Atatürk Dönemi Maliye Politikaları

Kolektif

Atatürk Dönemi Maliye Politikaları Gönderileri

Atatürk Dönemi Maliye Politikaları kitaplarını, Atatürk Dönemi Maliye Politikaları sözleri ve alıntılarını, Atatürk Dönemi Maliye Politikaları yazarlarını, Atatürk Dönemi Maliye Politikaları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Osmanlı Borçları 1854 Kırım Harbi sırasında başlamıştı ve o dönemde Osmanlı toprakları örneğin, yaklaşık 5 milyon kilometrekare iken, Türkiye Cumhuriyeti yaklaşık 700 küsur bin kilometrekare üzerine kurulmuştu. İtilaf Devletleri borçların tümünü bizim ve altın lira ile ödememizi istiyorlardı.
Sayfa 121 - 1. baskı - 2008
Sovyet basını borçlarımızı ödememizi eleştiriyor ve 1928 ve 1933 Antlaşmalarını, Avrupa sermayesi önünde boyun eğiş telakki ediyordu. Sovyetlere, biz de basın yolu ile “borcumuza ve imzamıza sadığız” diyerek cevap veriyorduk”. Dolayısıyla İtilaf Devletleri de zaman içerisinde ve özellikle 1929 Buhranı sonrasında; neticede borçlarını, ya hiç tahsil edememek veya tahsil edebilecekleri kadarı ile yetinmek arasına sıkışmışlardı. Borçlarını ödeme konusunda tek sıkıntıya düşen biz değildik; Hover Moratoryumu ilan edilmiş ve alacaklımız Fransa da moratoryum ilan ederek I. Dünya Savaşı’ndan kalan borçlarını ödememe yoluna gitmişti.
Sayfa 127 - 1. baskı - 2008
Reklam
1928 Paris Borç Antlaşması’nı, Osmanlı Devleti adına 1918 Mondros Antlaşmasını da imzalayan Fethi Okyar yaptı. Yüz sayfaya yaklaşan Paris Antlaşması’nın önemli kısmı, mali yüküdür. Öncelikle ödeme vasıtası altın para olarak kabul edilmiştir: Bu konuda Fethi (OKYAR) Bey, Cavit Bey gibi düşündüğü iddia edilerek eleştirilmektedir. Nitekim altın paranın ödeme birimi olarak kabulü, borç yükünün mali gücümüzü aşmasına yol açtığından; ileride 1928 Antlaşmasının tatbikini önleyecektir. Bu altın para ile yapılacak taksit ödemelerinin toplam tutarının daha önce verilmiş olan 107,528.461 milyon altın lira tuttuğu hesaplanmaktadır. Bunlara fenerler ile ilgili avanslar dahil değildir. Ayrıca altın lira 7,21657 gr.lık sikke olarak tanımlanmaktadır
Sayfa 128 - 1. baskı - 2008
2. Paylaşım Savaşı'nda Frank'ın Devalüasyonu Türkiye'nin İşine Yaradı
1933 İtilafnamesi’ni de yeni anlaşmalar 1936 ve 1938 Türk-Fransız ek Antlaşmaları izledi. Ancak en büyük şansımız 1933 İtilafnamesi sırasında metine konulan Fransız Frangı maddesini ileri sürerek ve önce Frangın altın karşılığının kaldırılmasından ve nihayet II. Dünya Savaşı sırasında F. Frangı’nın değerinin düşmesinden de yararlanarak % 40 oranında tasarruf sağlayabilmemizdir. Netice olarak anlaşmaya göre 1983’de itfasının tamamlanması öngörülen Düyun-u Umumiye, 1954’teki itfa ile ortadan kaldırıldı.
Sayfa 135 - 1. baskı - 2008
Tefecilik Emperyalizm Zihniyetinin Ana Kodudur
I. Dünya Savaşı sırasında tedavüle çıkartılan 158 milyon kâğıt paramız karşılığı Avusturya Bankası’na, rehin verilen altı milyon altın liramıza savaş tazminatı adı altında el koyan İtilaf Devletleri, fiilen borçlarını zaten peşinen tahsil etmişlerdi. Dolayısıyla İtilaf Devletleri hukuken kağıt üzerinde borçlarını talep etmekte haklı gözükseler de; tefeci zihniyeti ile hareket ettikleri veya siyasal amaçlar güttükleri söylenebilir.
Sayfa 135 - 1. baskı - 2008
1929 Buhranı, Osmanlı'dan Kalan Borçların %92,5'nin İptaline Yaradı
1933 Paris Borç İtilafnamesine bizim adımıza imza koyan temsilcimiz Şükrü Saraçoğlu’dur. * Öncelikle Hükümet, önceki 1928 Mukavelenamesi’de gösterilen borçlardan, Türkiye’nin payına düşen itibari anapara için, 962.636.000 Fransız Franklık yeni tahviller ihraç edecektir. Bu tahviller 50 yıl süreli % 7,5 faizli ve hamiline muharrer olacaktı ** Yeni Tahviller için hükümet Meclis’e yıllık olarak 660.000 faizi ve amortismanı olmak üzere 700.000 altın lira ödeyecek ve her altı aylık taksitlerle 350.000 altın lira olarak bu ödemeler yapılacaktı. Burada tekrar eski Maliye Bakanı ve Başbakan Hasan Saka’nın ifadesine baş vurursak; 1933 İtilafnamesi 1928 Mukavelenamesine bakışla şu hususları sağlamıştır (i) Senelik borç servisi yükü, 2.000.000 altın liradan 700.000 altın liraya indirilmiş ve 2/3 oranında azaltılmıştır. (ii) 1928 Mukavelenamesine göre 108 milyon altın lira olan borç anaparası 8 milyon altına indirilmiş oluyordu (962.636.000/112,217=8.578.343 altın lira) (iii) Borcun faiz tutarı bilerek % 5 den % 7,5 yükseltilmiştir. Dolayısıyla anapara tutarı azaltılmış oluyordu. (iv) Yine eski mukavelenameye göre seksen yıl süren itfa dönemi, elli seneye indirilmiştir. Saka’ya göre “bu 12 milyon TL’lık servis yükü bütçenin % 7-8’ne tekabül etmekte idi. I. Dünya Harbinden sonra Düyun-u Umumiye masraflarını Bütçesinin % 7’sine indirebilen başka devlet yoktur” demektedir. H.Saka “ne de olsa bu bu bizim bütçemiz için çok ağır basan bir yük olarak kabul edilmelidir” şeklinde analizini tamamlamaktadır.
Sayfa 133 - 1. baskı - 2008
Geri115
156 öğeden 151 ile 156 arasındakiler gösteriliyor.