Ashab-ı Kiram Hakkında Müslümanların Nezih İtikadları

Ömer Nasuhi Bilmen

Öne Çıkan Ashab-ı Kiram Hakkında Müslümanların Nezih İtikadları Gönderileri

Öne Çıkan Ashab-ı Kiram Hakkında Müslümanların Nezih İtikadları kitaplarını, öne çıkan Ashab-ı Kiram Hakkında Müslümanların Nezih İtikadları sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Ashab-ı Kiram Hakkında Müslümanların Nezih İtikadları yazarlarını, öne çıkan Ashab-ı Kiram Hakkında Müslümanların Nezih İtikadları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şu kadar var ehli sünnete göre hak, imam Ali canibinde idi. Muhalifleri ise hatâ yoluna sâlik bulunmuşlardı. Fakat bu hatâ, bir hatâyi ictihadî olduğu cihetle melâmetten, taʼndan uzaktır, tahkirden münezzeh, teşni'den beridir. Ali Radıyallahü anh şöyle demiştir: Kardeşlerimiz bize bagy(isyan) ettiler, onlar ne kâfirdirler, ne de fasıktırlar. Çünkü onların te'villeri vardır ki kendilerini küfr-ü fısıktan men' eder»
Sayfa 186Kitabı okudu
(Mektubatı imamı Rabbanî): Sofiye hazaratının büyüklerinden olan Ahmedil'farukî de şöyle diyor: «Bütün ehli sünnete göre Hazreti Sıddik ile Hazreti Ömer bilcümle sahabei kiramın efdalidir. Hazreti Osman ile Hazreti Ali zamanında ihtilâf çoğalmıştı. Bunların lehinde bulunanlar olduğu gibi aleyhinde bulunanarl da vardı. Bu iki zat hakkında da muhabbet etmek, ehil sünnetten olmanın şartlarındandır. Ehli sünnet, imam Ali'ye muhabbet hususunda ifrat ile tefrît arasında mütavassıt bulunur. Şüphe yok ki hak da vasattadır. İfrat ile tefrît ise mezmumdur. Nitekim imam Ahmedibni Hanbel Hazreti Ali'den şöyle rivayet' etmiştir: Hazreti Ali demiştir ki, Resulüllah Sallallahü aleyhi vesellem buyurdu ki: Ya Ali!. sende İsa'dan bir nümune vardır. Ona Yahudîler adavet ettiler, hattâ vâlidesine bühtana kadar vardılar, Nasranîler de onu sevdiler, onu kendisine âid olmayan bir makama kadar yükselttiler, ya’ni: Ona Allahın oğludur, dediler. Hazreti Ali, bunu rivayetten sonra da demiştir ki: Benim hususumda iki kimse helâke maruzdur. Biri muhabbette müfrit olandır ki, bende olmayanı bana isbat etmeğe kalkışır, diğeri de bana 'adavet edip bu sebeble hakkımda iftirada bulunur. Haricilerin hali, Yahudîlerin haline, Rafizîlerin hali de Nasranilerin haline benzetilmiştir.
Sayfa 186Kitabı okudu
Reklam
Hazreti Muaviye Hazreti Aliye şahsî bir adavetten dolayı değil, belki o mübarek zatın başında toplanan, o muhterem zata da vakit vakit isyan eden ve hazreti Osmanın katilleri bulunan bir taifeye karşı adavet göstermis, mukatelede bulunmuştur. Eğer bu hareketinde hata etmis ise afv edilip edilmemesi Hak Taalâya aiddir. Şimdi onun taraftarlarının haklarında yukarıda kayd ettiğimiz hürmete bilkülliye münafi sözleri sarfetmek birer hakaret değil midir?. Bu sözler, edebe, şer'i şerife muhalif sayılmaz mı?.. Artık bunları hoş görmeyenler, mufterîmi olmuş olurlar. Artık insafa kimlerin dâvet edilmesi lüzumu tebeyyün. etmiş olmuyor mu?
Sayfa 159Kitabı okudu
"Allah'ım! Güçlü değilim ki kendime yardım edeyim, kusûrdan berî değilim ki i'tizârda bulunayım, müstekbir de değilim, bel- ki mağfiret dileyiciyim, senden başka ma'bûd yoktur." "Amr bin el-Âs Haretleri
279 öğeden 261 ile 270 arasındakiler gösteriliyor.