Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Emre Şen

Sabitlenmiş gönderi
"Ama dalgalar her zaman yarı ölü balıkları ayaklarının dibine atmaz. Koşmaktan başka çaren yok."
Sayfa 73 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Reklam
Sustular. Ne oturmak ne ayakta durmak, ne konuşmak ne susmak istiyorlardı.
"Bazen müziğin dramatik kısa hayatlarının bedeli olarak insanlara bahşedildiğini düşünüyordu."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Mahkum olmuş bir suçlu gelmiş de vicdandan bahsediyor!
Çok arzuladığın aptalca bir şeyi beklemenin kendisi bile insana mutluluk veriyor!
Reklam
Bugün seninle birlikte kafamı dinlemek istiyorum.
Maalesef, tüm belaların biz insanlardan kaynaklandığını hiç kimse anlamak istemiyor. Bilinçli yaratıklar olan bizler giderek kötüleşen hayat için sorumluluk üstlenmekten devamlı kaçınıyor ve bunun için bir sürü bahaneler buluyor, iyi ile kötüyü ayırt etmiyor ve sadece kendimizi kurtarmaya çalışıyoruz. Ve tüm bu olanların ille de böyle olması gerektiğine, başka tür bir hayatın olamayacağına kendimizi inandırıyoruz.
İnsan ruhunun Tanrı’yla erişilmez vahdetine yönelik ebedi heyecanları ve azapları kendi bünyelerinde birleştiren dinler, aynı zamanda yalnız kendileri için vardır; yani Tanrı Tanrı’dır ve hatta Tanrı herkes için tektir; fakat benim olan benimdir, yabancı olan ise yabancıdır; ben ile yabancı aynı şey olamaz. Çeşitli dini öğretilerin gerçeğin sadece kendi tekellerinde olduğu yönündeki taraflı, kibirli ve bencil tutumları bu düşünceden kaynaklanıyor.
“Bay Bork, sizce insanlar, fiziki olarak şimdi bizim olduğumuz gibi kalıp da daha farklı bir zekâya sahip olabilirler mi? Yani daha değişik görgü, davranış kurallarına sahip bir varlık olabilirler mi?” “Pekâlâ mümkün. Çünkü biz kendimizi tüm kâinatta tek akıllı varlık olarak gördük. Hiçbir başka canlıyla rekabet etmedik. Bizde başka bir manevi tekamül, temelinden farklı bir gelişme olabilir miydi? Bunu düşünebilir ve tartışabiliriz. Fakat bilim ve teknikte kazandığımız bütün başarılara rağmen, biz insanlar ne yazık ki hep kendine benzer varlıkları yiyen hayvanlar olarak kaldık.”
Sizce, tüm bu bitmez tükenmez savaşlar, devrimler, isyanlar, cinayetler, iktidarların acımasızlığı, ideoloji ve doktrinlerin despotizmi insanların hayatlarını, kaderlerini kıran, paramparça eden, halkları birbirlerinden nefret ettiren, insanoğlunu açgözlü bir yaratığa dönüştüren bir etken değil mi?
Reklam
%35 (101/288)
Kassandra Damgası
Kassandra DamgasıCengiz Aytmatov
7.8/10 · 979 okunma
80 syf.
8/10 puan verdi
"Ya şimdi savaşı bitirirsiniz, ya da.."
1904 yılında Rus-Japon savaşı çıkar, her gün binlerce asker ölmektedir ve savaş bir türlü sona ermemektedir. İşte ilk kısımda bu savaşta yer alan bir subayın savaşta yaşadıklarını, tanık olduklarını okuyoruz. İkinci kısım ise subayın kardeşi tarafından ele alınmıştır. Bu kardeşimizin iyi bir mantaliteye sahip olduğunu söylemek zordur. Zihni allak bullaktır ve kafasının içinde rahatsız edici düşünceler dolaşmaktadır. Kitap okuduklarım arasında
Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)
Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)
'tan sonra savaşı en çarpıcı anlatan kitap olabilir. Fazlasıyla rahatsız edici, gerim gerim gerildim alt tarafı 76 sayfada, kendini mental olarak iyi hissetmeyenler okumamalı. Ölü bir subaydan ölü bir subaya ölümlerinden sonra ulaşan mektup detayı ve bir askerin savaş alanındaki sesten, karmaşadan, dehşetten değil de tüm sesler kesilince, sessizlikten dolayı aklını yitirmesi detayı güzeldi, iyi işlenmişti. Kitapta genel olarak çok uzun cümleler kullanılmış anlamayı zorlaştırıyor. 8/10
Kızıl Kahkaha
Kızıl KahkahaLeonid Andreyev · İş Bankası Kültür Yayınları · 20195,3bin okunma
80 syf.
8/10 puan verdi
Kızıl Kahkaha
Kızıl KahkahaLeonid Andreyev
7.8/10 · 5,3bin okunma
Vebadan ve onun korkunçluklarından da kötü bu. Vebadan sakla­nacak bir yer bulmak, bazı önlemler almak mümkündü hiç değilse, ama ne mesafe, ne de engel tanıyan ve her yere sıza­bilen düşünceden nasıl saklanabilir insan?
..önüne geçilmez bir kuvvetle sokağa koşup insanların toplandığı meydana çıkmak ve bağırmak istiyo­rum: - Ya şimdi savaşı bitirirsiniz, ya da ... "Ya da" ne? Akıllarını başlarına toplamalarını sağlaya­cak, yüksek sesle söylenecek yeni yalanlarla cevaplanma­yacak kelime kaldı mı dünyada? Ya da önlerinde diz çö­küp ağlamak mı gerek? Ama zaten yüz binler gözyaşlarıyla yıkamıyor mu dünyayı, faydası var mı hiç? Ya da gözleri önünde kendini öldürmek mi gerekiyor? Öldürmek! Her gün binler ölüyor, peki bunun faydası var mı?
..ama savaş gerçeğinin kendi­sine alışamıyorum, esasen akılsızca olan bu şeyi anlamayı ve açıklamayı aklım reddediyor. Bir milyon insan bir yerde toplanıp edimlerine haklılık kazandırmaya çalışarak birbi­rini öldürüyor ve hepsi eşit derecede hasta ve hepsi eşit de­recede mutsuz. Delilik değil de nedir bu?
164 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.