Zaman giderek atomize oluyor.Buna mukabil anlatmak , bağlar bağlantılar kurmak anlamına gelir.Proustçu anlamda hikaye anlatan kişiler kendilerini hayatın içine bırakır, yaşamın içine dalarlar ve kendi içlerinde olaylar arasında yeni ipler örerler.Böylece anlatıcı, içinde hiçbir şeyin yalıtılmadığı yoğun bir ilişkiler ağı kurar. Orada her şey anlam kazanıyormuş gibi görünür.Bizler anlatı sayesinde hayatın olumsallığından kaçarız.