Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

All About Space - Sayı 13 - 2022/01 - Ocak

All About Space

All About Space - Sayı 13 - 2022/01 - Ocak Gönderileri

All About Space - Sayı 13 - 2022/01 - Ocak kitaplarını, All About Space - Sayı 13 - 2022/01 - Ocak sözleri ve alıntılarını, All About Space - Sayı 13 - 2022/01 - Ocak yazarlarını, All About Space - Sayı 13 - 2022/01 - Ocak yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
100 kg bir insanın diğer dünyalardaki ağırlığı ne olurdu?
Dünya: 100 kg Güneş : 2707.2 kg Merkür : 38.7 kg Venüs : 90,7 kg Ay :16,6 kg Mars: 37.7 Jüpiter: 236,4kg Ganymede: 14,48kg Europa : 13.35kg lo: 18.35kg Callisto: 12.64kg Satürn : 106.4kg Titan: 11.9kg Uranüs :88.9kg Neptün:112.5kg 2 kat Dünya: 1970 kg Plüton: 6.7kg Phobos: 0.0602 kg
Sayfa 79 - All About SpaceKitabı okudu
Dünya iki kat büyük olsaydı (bence yine dünyayı paylaşamazdik :) )
Harvard'daki Astrofizik araştırma merkezinden Dr. Scott Kenyon'a göre, Dünya iki katı kütleye sahip olsaydı erken dönemlerindeki ısısını daha yavaş kaybederdi. Kenyon "Atmosfer daha yoğun olurdu. Her şey iki katı ağırlığında olacağı için hareket etmeleri de daha fazla enerji gerektirirdi." diyor. Böyle bir senaryoda karıncalar ve yılanlar çok mutlu olabilirdi çünkü kuşlar nadir olurdu ve insanlar daha yavaş ve kısa olurlardı. Kenyon, "Okyanuslar hakkında daha fazlasını bilir ve yıldızlar hakkında daha az şey biliyor olurduk. Binalarımız ise daha az ihtişamlı olurdu. Aynı zamanda mermiler şimdikinden daha kısa mesafelere ulaşabilmek için daha fazla enerji gerektirirdi ve dolayısıyla daha az savaş olurdu." diye ekliyor. Dr. Dimitar Sasselov'un ise bu konudaki görüşü farklı: "Dünya iki katı büyük olsaydı, kütlesi 8 katına çıkardı. Bu durum yürümeyi zorlaştıracağı için sahilde vakit geçirmek daha akıllıca olurdu çünkü suda daha hafifiz."
Sayfa 79 - All About SpaceKitabı okudu
Reklam
Güneşe ve ocakta yanan yağa su dökmeyin :D
Dünya'da ateşin üzerine su döktüğünüzde, genellikle sönecektir. Ancak Güneş ile ilgili aklınızda bulundurmanız gereken şey, onun Dünya'daki ateş gibi yanmadığı. Güneş, hidrojeni helyuma dönüştüren nükleer füzyon süreci ile ısı üretiyor. Su hidrojen ve oksijenden oluşuyor. Dolayısı ile Güneş'e devasa bir kovayla su dökmek onu söndürmez, aksine daha hızlı yanmasını ve daha parlak olmasını sağlardı.
Sayfa 78 - All About SpaceKitabı okudu
Mars'taki bütün buzlar eriseydi NE OLURDU?
Mars'ın tamamen çorak bir Dünya olduğunu düşünüyorsanız, bir kere daha düşünün. Mars'ın kutuplarında ve yüzeyinin altında devasa miktarlarda buzullar mevcut. Mevcut tahminler Mars'ta 15 milyar metreküp buz bulunduğunu gösteriyor. Bu, Mars'ın yüzeyinin tamamını 1,1 metre kalınlığında suyla kaplamak için yeterli.Mars'ta günümüzde sıvı su göremememizin sebebi çok ince bir atmosfere sahip olması. Yüzeye ulaşan herhangi miktardaki su, düşük atmosfer basıncı nedeniyle hemen buharlaşıyor. Ancak Mars'taki tüm buz eriseydi, bazı tahminlere göre bir sera etkisi oluşur ve atmosferi kalınlaşırdı. Böyle bir şey gerçekleşirse Mars yüzeyinde su sıvı olarak bulunabilir. Su belli bölgeleri doldurarak Mars yüzeyinde göller, denizler hatta bir okyanus oluşturabilirdi. Bu kadar su gezegenin yüzeyinde yeni bir bitki yaşamını başlatabilir. Böyle bir durum insanlar için çok muhteşem olurdu.
