All About Space - Sayı 13 - 2022/01 - Ocak Sözleri ve Alıntıları
All About Space - Sayı 13 - 2022/01 - Ocak sözleri ve alıntılarını, All About Space - Sayı 13 - 2022/01 - Ocak kitap alıntılarını, All About Space - Sayı 13 - 2022/01 - Ocak en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bilim insanları latince bir metni tercüme edip modern matematiğe uyarladıklarında, metni yazan İngiliz filozofun henüz 1225 yılında çokluevrenler ile ilgili fikirleri ele aldığını gördüler.
"Çoklu-dünyalar teorisi, bir parçacık her gözlendiğinde, o anki durumuna göre yeni bir kuantum dünyanın oluştuğunu öngörüyor. Dallanarak ilerleyen bu süreçte her an evrenimizin sonsuz sayıda kopyası ortaya çıkıyor."
Asteroitler yeterinden fazla altına ve diğer kıymetli metallere sahipler yani bize nesiller boyu sürecek servet sunabilirler. Peki bu değerli metalleri bu asteroitlerden nasıl alabiliriz? En iyi yöntemlerden biri bu uzay kayalarını Dünya'ya getirmek olabilir. Kullandığımız metallerin büyük çoğunluğu Dünya'nın derinliklerinde gömülü. Ancak burada gerçekten derini kastediyoruz: Gezegenimiz henüz eriyik durumdayken ağır metallerin büyük çoğunluğu merkeze doğru çöktü ve bunları oradan çıkarmak mümkün değil. Erişilebilir durumdaki altın, çinko veya platinyum gibi elementler Dünya yüzeyine çarpan asteroitlerle gezegenimize geldi. Bu asteroitler gezegen oluşum sürecinden arta kalan parçalar ve dolayısıyla gezegenlerle aynı materyallere sahipler. Ancak onlardaki metalleri elde etmek için derinlere inmek zorunda değilsiniz. Ancak asteroitlerle ilgili problem çok uzak olmaları. Bir roketin Dünya yüzeyinden yörüngeye ulaşabilmesi için hızını sıfırdan saniyede 8 kilometreye çıkarması gerekiyor. Bir asteroide doğru ilerleyebilmek için ise roketin hızını saniyede 5,5 kilometre daha artırması gerekiyor. Bu hız artışı en az fırlatma kadar yakıt gerektiriyor. Bu da uzakta gerçekleşecek bu madencilik operasyonunu etkiliyor. Bir asteroitten madenler çıkarıldıktan sonra ise başka bir zorluk ortaya çıkacak: Maden asteroitte işlenebilir ki bu bir dizi tesis kurulmasını gerektiriyor ya da ham madde tüm artığı ile birlikte Dünya getirilebilir.
Harvard'daki Astrofizik araştırma merkezinden Dr. Scott Kenyon'a göre, Dünya iki katı kütleye sahip olsaydı erken dönemlerindeki ısısını daha yavaş kaybederdi. Kenyon "Atmosfer daha yoğun olurdu. Her şey iki katı ağırlığında olacağı için hareket etmeleri de daha fazla enerji gerektirirdi." diyor. Böyle bir senaryoda karıncalar ve yılanlar çok mutlu olabilirdi çünkü kuşlar nadir olurdu ve insanlar daha yavaş ve kısa olurlardı. Kenyon, "Okyanuslar hakkında daha fazlasını bilir ve yıldızlar hakkında daha az şey biliyor olurduk. Binalarımız ise daha az ihtişamlı olurdu. Aynı zamanda mermiler şimdikinden daha kısa mesafelere ulaşabilmek için daha fazla enerji gerektirirdi ve dolayısıyla daha az savaş olurdu." diye ekliyor. Dr. Dimitar Sasselov'un ise bu konudaki görüşü farklı: "Dünya iki katı büyük olsaydı, kütlesi 8 katına çıkardı. Bu durum yürümeyi zorlaştıracağı için sahilde vakit geçirmek daha akıllıca olurdu çünkü suda daha hafifiz."
"Mars'ta bu denli büyük toz fırtınalarının oluşmasının arkasındaki teorilerden biri havada askıda bulunan toz parçacıklarının Güneş ışığını emerek civarındaki atmosferi ısıtması. Sıcak hava paketleri daha sonra soğuk bölgelere doğru akıyor ve rüzgar oluşturuyor. Güçlü rüzgarlar yerden daha fazla toz kaldırıyor ve dolayısı ile atmosferi daha da ısıtarak süreci besliyor."
•Morötesi
Sıcak morötesi
Bu ışık türü, evriminin erken veya geç dönemindeki yıldızlar gibi sıcak cisimlerden yayılıyor. Yıldızların hayatlarının bu dönemlerini gözlemlediğimizde evrimlerini anlayabiliyoruz
• X-ışınları
Karadeliklerin X-ışın salınımı Astronomlar, karadeliklerin madde yuttukları esnada yüksek miktarda X-ışını saldıklarını keşfetti.
•Gama ışınları
Yüksek enerji astronomisi
Gama ışınlarından daha yüksek enerjili ve daha zararlı bir şey yok. Güneş püskürmelerinde ve süpernova patlamalarında ortaya çıkabiliyorlar.