Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Altaylar'dan Anadolu'ya Kamizm- Şamanizm

Yaşar Kalafat

Öne Çıkan Altaylar'dan Anadolu'ya Kamizm- Şamanizm Gönderileri

Öne Çıkan Altaylar'dan Anadolu'ya Kamizm- Şamanizm kitaplarını, öne çıkan Altaylar'dan Anadolu'ya Kamizm- Şamanizm sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Altaylar'dan Anadolu'ya Kamizm- Şamanizm yazarlarını, öne çıkan Altaylar'dan Anadolu'ya Kamizm- Şamanizm yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gök Tanrı Nerededir?
Gök Tanrı, yıldızların, Ay’ın ve hatta Güneş’inde üstünde idi. Tanrı’nın yeri, yükseklerin yükseği ve daha yükseği olmayan sonsuzlukta idi. Dua ediş tarzlarında bu inancın etkisi barizdir. Türkler diz çökerek yüzlerini göğe doğru tutup Tanrı’ya dua etmektedirler. Müslüman Türkler hâlâ; ‛yukarıda Allah var’ diyerek bu inancı devam ettirmektedir. Doğu Anadolu yöresinde bu anlamdaki Türk inancının izlerine her tarafta rastlayabiliriz. Kars’ta ‛tavuk bile su içerken yukarı, Allah'a bakar’ tabiri, Allah'ın yukarıda gökyüzünde olduğu inancının bir yansımasıdır.
Sayfa 20 - Yeditepe YayıneviKitabı okuyacak
151 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Sayın Yaşar Kalafat'ın kitabında öne sürdüğü en önemli görüş; Türklerin eski dinlerinin Gök Tanrı/Ulu Tanrı inancı olduğu yönündedir. Şamanizm/kamizm görüşünün bir din değil bir inanç olduğunun da ısrarla altını çizmiştir. Eski Türk inanışına göre Kam'lar bu dünya ile diğer alemler arasında iletişim kuran, hastalıklarla ilgilenen şifacılardır. Dinsel kimlikten ziyade, medyum vasfına sahip insanlardır. Eski Türklerin hakim din anlayışı Tek Tanrılı Tengricilikdir. Kitap eski Türk inanışlarını incelerken, halen Anadolu'da devam eden bazı gelenek ve düşüncelerin de aslında kamizm'e ait olduğunu ortaya koymuş oluyor. Birisine doğum günün kut'lu olsun derken kullandığınız "kut" kelimesinin eski Türk inanışına ait bir ifade olmasından tutun da, türbelere-ağaçlara kaput bağlanmasına, nazar boncuğuna, kurşun dökülmesine, tahtaya vurulmasına kadar varan ve bugün de devam eden geleneklerin kökenlerine iniyoruz. Yine kitaptan edindiğimiz gözleme göre bu gelenekleri halen Anadolu'da Alevi-Bektaşi ve Türkmen'ler en yoğun olarak devam ettiren gruplardır. Kıymetli bir eser, keyifli okumalar dilerim.
Altaylar'dan Anadolu'ya Kamizm- Şamanizm
Altaylar'dan Anadolu'ya Kamizm- ŞamanizmYaşar Kalafat · Yeditepe Yayınevi · 200414 okunma
Reklam
"Kültürel savaş, ideolojik ve politik savaşın asgari ikiyüzyıllık bir süreden beri asli unsurlarından olmuştur, sizin olan, sizi siz yapandır. Sizin olanı tanı­madan nasıl ona sahip çıkabilirsiniz. Sahip çıkılamayan zengin­lik fakirliğe yol açabilir. Günümüzde dünya aileleri büyük aile tipinde bütünleşmeye götürülürken, aile fertlerini kültürel özel­likleri ile birlikte tanımadan bu yeni sosyal yapıya dahil olmala­rı halinde akrabalığın getirdiği milli kültürel benzerlikler yerle­rini milletlerüstü, kültürel benzemezliklere bırakacaktır. Yeni kültür değerlerinin kaynatıldığı bu kazanda milli kültürlerinin tapusunu çıkaramamış uluslar adeta kültürel varlıklarını ortaya koymadan kültürel başkalaşıma tabi olacaktır."
