Öne Çıkan All About Space - Sayı 13 - 2022/01 - Ocak Gönderileri
Öne Çıkan All About Space - Sayı 13 - 2022/01 - Ocak kitaplarını, öne çıkan All About Space - Sayı 13 - 2022/01 - Ocak sözleri ve alıntılarını, öne çıkan All About Space - Sayı 13 - 2022/01 - Ocak yazarlarını, öne çıkan All About Space - Sayı 13 - 2022/01 - Ocak yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Puanım 4/5 (%83/100)
Genel olarak oldukça eğlenceli buldum. Çok ilgimi çekmeyen kısımlar olsa da bazı bölümler gerçekten başarılıydı. Şimdi size benim ilgimi çeken birkaç bölümden bahsedeyim. Fırlatma Rampası bölümünde kısa kısa uzay ve zaman ile ilgili güzel bilgiler vardı. Bir bilim-kurgu hayranı olarak Paralel Evrenler Gerçek Mi? kısmı çok hoşuma gitti. Dünya'nın Kraterleri bölümü sayesinde ziyaret edeceğim yerler listesine birkaç yeni isim eklemiş oldum. Benim en çok hoşuma giden bölüm Ay Patlasaydı Ne Olurdu? kısmıydı. Bu ve bunun gibi birçok ilginç sorunun cevabı verilmiş ve gerçekten çok eğlendim okurken. Bunlar dışındaki bölümler de güzeldi fakat benim özellikle hatırlayacağım yerler bahsettiklerimdi. Bazı bölümlerde QR kod koyulmuş ve bunları okutup bakarsanız bazı görsellerin 3D halini görebiliyorsunuz ki bu çok hoştu. Onun dışında derginin yanında hediye güzel bir Mars magneti var (bardak altlığı olarak bile kullanılabilir). Yani güzel bir sayı olmuş, öneriyorum.
Bilim insanları latince bir metni tercüme edip modern matematiğe uyarladıklarında, metni yazan İngiliz filozofun henüz 1225 yılında çokluevrenler ile ilgili fikirleri ele aldığını gördüler.
"Çoklu-dünyalar teorisi, bir parçacık her gözlendiğinde, o anki durumuna göre yeni bir kuantum dünyanın oluştuğunu öngörüyor. Dallanarak ilerleyen bu süreçte her an evrenimizin sonsuz sayıda kopyası ortaya çıkıyor."
"Mars'ta bu denli büyük toz fırtınalarının oluşmasının arkasındaki teorilerden biri havada askıda bulunan toz parçacıklarının Güneş ışığını emerek civarındaki atmosferi ısıtması. Sıcak hava paketleri daha sonra soğuk bölgelere doğru akıyor ve rüzgar oluşturuyor. Güçlü rüzgarlar yerden daha fazla toz kaldırıyor ve dolayısı ile atmosferi daha da ısıtarak süreci besliyor."
Asteroitler yeterinden fazla altına ve diğer kıymetli metallere sahipler yani bize nesiller boyu sürecek servet sunabilirler. Peki bu değerli metalleri bu asteroitlerden nasıl alabiliriz? En iyi yöntemlerden biri bu uzay kayalarını Dünya'ya getirmek olabilir. Kullandığımız metallerin büyük çoğunluğu Dünya'nın derinliklerinde gömülü. Ancak burada gerçekten derini kastediyoruz: Gezegenimiz henüz eriyik durumdayken ağır metallerin büyük çoğunluğu merkeze doğru çöktü ve bunları oradan çıkarmak mümkün değil. Erişilebilir durumdaki altın, çinko veya platinyum gibi elementler Dünya yüzeyine çarpan asteroitlerle gezegenimize geldi. Bu asteroitler gezegen oluşum sürecinden arta kalan parçalar ve dolayısıyla gezegenlerle aynı materyallere sahipler. Ancak onlardaki metalleri elde etmek için derinlere inmek zorunda değilsiniz. Ancak asteroitlerle ilgili problem çok uzak olmaları. Bir roketin Dünya yüzeyinden yörüngeye ulaşabilmesi için hızını sıfırdan saniyede 8 kilometreye çıkarması gerekiyor. Bir asteroide doğru ilerleyebilmek için ise roketin hızını saniyede 5,5 kilometre daha artırması gerekiyor. Bu hız artışı en az fırlatma kadar yakıt gerektiriyor. Bu da uzakta gerçekleşecek bu madencilik operasyonunu etkiliyor. Bir asteroitten madenler çıkarıldıktan sonra ise başka bir zorluk ortaya çıkacak: Maden asteroitte işlenebilir ki bu bir dizi tesis kurulmasını gerektiriyor ya da ham madde tüm artığı ile birlikte Dünya getirilebilir.