Sayfa 77 - All About SpaceKitabı okudu
Uzayda madencilik (Darth Vader izin verir mi :D )
Asteroitler yeterinden fazla altına ve diğer kıymetli metallere sahipler yani bize nesiller boyu sürecek servet sunabilirler. Peki bu değerli metalleri bu asteroitlerden nasıl alabiliriz? En iyi yöntemlerden biri bu uzay kayalarını Dünya'ya getirmek olabilir. Kullandığımız metallerin büyük çoğunluğu Dünya'nın derinliklerinde gömülü. Ancak burada gerçekten derini kastediyoruz: Gezegenimiz henüz eriyik durumdayken ağır metallerin büyük çoğunluğu merkeze doğru çöktü ve bunları oradan çıkarmak mümkün değil. Erişilebilir durumdaki altın, çinko veya platinyum gibi elementler Dünya yüzeyine çarpan asteroitlerle gezegenimize geldi. Bu asteroitler gezegen oluşum sürecinden arta kalan parçalar ve dolayısıyla gezegenlerle aynı materyallere sahipler. Ancak onlardaki metalleri elde etmek için derinlere inmek zorunda değilsiniz. Ancak asteroitlerle ilgili problem çok uzak olmaları. Bir roketin Dünya yüzeyinden yörüngeye ulaşabilmesi için hızını sıfırdan saniyede 8 kilometreye çıkarması gerekiyor. Bir asteroide doğru ilerleyebilmek için ise roketin hızını saniyede 5,5 kilometre daha artırması gerekiyor. Bu hız artışı en az fırlatma kadar yakıt gerektiriyor. Bu da uzakta gerçekleşecek bu madencilik operasyonunu etkiliyor. Bir asteroitten madenler çıkarıldıktan sonra ise başka bir zorluk ortaya çıkacak: Maden asteroitte işlenebilir ki bu bir dizi tesis kurulmasını gerektiriyor ya da ham madde tüm artığı ile birlikte Dünya getirilebilir.
Sayfa 72 - All About SpaceKitabı okudu
Reklam
•Morötesi Sıcak morötesi Bu ışık türü, evriminin erken veya geç dönemindeki yıldızlar gibi sıcak cisimlerden yayılıyor. Yıldızların hayatlarının bu dönemlerini gözlemlediğimizde evrimlerini anlayabiliyoruz • X-ışınları Karadeliklerin X-ışın salınımı Astronomlar, karadeliklerin madde yuttukları esnada yüksek miktarda X-ışını saldıklarını keşfetti. •Gama ışınları Yüksek enerji astronomisi Gama ışınlarından daha yüksek enerjili ve daha zararlı bir şey yok. Güneş püskürmelerinde ve süpernova patlamalarında ortaya çıkabiliyorlar.
Sayfa 70 - All About SpaceKitabı okudu
Eğer sadece gözlerimize güvenseydik, evrenin sunuyor olduğu birçok şeye karşı kör olduğumuzu fark ederdik. Gama ışını patlamalarında galaksilerin tozlu yapılarına ve hatta Büyük Patlama'dan arta kalan ışımaya kadar birçok şeyden mahrum kalırdık. Bunun nedeni, evrenin gözümüzün görebileceğinden de ötede ışınlar yayması. Görsel ışık, elektromanyetik tayfın çok küçük bir bölümü. Elektromanyetik tayf düşük enerjili radyo dalgalarından çok yüksek enerjili gama ışınlarına kadar uzanıyor. Bizler görsel bölgenin dışındaki şeyleri göremiyoruz. Dünya'da göremediğimiz ışınları üretebiliyoruz. Kızılötesi gece görüşü gözlemleri, röntgen teknolojisi, morötesi güvenlik etiketleri veya müzik ve televizyon yayınları bu görünmez ışıkları kullanıyor. Uzayda ise bu görünmeyen ışık türleri her yerde ve her tür kozmik cisimden geliyorlar. Yani ortada adeta gizli bir evren var.
