All About Space - Sayı 13 - 2022/01 - Ocak
All About SpaceEn Beğenilen All About Space - Sayı 13 - 2022/01 - Ocak Gönderileri
En Beğenilen All About Space - Sayı 13 - 2022/01 - Ocak kitaplarını, en beğenilen All About Space - Sayı 13 - 2022/01 - Ocak sözleri ve alıntılarını, en beğenilen All About Space - Sayı 13 - 2022/01 - Ocak yazarlarını, en beğenilen All About Space - Sayı 13 - 2022/01 - Ocak yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mars manyetik alanını yaklaşık 4 milyar yıl önce kaybetti...
Ocak Ayı Okuduğum Eserler
Hedef: 30 Okunan: 20
Okuduğum Eserler:
1- 
How It Works Türkiye - Sayı 38 (Aralık 2021)
2- 
Bilim ve Teknik - Sayı 649 (Aralık 2021)
3- 
Bilim ve Teknik - Sayı 648 (Kasım 2021)
4- 
Bilim ve Teknik - Sayı 647 (Ekim 2021)
5-
Evren genişlemiyor olsaydı, ilk fark edeceğimiz şey gökyüzünün çok daha parlak olacağıdır.
Bilim insanları latince bir metni tercüme edip modern matematiğe uyarladıklarında, metni yazan İngiliz filozofun henüz 1225 yılında çokluevrenler ile ilgili fikirleri ele aldığını gördüler.
Bazı uzmanlara göre Apollo programı iptal edilmeseydi, insanlık şimdiye kadar Mars'ta bir üs kurmuş olabilirdi.
Şu anki teknoloji ile Mars'a Yolculuk yaklaşık 6 ay kadar sürüyor.
"Çoklu-dünyalar teorisi, bir parçacık her gözlendiğinde, o anki durumuna göre yeni bir kuantum dünyanın oluştuğunu öngörüyor. Dallanarak ilerleyen bu süreçte her an evrenimizin sonsuz sayıda kopyası ortaya çıkıyor."
Dünya iki kat büyük olsaydı (bence yine dünyayı paylaşamazdik :) )
Harvard'daki Astrofizik araştırma merkezinden Dr. Scott Kenyon'a göre, Dünya iki katı kütleye sahip olsaydı erken dönemlerindeki ısısını daha yavaş kaybederdi. Kenyon "Atmosfer daha yoğun olurdu. Her şey iki katı ağırlığında olacağı için hareket etmeleri de daha fazla enerji gerektirirdi." diyor. Böyle bir senaryoda karıncalar ve yılanlar çok mutlu olabilirdi çünkü kuşlar nadir olurdu ve insanlar daha yavaş ve kısa olurlardı. Kenyon, "Okyanuslar hakkında daha fazlasını bilir ve yıldızlar hakkında daha az şey biliyor olurduk. Binalarımız ise daha az ihtişamlı olurdu. Aynı zamanda mermiler şimdikinden daha kısa mesafelere ulaşabilmek için daha fazla enerji gerektirirdi ve dolayısıyla daha az savaş olurdu." diye ekliyor. Dr. Dimitar Sasselov'un ise bu konudaki görüşü farklı: "Dünya iki katı büyük olsaydı, kütlesi 8 katına çıkardı. Bu durum yürümeyi zorlaştıracağı için sahilde vakit geçirmek daha akıllıca olurdu çünkü suda daha hafifiz."
Sayfa 79 - All About SpaceKitabı okudu
Uzayda madencilik (Darth Vader izin verir mi :D )
Asteroitler yeterinden fazla altına ve diğer kıymetli metallere sahipler yani bize nesiller boyu sürecek servet sunabilirler. Peki bu değerli metalleri bu asteroitlerden nasıl alabiliriz? En iyi yöntemlerden biri bu uzay kayalarını Dünya'ya getirmek olabilir. Kullandığımız metallerin büyük çoğunluğu Dünya'nın derinliklerinde gömülü. Ancak burada gerçekten derini kastediyoruz: Gezegenimiz henüz eriyik durumdayken ağır metallerin büyük çoğunluğu merkeze doğru çöktü ve bunları oradan çıkarmak mümkün değil. Erişilebilir durumdaki altın, çinko veya platinyum gibi elementler Dünya yüzeyine çarpan asteroitlerle gezegenimize geldi. Bu asteroitler gezegen oluşum sürecinden arta kalan parçalar ve dolayısıyla gezegenlerle aynı materyallere sahipler. Ancak onlardaki metalleri elde etmek için derinlere inmek zorunda değilsiniz. Ancak asteroitlerle ilgili problem çok uzak olmaları. Bir roketin Dünya yüzeyinden yörüngeye ulaşabilmesi için hızını sıfırdan saniyede 8 kilometreye çıkarması gerekiyor. Bir asteroide doğru ilerleyebilmek için ise roketin hızını saniyede 5,5 kilometre daha artırması gerekiyor. Bu hız artışı en az fırlatma kadar yakıt gerektiriyor. Bu da uzakta gerçekleşecek bu madencilik operasyonunu etkiliyor. Bir asteroitten madenler çıkarıldıktan sonra ise başka bir zorluk ortaya çıkacak: Maden asteroitte işlenebilir ki bu bir dizi tesis kurulmasını gerektiriyor ya da ham madde tüm artığı ile birlikte Dünya getirilebilir.
Sayfa 72 - All About SpaceKitabı okudu