Sayfa Sayısına Göre Aşk Yolunda İstanbul'da Neler Olmuş Sözleri ve Alıntıları
Sayfa Sayısına Göre Aşk Yolunda İstanbul'da Neler Olmuş sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Aşk Yolunda İstanbul'da Neler Olmuş kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Pervaneler ışıklara koşa, toplanır; her duman olan yerde ateş vardır; selin aktığı yerde kum, balçık kalır. Güzeller de ışık gibi, ateş gibi, sel gibidir. Her güzel bir aşkın mihrakıdır, her güzelin etrafında aşıklar toplanır, acı veya tatlı hatıralar bırakmak her güzelin alın yazısıdır.
Pervaneler ışıklara koşar, toplanır; her duman olan yerde ateş vardır; selin aktığı yerde kum, balçık kalır. Güzeller de ışık gibi, ateş gibi, sel gibidir. Her güzel bir aşkın mihrakıdır, her güzelin etrafında âşıklar toplanır, acı veya tatlı hatıralar bırakmak her güzelin alın yazısıdır.
Pervaneler ışıklara koşa, toplanır; her duman olan yerde ateş vardır; selin aktığı yerde kum, balçık kalır. Güzeller de ışık gibi, ateş gibi, sel gibidir. Her güzel bir aşkın mihrakıdır, her güzelin etrafında aşıklar toplanır, acı veya tatlı hatıralar bırakmak her güzelin alın yazısıdır.
Pervaneler ışıklara koşa, toplanır; her duman olan yerde ateş vardır; selin aktığı yerde kum, balçık kalır. Güzeller de ışık gibi, ateş gibi, sel gibidir. Her güzel bir aşkın mihrakıdır, her güzelin etrafında aşıklar toplanır, acı veya tatlı hatıralar bırakmak her güzelin alın yazısıdır.
O zamanlar İstanbul çarşılarında dükkanlar sokak seviyesinden yüksek yapılırdı, dükkanlara üç beş basamak ahşap merdivenciklerle çıkılırdı, çıkarken de pabuçlar merdiven başında çıkarılıp bırakılırdı.
O zamanlar İstanbul çarşılarında dükkanlar sokak seviyesinden yüksek yapılırdı, dükkanlara üç beş basamak ahşap merdivenciklerle çıkılırdı, çıkarken de pabuçlar merdiven başında çıkarılıp bırakılırdı.
Kaşlar kara, gözler kara, kirpikler kıvrım kıvrım oya, teni beyazdan beyaz, uzun boy, uzun boyun, eller ayaklar yüzünün güzelliğine uygun, edası ve reftarı fitne-i gerdun, tannaz, dilnüvaz, şivekâr ve işvebaz bir duhter-i mümtaz!
O zamanlar İstanbul' da ayrıca berber dükkanı da yoktu. Her kahvehanenin bir köşesi berber dükkanı olarak tanzim edilirdi. Kahvehaneleri zeminleri taş döşeliydi, peykelere, sofalara pabuçlar çıkarılıp çoraplı veya çıplak ayakla çıkılır, oturulurdu. Müşterilerin pabuçlarının tozunu, çamurunu silip temizleyen, müşterilere çubuk getiren, kahve getiren, çubuklara ateş ettiren uşaklar, çıraklar hep ayrıydı; Çardak Kahvehanesi' nde işte onlardır ki hepsi seçme olarak toplanmışlardı.