Kar yağmasını durdurma ile bizim tespitlerimiz Trabzon yöresinden olmuştur. Anadolu Türklerinde yağ-taş ilişkilerine dair inanışlar büyük ölçüde İslami bir kisveye bürünmüştür. 3,5, 40 ve daha değişik sayıda okunarak çeşitli uygulamalar yapılır. Bu arada imamın nezaretince çıkılan yağmur duasında yağmur namazı kılındıktan sonra özel duası okunur ki, tamamen İslamidir. İslam da rızkı ve bereketi veren Allah' dır inancı vardır.
Isrik
Çocukları cin ve al bastılardan ve göz deymesinden korumak için İsrik yapıldığı söylenir. Söz, İsrik'in dumanı çocu­ ğun yüzüne değdirilip "İsrik isrik hey, göç göç" denir. Duman, buğu, tütsü uygulaması çok yaygındır, özel kokusu ve özel du­manı olan bitkiler vardır. Bu maksatla Buhurdanlık olarak bili­ nen bu işte kullanılan araçlar vardır. Kırsal kesimde bilhassa es­kiden bu tür otlar her evde bulundurulurdu. Sadece Çocuklar için değil her yaştaki insan ve hatta ev, dükkan buhurdan geçi­lilirdi. Bu buhur sadece tedavi için değil korunma amaçlı olarak da yapılırdı ve yapılmaktadır. Azerbaycan gibi bazı Türk bölge­ lerinde Yenigün aklanma-paklanma hazırlıklarında da evler tütsüden geçirilir. Biz bu tür uygulamalara dair Türk dünyası­ nın bir çok yerinden yaptığımız tespitleri yayımladık, muhte­ melen kurşun dökme, mum eritme hatta ateşe kokusu ve duma­ nı çıkan saçlarda bulunma belirli gün ve gecelerde yapılan ha­yır ve hasenat, lokma, helva gibi kokulu ve dumanlı yiyecekler­ den seçilmiş olması aynı bütünün parçalarıdır. İsrik'in çocuklar­ la birlikte anılması, cin ve göz değmesi illetine daha sık muzda­ rip olmalarındandır. Anadolu' da isirik, siğilik olarak da bilinir. Muhtemelen ortak yanları az değildir. İsilik tedavisi için bazan aya bakılarak veya bakılmayarak belirli dualar okunur. Çok ke­re bu işlemi muayyen kimseler yapar. Siğil veya siğilik çok kere ellerde çıkan bir nevi mantar olarak da bilinir. Okuyup üflenil­mesinin yanısıra tedavisi için ayın muayyen dönemleri takip edilir. Siğilin üzerine bir takım kazımalar yapılır.
Altay Kutay-Gök Tanrı inancında kadınlar ölünün ardın­dan ağlamazlar. Altay kişi de erkek veya kadının ağlamasına pek rastlanmaz ve yadırganır. Hint filmlerindeki ağlayan erkek­ler hayretle karşılanır. Yırlamak (ağlamak) bilinmez. Ölen kişi­ yi Kutay(tanrı) almıştır. O, ne yapacağını bilir. O'nun karar ve uygu­lamalarını göz yaşı ile karşılamak, O'na karşı saygısızlık sayılır. Altay kişinin böyle tutumları Altay Kutay'ı üzebilir. O'nu üz­mek doğru değildir.
