ARKADAŞ-PANAIT ISTRATI,200 sayfa
Balkanların Maksim Gorki’si olarak anılan Rumen yazar Panaït Istrati,kalemine hayran kaldığım ve Baragan’ın Dikenleri kitabı ile kendisine bağımlı olduğum bir yazar.Baragan’ın Dikenleri ile başladım,Hayat Yollarında,Mihail,Angel Dayı ve Arkadaş ile devam ettim.Sırada Kira Kiralina var.Aslında önce Arkadaş’ı
Ey yalnızlığın kurbanı olan dost, şu yeryüzünün her neresinde bulunursan bulun, kendini topla ve gelip sana derhal kalbini sunan yabancı karşısında saadet gibi ıstırap gibi büyük ol! İçinde sakladığın hazineyi sana sunulan hazineyle pazarlığa girişme! Ümitlerini yel alıp götürmüş olsa da asil ol, güven ruhunun kendi ateşine inan daima ve senden onu dilenen susamıştan esirgeme; madem ki bu ruh ateşini içinde hissediyorsun senden başkalarınında bunda nasibi olduğuna şüphe etme, çünkü o eşsiz hayatın tekeli kimseye verilmemiştir.
Ah! Bir adamın gözlerinin içine bakmak öyle kolay iş midir, sanırsınız? Adam her gün binlerce gözle karşılaşır. Bir an göz göze gelirsiniz, sonra, bir daha hiç görmemek üzere, sağa sola gidersiniz, tıpkı mezbahaya götürülen sığırların bakışları gibi. O gözlerin, o bakışların içinde kalbinizin ta derinliklerine işliyecek ve sizi anhyacaklar da vardır. Ama geçip gidenler. Siz de yolunuza gidersiniz. Bir anlık bir zaman içinde bizim için yaratılmış dostu, hayatın, en aşağılığına varıncaya kadar, her insana ayırdığı biricik dostu kaydederiz. Onu elimizden kaçırmışızdır. Çünkü biz yolda karşılaşınca koklaşan ve birbirlerine:
Dur bir göreyim seni! Benim gibi bir hayvancıksın: Belki bana bir diyeceğin vardır, acı veya tatlı, ama beni de ilgilendiren bir. sözün vardır belki, çünkü ben de senin soyundanım.
Diyen o köpeklerden aşağı yaratıklarız biz.
Bir adam? esperanto da dahil otuz altı dil bilse de birine seslenmek istediği zaman onun dilinden anlıyabileceğinden emin değildir. Bir köpek kadar bile tecessüsü yoktur. Ne diye seslenmeli bir adama? Sizinle aynı fikirde olmıyabilir (çünkü insanların fikirleri vardır) o zaman onu öldürmelisiniz, yahut da tek basına ölmeye mahkûm etmelisiniz, zaten ikisi de bir kapıya çıkar.
İçinden geldiği gibi davranan, vahşi, gündelik ahlaka ve yaratılış kanunlarına kör şekilde boyun eğmeyen Adrien, her zaman hesapsızca hareket ederdi. İşte onun masumiyeti, o ehlileşmemiş masumiyet buradan geliyordu.