Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Emre Şen

80 syf.
8/10 puan verdi
"Ya şimdi savaşı bitirirsiniz, ya da.."
1904 yılında Rus-Japon savaşı çıkar, her gün binlerce asker ölmektedir ve savaş bir türlü sona ermemektedir. İşte ilk kısımda bu savaşta yer alan bir subayın savaşta yaşadıklarını, tanık olduklarını okuyoruz. İkinci kısım ise subayın kardeşi tarafından ele alınmıştır. Bu kardeşimizin iyi bir mantaliteye sahip olduğunu söylemek zordur. Zihni allak bullaktır ve kafasının içinde rahatsız edici düşünceler dolaşmaktadır. Kitap okuduklarım arasında
Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)
Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)
'tan sonra savaşı en çarpıcı anlatan kitap olabilir. Fazlasıyla rahatsız edici, gerim gerim gerildim alt tarafı 76 sayfada, kendini mental olarak iyi hissetmeyenler okumamalı. Ölü bir subaydan ölü bir subaya ölümlerinden sonra ulaşan mektup detayı ve bir askerin savaş alanındaki sesten, karmaşadan, dehşetten değil de tüm sesler kesilince, sessizlikten dolayı aklını yitirmesi detayı güzeldi, iyi işlenmişti. Kitapta genel olarak çok uzun cümleler kullanılmış anlamayı zorlaştırıyor. 8/10
Kızıl Kahkaha
Kızıl KahkahaLeonid Andreyev · İş Bankası Kültür Yayınları · 20195,3bin okunma
Reklam
122 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Atasından-dedesinden yüklü bir miras kalmayanların, anadan-babadan zengin olmayanların, ve üstelik zorlu bir coğrafyada doğan insanların yani hayata 1-0 yenik başlayanların kitabıdır bu.
Baba Evi
Baba Evi
'nde çocukluktan ergenlik çağına kadar eşlik ettiğimiz küçük adamımız yavaş yavaş yetişkinliğe adım atmaktadır. Ancak o bir küçük adamdır. Bu hayata tutunmalıdır. Babası "öteki tarafın adamı" muhalif bir avukat da olsa babasının bilinen bir kişiliği, bir saygınlığı vardır. Küçük adam ise -kitapta da not düşüldüğü gibi ortaokul mezunu olmanın bile memurlukta vs. yeterli olduğu yıllarda- ortaokulu bile bitirememiş kendini yetersiz hissetmektedir. Eğer dediğim gibi hayata 1-0 önde başlamadıysanız bu hayata bir ucundan tutunmanız gerekmektedir. Hepimiz düşünmüşüzdür. "Acaba şunu şöyle yapmasaydım daha iyi bir yerde mi olurdum?", "Şunu dinleseydim şöyle yapsaydım daha mı iyi olurdu?", "Acaba şu yakınımın yanında işe girseydim nasıl olurdu?", "Ee yaşım da geldi geçiyor iş, ekonomik özgürlük, askerlik, evlilik.." Kısacası yirmili yaşlar zordur, sancılıdır yirmili yaşlar.. Gençliğin böyle sorgulamalarla, toplumun direttikleriyle geçmektedir ve zaman maalesef geri alınamazdır.
Avare Yıllar
Avare YıllarOrhan Kemal · Everest Yayınları · 20091,346 okunma
97 syf.
8/10 puan verdi
·
34 saatte okudu
Sıkmayan, yalın diliyle su gibi akıp giden bir Orhan Kemal kitabı daha. Başkahramanımızın çocukluğundan gençliğine kadar olan yolculuğunu okuyoruz. Kitap çoğunlukla küçük adam ve babasıyla olan ilişkisini konu alıyor. İlginçtir başkahramanımızın bir adı yok fakat o bir "küçük adamdır." Birçok kez kendini saygın biri olarak düşler fakat gerçek dünyanın küçük adama olan acımasızlığı onu bu düşten uyandırır. Otoriter, gaddar ve sert bir kişiliği olan babası bir siyasi yasaklıdır ve bu yüzden küçük adamımız ve ailesi sürekli farklı illere taşınmak zorunda kalır. Orhan Kemal'in burada kendi hayatından aktarımlar yaptığını görüyoruz. Bundan dolayı kitap yazarın otobiyografik bir romanı olarak kabul edilir. Aynı şekilde yazarın babası da bir siyasi yasaklıdır ve onun ailesi de il il taşınmak zorunda kalır, yazar da küçük adam gibi Beyrut'ta bulaşıkçılık yapar ve matbaada çalışır. Ben kitapta baba-oğul arasındaki ilişkinin anlatım gücünü çok beğendim. Tabii büyük ihtimalle yazarın bunları bizzat yaşamış olması bu kadar gerçekçi aktarmasına sebep olmuştur.
Baba Evi
Baba EviOrhan Kemal · Everest Yayınları · 20082,141 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
160 syf.
