Başını kaldırıp onların sözde dost, gerçekte pek acımasız gözlerinin içine bakıyor, çöp gibi bir boyun üzerinde oturan kurşun gibi ağır kafasını sallıyordu.
Aç kalmanın ne kolay olduğunu bir tek kendisi biliyordu. Hatta işin içindekiler arasında bile bunu başka bilen yoktu. Oysa öyle kolay, öyle kolaydı ki!
"İnsan sadece onu ısıran veya sokan şeyler okumalıdır. Okuduğumuz kitap bir yıldırım gibi başımıza düşüp bizi uyandırmıyorsa onu niye okuyalım? Kendimizden çok sevdiğimiz bir insanın ölümü gibi bize acı veren bir felaketin gücüne sahip kitaplara ihtiyacımız var. Kitap, içimizdeki donmuş denizi kıran bir balta olmak zorundadır."