Reklam
Hakasya'da ve Anadolu'da hapşırma eylemi:
Hakasya' da hapşıran insana yanındaki diğer kimseler "Ala köpeğin kıçını yala" derler. Bununla amaç Ala köpeğin kıçında da bir takım cinler vardır. İki cin / şeytan birbirine kavuşunca insanoğluna· zarar veremeyeceği inancı vardır .... bu ifade daha ziyade yaşı küçük olanlara denir. Büyüklere burnun sağ olsun denir". Anadolu ve yakın çevresinde de hapşırma ile ilgili inançlar vardır. Sınanmış olmasına göre bazen çift hapşırık uğurlu sayı­lır ve "sabır geldi" denir. Aksıran "sabır ihsan eyle Allahım" der. Hapşırana çok yaşa veya sağlıklı yaşa denir. O da "hep beraber" der. Sivas yöresinde hapşıran "Torunun taşağım ovşa-ov" bu­nun anlamı erkek torun sahibi olacak kadar uzun ve mutlu ya­şa demektir.
Şeytanın kulağına kurşun?
Anadolu'da gürültü veya belirli seslerin çıkarılması ile kö­tü ruhların veya cinlerin kovulması arasında bir bağıntı kurarlar. Mesela tahtaya vurularak "tu-tu-tu Şeytan kulağına kur­şun" denir...
Anadolu'nun belli başlı köylerinde bu duruma rastladım:
Altay kişi rızka, yiyeceği yemeğe saygılı davranır. Altay ki­şi yemeğini yerde yer. Yemeğin üzerinden geçmek atlamak, ye­ meğe saygısızliktır. Doğru bulunmaz. Bu uygulama yemeği kutsal kabul etmekten değil, ona saygı duymaktan kaynaklanır.
Saha' da Türk İnanç dünyasında iki sistem vardır. Bunlar Aiy (Aii) Tengri Sistemi ile Şamanizm'dir. Her iki sistemde de At; çıkışı, kurtuluşu yani doğuyu küçük kuş, güneyi balık ku­ zeyi ve ayı, batıyı simgeler. Evlerin kapısı güneye bakar. Ölü defnedilirken başı güneye dönük olarak yatırılır.
Reklam
Ülkemizin Güneydoğu bölgelerinde bu inanç devam etmektedir;
Ay tutulunca Altay Türkleri, teneke döver ve gürültü yapar. Tel­ begen'in yakalamış olduğu ayı bırakmasına çalışılır. Telbegen (Yedibaşlı) bir güçtür. Bu güç ayı tutar.
Hakaslarda renkler:
"Hakasya Türk Halk inançlarında renk sembolizmi mutla­ka vardır, kişi, ateşe dua ettiğinde üzerinde mutlaka kırmızı ve . beyaz kumaş oluyor. Dağlara dua edilince siyah veya başka renkler oluyor. Göğe dua edilirken mavi ve başka renkler olu­ yor. Dua ederken beyaz parçayı ağaca bağlarsın. Genelde dua ederken; mavi, siyah, kırmızı ve beyaz giyebilirsin. Yalnız, sarı giymek yasakmış. Çünkü "O" sarıyı sevmiyormuş. San hastalık rengi olarak kabul ediliyor. Hakasya'da bazı sülalelerin bazı renkleri giymesi yasakmış. Nedenini bilmiyorum. Renklerle il­gili bu inanç bütün hayatlarına yansımıştır. Mesela köpeklerine dahi. Mesela bir sülale sarı köpek dahi besleyemez. Aynı şekil­ de her ailenin tuttuğu kendisine düşen belirli renkler vardır. Ba­ zı aileler sadece bazı at renklerini tutarlar".
Altay Türklerinde:
Altay kişi sabah erkenden ulu dağlara çıkarlar. Bunu kart kişi (yaşlı)ler yaparlar. Amaç bereket için Gök Tanrı'ya dua et­mektir.
Hakasya halk inançlarında üçüncü, yedinci, yirminci, kırkıncı, yüzüncü ve senei inancı bu kuşun ölümü ile ilgilidir. Bu iki kuş inanca göre iki tane imiş, bir defasında a.vcı bunlardan birisini öldürmüş, sağ kalan eş kuş, yani ikinci kuş, eşinin ölümünün üçüncü, yedinci, yirminci, kırkıncı günleri ve senei devriyesinde eşinin ziyaretine gelirmiş. Bu inancın kaynağında bu efsane yatmaktadır.
92 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.