Mutsuzluk, yaradılışımızı kesin bir biçimde ortaya koyma meziyetine sahip olan bir nevi tılsımdır. Kimilerinde kuşku ve kötülüğü arttırırken, kalbi tertemiz olanların iyiliğine iyilik katar.
Sefaletin payına düşen tek hiciv, adalet ve hayırseverliği haksız inkârlara mahkûm etmektir. Bahtsızlar, topluma yalancılıktan hüküm giydirince Tanrı’nın merhametine daha büyük bir istekle sığınırlar.
Balzac'tan 6 enfes hikaye daha. Kitap, ismini ilk hikayeden alıyor.
Konular birbirinden akıcı ve çekici. Hikayelerin sonları genelde mutlu son veya beklenen bir sonla bitmiyor. Hatta kimi hikayenin sonu açık bitiyor, bazı okuyucu için kötü bir son anlamına gelebilir bu. Çünkü insan netlik istiyor, muallaktan hoşlanmıyor. Oysa önemli olan noktalayıcı bir son değil, hikayenin kendisi, hikayedeki insancıklar ve insana dair haller.
İnsanlık Komedyası da tam da bunu, yani insanın binbir türlü halini anlatmak için yazılmadı mı?
Tek tek hikayelere de değinmek isterdim, çünkü kimisi türkçeye tercüme edilmemiş. Ama emek ve etki denksizliği sorunsalı engel oluyor diyeyim de anlayın.
Keyifle okuduğum bir kitaptı yine. 40 kitabın 11.siymiş bu, şimdi baktım. 25% i geride bırakmışım. Bitmesin ya... :)
Oberst ChabertHonore de Balzac · Diogenes Verlag · 1977467 okunma
Tüm kalplerin içini okuma gücü mü istiyorsunuz? Neden tanrısal ve insansal adaleti kendi akışlarına bırakmıyorsunuz?
Değil mi ki birinden kaçsak diğerine yakalanırız.