Sayfa 66 - All About SpaceKitabı okudu
Ulusal Radyo Astronomi Gözlemevi (NRAO)
"Radyo astronomi evreni anlamak açısından çok önemli. Optik teleskoplar sadece parlak olan şeyleri bize gösteriyor. Radyo teleskoplar ise evrenin en uzak, en karanlık ve en soğuk köşelerini bize gösteriyor. Bunların arasında yıldız oluşumu bölgeleri, hidrojen bulutları, galaksilerdeki moleküller ve galaksiler ile karadelikler tarafından hızlandırılan yüksek enerjili parçacıklar var. Bu cisimler (hatta aslında neredeyse her cisim) radyo dalga boylarında ışıma yapıyor. Diğer dalga boylarında çalışan teleskoplarla beraber kullanıldığında radyo astronomi bize evren hakkında çok daha fazla bilgi sunuyor." -Charles Blue
Sayfa 66 - All About SpaceKitabı okudu
Mars manyetik alanını yaklaşık 4 milyar yıl önce kaybetti, bu nedenle Güneş rüzgârları gezegenin atmosferini zamanla söküp attı.Ancak yüzeyde Dünya'daki herhangi bir bölgeden en az 10 kat daha manyetize olan bölgeler var bu da gezegenin eskiden bir manyetik alana sahip olduğunu gösteriyor.Mars demir, nikel ve sülfür içeren sıvı birçekirdeğe sahip. Mars mantosu, silikon,oksijen, demir ve magnezyumdan oluşan peridotit içeriği ile Dünya mantosuna benzerlik gösteriyor. Kabuk çoğunlukla volkanik bazalt kayalardan oluşuyor. Bu kayalar Dünya -Ay'ın kabuklarındakine benzerlik gösteriyor ancak özellikle kuzey yarımküredeki bazı kabuk kayaları daha fazla silikat içeren volkanik kaya türü olan andesit türü olabilir.
Sayfa 21 - All About SpaceKitabı okudu
Reklam
Mars Güneş'ten itibaren dördüncü gezegen. Romalılar bu gezegene, kanlı rengine uygun bir şekilde, kendi savaş tanrılarının adını verdi. Mars yüzeyindeki parlak kırmızı renk, gezegenin yüzeyindeki regolitte (yüzeyi kaplayanince toz yapısı) bulunan demirce zengin minerallerden geliyor. Dünya'nın toprağı da bir tür regolit ancak farklı olarak organik materyallerle dolu. Demir mineralleri oksitlenerek toprağın kırmızı görünmesini sağlıyor.
Sayfa 17 - All About SpaceKitabı okudu
"Çoklu-dünyalar teorisi, bir parçacık her gözlendiğinde, o anki durumuna göre yeni bir kuantum dünyanın oluştuğunu öngörüyor. Dallanarak ilerleyen bu süreçte her an evrenimizin sonsuz sayıda kopyası ortaya çıkıyor."
"Mars'ta bu denli büyük toz fırtınalarının oluşmasının arkasındaki teorilerden biri havada askıda bulunan toz parçacıklarının Güneş ışığını emerek civarındaki atmosferi ısıtması. Sıcak hava paketleri daha sonra soğuk bölgelere doğru akıyor ve rüzgar oluşturuyor. Güçlü rüzgarlar yerden daha fazla toz kaldırıyor ve dolayısı ile atmosferi daha da ısıtarak süreci besliyor."
"Önümüzdeki sadece bir veya iki yıl içinde bugünkü fikirlerimizin çok ilkel olduğunu düşünüyor olacağız."
AY’DAKİ LAV TÜNELLERİNİ İNCELEMEK NEDEN ÖNEMLİ? İleride Ay’da yaşayan insanlar olacak. Ay’da yerleşkeler kurulacak ve muhtemelen 2035 yılı gibi insanlar buralarda yaşamaya başlayacaklar. İnsanların yaşamaları için bazı yapılar inşa edilmesi gerekecek ancak böyle bir şeyi yapabilmek için inanılmaz derecede kaynak ve enerji gerekiyor. Ancak bir lav tüneli varsa, hali hazırda dışarıdaki radyasyondan sizi koruyan bir kalkana sahipsiniz demektir. Bu alanlarda bir şeyler saklayabilir, yaşayabilir veya çalışabilirsiniz. Bu açıdan Ay’daki lav tünellerini keşfetmek çok önemli. Bilimsel bir açıdan ise lav tünelleri milyarlarca yıldır hiç değişmemiş bölgeler. Milyarlarca yıldır Güneş ışığı, radyasyon veya Ay tozu bu bölgelere erişmemiş olacak. Bu da bu bölgelerin bilim için çok ideal yerler olduğu anlamına geliyor.
39 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.