10/10 puan verdi
Gerçek bir cihangirin kendi kaleminden devleti kurmadan önce insanları nasıl kendi etrafında topladığı, devleti kuruş sürecinde yaşadıkları, girdiği savaşlar, ve sonrasında devleti nasıl yönettiği, devletinin mekanizmaları hepsini en ince ayrıntısına kadar anlatmış. Bu kitapta gerçek bir lider olan Emir Timur'dan liderlikle ilgili ipuçları da alabilirsiniz. Ayrıca kitabı okuyunca Timur'un anlatıldığı gibi gaddar, cani bir insan olmadığını, aksine her hareketini ölçüp tartan, üstünde düşünen aklı selim bir insan olduğunu anlıyorsunuz. Zaten öyle biri olmasaydı devletinin ömrü kısa olurdu. Kitapta Ankara Savaşı'na da değiniyor. Yıldırım Bayezid'ten "Rum Kayseri", "Kayser" diye bahsediyor.
Timur'un Günlüğü - Tüzükat-ı Timur
Timur'un Günlüğü - Tüzükat-ı TimurEmir Timur · İnsan Yayınları · 2020178 okunma
49 syf.
·
Puan vermedi
Kitap bence bir roman haline getirilebilirdi. Konusu gerçekten özgün fakat çok fazla hristiyan dini ögeler katılarak mahvedilmiş. Kitabın yazıldığı 1854 yılında din-bilim çatışması alevlenmiş olmalı ki Jules Verne bu çatışmada tarafını şu dizelerde belli etmiş: Saat on biri vurdu; Zacharius titredi ve neşeli bir sesle dine söven şu sözleri okudu: "İnsan bilimin kölesi olmalı, bilim uğruna yakınlarını ve ailesini feda etmelidir." "Evet," diye haykırdı, "bu dünyada bir tek bilim var!" İnsan bilimin kölesi olmamalı, bilim uğruna yakınlarını ve ailesini de feda etmemeli fakat din-bilim çatışmasında bilim tarafında yer alanların böyle bir düşüncesi olduğunu sanmıyorum. Bilim birçok konuya açıklık getirirken örneğin doğa olayları, hastalıkların nedeni, evrenin oluşumu, canlılığın başlangıcı vb. din bu konularda mantıklı olmayan, "mucizevi" şeylere inanmanızı beklemektedir. 1854 yılı yani 19. yüzyıl artık bilimin gelişmeye ve dine baskın gelmeye başladığı zamanlar olduğundan böyle bir kitapla yazar tarafını savunmaya çalışmış ve kendince bilimi savunanları kibirli, tanrıya karşı gelen sonrasında da helak olan Zacharius Usta karakterinde yansıtmıştır.
Zacharius Usta
Zacharius UstaJules Verne · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202119,7bin okunma
Reklam
50 syf.
·
Puan vermedi
"Yapmamayı tercih ederim."
Kitabın bana hissettirdikleri şöyle oldu: Aslında hepimiz olması gerekeni düşündüğümüze kendimizi alıştırmışız ve bunun dışında başka bir şey kabul edilemez. Bartleby gibi aykırı bir şey söylediğinizde tuhaf karşılanırsınız. Ancak öykü anlatıcısı olan büro sahibi, birçok insan tanımıştır ama aklında kalan Bartleby'nin öyküsüdür. Bu da demektir ki ancak aykırı olduğunuzda, diğerleri gibi olmadığınızda akılda kalıcı oluyorsunuz. Ve insanın yaptığı işin aslında karakterine ve duygu dünyasına çok fazla etki ettiği. Bunu şu şekilde de düşünebiliriz, içinde bulunduğunuz ortam, etkisinde kaldığınız bir olay, bir insan, bir düşünce vb. aslında sizi olduğunuzdan çok daha fazla etkiliyor.
Katip Bartleby
Katip BartlebyHerman Melville · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202212,3bin okunma
58 syf.
6/10 puan verdi
Hayatta Kalma İçgüdüsü
Kitapta insanın doğa ve iklim şartlarıyla mücadelesini aktaran "Ateş Yakmak" ve "Yaşama Azmi" adında 2 öykü var. İnsan türünün ve tabii diğer hayvanların temel içgüdülerinden hayatta kalma içgüdüsü de işlenmiş. İlk öyküyü daha çok beğendim. Öykü'nün geçtiği yer olan Yukon'un soğuğunu iliklerime kadar hissettim. Uzun betimlemeler içeren kitaplardan çok diyaloglarla ilerleyen kitapları daha çok beğenirim ve bu kitapta diyalog hiç yok fakat bu karakterlerimizin tek başına olmasından kaynaklanıyor tabii ki. 10 üzerinden puan vermem gerekirse 6 verirdim.
Ateş Yakmak
Ateş YakmakJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202311,6bin okunma