Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Alleben Anıları

Ülkü Tamer

En Eski Alleben Anıları Sözleri ve Alıntıları

En Eski Alleben Anıları sözleri ve alıntılarını, en eski Alleben Anıları kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şiir ateşin habercisidir, yangının kundakçısı. Yanardağın üstündeki kuştur şiir.
"Söz verirdi boyuna ama verdiği sözü tuttuğu görülmemişti."
Reklam
Dedi ahmak herif
"Bunlar bir dernek kurmuşlar. Film gösterip halkın kültür düzeyini yükselteceklermiş. İnsan sinemaya niye gider? İnsan sinemaya baldır bacak görmek için gider," dedi.
Sayfa 56 - Milliyet YayınlarıKitabı okudu
İçeriye dolan aydınlıkta beyazperde tam bir "hayal perdesi"ne dönüşürdü.
Sayfa 64 - Milliyet YayınlarıKitabı okudu
Bu filmi yedi kere gören tam hacı, üç kere gören yarım hacı sayılır.
Sayfa 72 - Milliyet YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Riks almaya gerek yok :)
Hiç bilmediğin biriyle tanışmaktansa, özlediğin, "göresin gelen" eski bir dostla karşılaşmak daha güzeldi.
Sayfa 78 - Milliyet YayınlarıKitabı okudu
Belirli bir olayı yaşamak başka şey, o olayı sonradan öğrenmek, değerlendirmek başka şey.
Sayfa 85 - Milliyet YayınlarıKitabı okudu
Beyhan, "Sen hiç hokkabaz gördün mü?" diye sordu Sitti Zeynep'e. "Gördüm," dedi Sitti Zeynep. "Diline şiş soktu," dedi Sitti Zeynep. "Şaşırdın mı? dedim. "Şaşırmadım." "Niye?" "Ne bileyim niye?" "Sen yapabilir misin?" "Ne yapabilir miyim?" "Diline şiş sokabilir misin?" "Sokamam." "Peki, hokkabaz yapıyor ya." "Tabi yapar." "Niye?" "Niye olacak, o hokkabaz da ondan," dedi Sitti Zeynep.
Sayfa 23 - Adam Yayınları
"Adım Elmas ama şimdiye kadar hiç elmas görmedim."
Sayfa 40 - Adam Yayınları
Reklam
Hacılar, Başpınar'da kalmışlardı. Şehre girmiyorlardı. Kırgındılar. Haber yolladılar. "Âdettir. Hac'dan dönen karşılanır. Bizi karşılamaya gelmezlerse biz de şehre gitmeyiz." İçlerinden sadece Hüseyin oyun bozanlık etti. "Nalet oğlu naletler," dedi. "Gittiyseniz gittiniz Hac'ca. Karşılamaya köçek çıkarsa hacılığınız katmerli mi olacak?"
Sayfa 65 - Adam Yayınları
Çete İsmail kızını şakaklarından öptü. Saçlarını çözdü, bağladı, bir daha çözdü, birdaha bağladı. "Güzel Elmas, saçlarının her telinde beş tane elmas var. Koşuşup duruyorlar." "Niye altı tane değil?" "Altı tane elmas var." "Elmasına kaç elmas istersin?" "Bilmiyor musun sanki!" dedi Çete İsmail. "Biliyorum ama yine de soruyorum." "Bir elmas yeter." Elmas babasının çayına bir şeker attı. Pencereden bakarak "Elmas ne güzel bugün," dedi Çete İsmail. "Çok güzel. Elmasta bir tek bulut bile yok." Çete düzeltti: "Elmas bile yok." Yağmur kesileli iki saat olmuştu ancak; ama gökyüzü açıktı, aydınlıktı. Elmas yarı beline kadar eğildi pencereden, sokaktaki su birikintilerine baktı. "Elmastaki şu elmaslara bak," diye bağırdı babasına. "Sahici elmaslar gibi parlıyorlar." Sustu. "Bana ne zaman elmas göstereceksin, Çete?" dedi. "Adım Elmas ama şimdiye kadar hiç elmas görmedim."
Sayfa 40 - Adam YayınlarıKitabı okudu
149 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.