Amel Defteri
İsmail KaraÖne Çıkan Amel Defteri Gönderileri
Öne Çıkan Amel Defteri kitaplarını, öne çıkan Amel Defteri sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Amel Defteri yazarlarını, öne çıkan Amel Defteri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Darılmasınlar, gücenmesinler ama sanatkârız diye meydana atılan birçoklarını biz âdi birer simsar bulduk! Âdi, kaydını da ilave ediyoruz, çünkü benlerini belli etmeyecek kadar maharet gösteremiyorlar."
Sayfa 165 - M.AkifKitabı okudu
Sonra Okuruz Dediğimiz Kitaplar Hakkında ;)
Tevfik Sağlam tıp profösörü olduğu için, tahsilinin inceliklerine ve derinliklerine dahil olamam diye düşündüm ve kitabı sonradan okuyacaklarım arasına koydum. (Kitapseverler çok iyi bileceklerdir; hemen hepimizin "sonradan okuruz", "lazım olur" düşün cesiyle edinip bir kenara kaldırdığımız fakat sıra gelmediği için bir türlü okuyamadığımız, bu yüzden de tahassürlerle gittikçe uzaklaştığımız kitaplar vardır. Bunlar zaman zaman kendilerini bize gösterirler. Daha doğrusu "ihsas" ederler. Yanlarına bir başka "sonra okuruz"lu kitaplar göndererek gönüllerini alırız).
Sayfa 102 - DergâhKitabı okudu
Dergâha yaya gitmek icap eder. Öyle bir feyiz kaynağına, öyle bir mâna yurduna arabayla gitmek edebe aykırıdır. Oraya başı ayak yaparak, sular gibi yerlere sürerek, elsiz ayaksız gitmek gerek…
Sayfa 186 - Abdülbaki GölpınarlıKitabı okudu
Sûfiler Armut Değildir :)
Mütercim "ham sûfi" kelimesini "olmamış sûfiler" diye çevirince İsmail Hoca yapıştırmış cevabı: "Olmamış sûfiler" (s. 319). Sûfiler armut değil ki, bunlar olsa olsa ham sûfilerdir." :)
Sayfa 31 - DergâhKitabı okudu
Yahya Kemal'in Mahalle Mektebi Anısı..
Yerimden kemâl-i gurur ile kalktım... Dün akşama kadar kızıl bir cehl içinde pûyan olan (geçip giden) ben artık allâme-i cihan kesilmiştim...
Yahya Kemal Beyatlı, Mahalle Mektebi'nde aldığı ilk ders sonrası halini anlatıyor :))
Sayfa 180 - DergâhKitabı okudu
Bu memlekette feraset, basiret, itidal, hassasiyet, üslup artık yalnız lügatlerde mi yaşayacak? Kimsede ağzından çıkanı duyacak kulak kalmadı mı?
"Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh".
Sayfa 310Kitabı okudu
Türkiye'de yaşayan insanlar İslâm'ın, doğrudan veya dolaylı olarak hayatlarında tuttuğu önemli yerin ve zenginliğin farkında olmadıkları gibi bugünün İslâmcıları da yürüdükleri yolun ve bastıkları zeminin tabiatı hakkında çok az sıhhatli bilgiye sahipler; o kadar ki İslâmcılık'ın ne mânaya geldiği bile açık seçik ortaya konmuş ve tartışılmış değil.
Sayfa 57Kitabı okudu
La-yemût men yecûdu bi-nefsihi fi sebili’l-ilm
/Kendini ilim yoluna sebil eden ölmez.
Sayfa 133Kitabı okudu
Edeb Yâ Hû :)
Yazarın biri Edebi şöyle açıklıyor "Edep: Dinin üçte ikisi olduğuna inanılan eğitim" (s. 77). İsmail Kara Hoca da şu yorumu yapıyor: "Edebin karşılığı bu mu? Yazara bir "Edep yâ Hû" levhası göstermek lazım."
Sayfa 81 - DergâhKitabı okudu
Güç bela kurduğum cümle işte bu (Amentü)
Tekparti yıllarında dinî muhtevalı kitapların özel kuruluşlar tarafından basılıp
dağıtılmasına nasıl bakıldığını göstermesi açısından şu örnek olaydan bahsedebiliriz: Eşref Edip merhum 1943 yılında Sebilürreşad yayınları arasında Hazreti
Muhammed'e Dair adlı sade ve mütevazı bir kitap neşreder. Dahiliye Vekáleti
Matbuat Umum Müdürlüğü'nün kararıyla kitap toplatılır. Yayınevinin itiraz
yazısı üzerine Matbuat Umum Müdürlüğü, 633 sayı, 17 Mayıs 1943 tarih ve
Vedat Nedim Tör imzalı yazıda şu ifadelere yer verir:
"Biz her ne şekil ve suretle olursa olsun memleket dahilinde dinî neşriyat
yapılarak dinî bir atmosfer yaratılmasına ve gençlik için dinî bir zihniyet fideliği
vücuda getirilmesine taraftar değiliz. Zat-ı âlilerinin herkesce de müsellem olan
ilim ve faziletinize hürmetkârız. Ancak günün bu kabil neşriyata tahammülü
olmadığını siz de takdir edersiniz".
Sayfa 108 - DipnotKitabı okudu