yine de bu isteğin kontrol altında tutulması şart koşulmuştur. Mastürbasyon "irade zayıflığı'', delilik, epilepsi ve homoseksüelliğe sebep olabilecek çok kötü bir eylem olarak görülürdü. Meni bir enerji kaynağı olduğu düşünülüyordu ve gereksiz kullanıldığı takdirde erkeğin çöküşüne sebep olacağına inanılıyordu.
Sayfa 58 - Ailenin Anlaşılmasında Patriarkanın Önemi
Anglo-sakson döneminden beri tecavüzü cezalandırmak için çok katı yasalar çıkarılmıştır ama bunlar çok az kullanılmıştır. Bu yasalar dikkatle incelendiğinde amaçlarının kadınları değil koca ve babaların mallarını korumak olduğu ortaya çıkar. Tecavüze uğrayan babaevinde yaşayan bir bakire ya da evli bir kadın olduğunda dava açılması kolaylaşmaktadır. Patriarkal aile dışında yaşayan kadınlarsa -bekar, dul, ayrılmış ya da boşanmış kadınlar- ciddiye alınmaz ve "kaşınmış" sayılırlar. Benzer bir anlayışla eğer kadının giyiminde, konuşmasında ya da davranışlarında "ahlak dışı" bir yön bulunursa dava açılması şansı kalmaz.
129 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.