Ataturk: The Biography of the Founder of Modern Turkey

Andrew Mango

En Yeni Ataturk: The Biography of the Founder of Modern Turkey Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Ataturk: The Biography of the Founder of Modern Turkey sözleri ve alıntılarını, en yeni Ataturk: The Biography of the Founder of Modern Turkey kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Vatan terk edip gidebileceğin bir kara parçası değil ki sevgilim"
Başkalarına söylediklerini, genellikle kendisinin yapmadığı doğrudur. Özel yaşamında kadınları hiçbir zaman kendisiyle eşit olarak görmemişti. Belki de yabancı ülkelere yolculuk yapmamasının nedeni, kendi halkını yönlendirdiği dünyada rahat edemeyeceğiydi. Akılcılığı ve “pozitif bilimlere” bağlılığı, onu gerçekdışı tarih ve dil kuramları yaratmaktan geri koymadı. Kuramsal olarak demokrattı, ama kendi kültünü yarattı ve her zaman haklı olduğuna içtenlikle inandı. Mantığa saygı duyarken, mantıkdışı alışkanlıklarını sürdürmekten vazgeçmedi. Her şeye karşın, hümanist ve evrensel bir dünya görüşü vardı. Yarattığı gençlik kültü -o zamanlar yaygın bir görüngü- cehaletle savaşırken, İtalya, Almanya ve Sovyet Rusya’dan farklı olarak, milli, ırkçı ya da sınıfsal düşmanlıklara yönelmedi. “Övün, çalış, güven” sloganı (kendi kendini yetiştirme ilkesini savunan İskoç yazar) Samuel Smiles’in felsefesini Türkiye’ye taşıdı. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra özel girişimciliğin üzerindeki kısıtlamalar gevşetilince, Atatürk’ün teşvik ettiği kendine güven ruhu, geri kalmış bir ülkenin, dünyanın on yedinci en büyük ekonomisine dönüşmesine yardımcı oldu.
Sayfa 610Kitabı okudu
Reklam
Atatürk’ün ölümünden birkaç dakika sonra odaya dalan arkadaşı Salih Bozok, onun cansız bedenini görünce tekrar dışarı çıktı ve tabancasını çekip kendini göğsünden vurdu. Kurşun kalbini sıyırıp geçti ve Bozok 1941 yılına dek yaşamını sürdürdü. Cumhurbaşkanlığı sekretaryasında çalışan Haldun Derin, alaycı bir ifadeyle “Mutat zevattan harakiriye başkaca iltifat eden olmadı,” diye yazdı. Afet ile Sabiha derhal Ankara’ya gönderildi. Atatürk’ün naaşının Dolmabahçe Sarayı’nın taht salonuna yerleştirilmesine karar verildi. Bu uygulama, ölümün ardından yirmi dört saat içinde gömülmeyi öngören İslam geleneklerine aykırıydı.
Sayfa 599Kitabı okudu
1937 Kasımında Atatürk, yeni yapılan demiryolundan ülkenin güneydoğusunda Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bölgeleri ziyaret etti. Buraları son kez 1917’de, Ruslarla savaşan bir Osmanlı generali iken görmüştü. Ulaşım kolaylığı hükümetin Kürtleri daha sıkı denetlemesini sağlamıştı. Atatürk’ün ziyaret uzun sürmedi, ama damgasını vurdu. 1917’de karargâhının bulunduğu, bölgenin başlıca şehri olan Diyarbekir’in adının Diyarbakır olarak değiştirileceğini açıkladı. Güneş Dil Teorisi’ne göre her ismin kökünün Türkçe olması gerekiyordu. Bir konserden sonra Halkevi’nde konuşurken, “Dünyanın en güzel ve en modern binası içinde, modern nefis bir müziği dinleyerek... Beşeriyetin medenî bir halkı huzurunda, bu halkın evinde...” sözlerini kullandı. Uygarlık büyük bir mücadeleyle getirilebilmişti. Diyarbakır’ın kuzeybatısında, Dersim dağlarındaki Kürt isyanını Türk ordusunun bastırmasının üzerinden uzun zaman geçmemişti.
Sayfa 590Kitabı okudu
1 Kasım’da yeni yasama yılı açılırken meclise İnönü’nün istifa ettiği ve Bayar’ın hemen hemen aynı kabineyle görevini sürdüreceği bildirildi. Açılış konuşmasında Atatürk başbakan değişikliğine değinmedi. Konuşmasını laik pragmatizme yönelik bir cümleyle bitirdi, “Bunun kapsadığı prensipler, idarede ve siyasette bizi aydınlatıcı ana hatlardır. Fakat, bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz.” Buna karşılık Bayar, başbakan olarak yaptığı ilk konuşmada ilham kaynağının yalnızca Atatürk olduğunu açıkladı. Bu konuşmada ilk kez ‘Şef’ sözcüğünün kullanılması dikkati çekmekte ve metinde tam on dokuz kez geçmektedir.
Sayfa 590Kitabı okudu
Birkaç gün önce, cumhurbaşkanı otelde dans ederken, yakındaki küçük caminin müezzini ezan okumaya başlayınca orkestra susmuştu. Daha sonra cami kapatıldı ve minaresi yıkıldı. Otel son Osmanlı sadrazamı Tevfik Paşa’nın arazisi üzerine inşa edilmişti. Tevfik Paşa’nın torunu anılarında ince bir düşünceyle, caminin kapatılması emrini veren görevlinin Atatürk’ün ibadet ve eğlence yerleri arasında belirli bir mesafe bulunması talimatını yanlış yorumladığını yazıyor. Fransız askeri ataşesi ise minarenin yıkılması emrini Atatürk’ün verdiğini iddia ediyor. Ne olursa olsun, pek önemli olmayan küçük bir cami ile büyük bir çağdaş otel arasında yapılacak seçimde cumhurbaşkanının hangisini yeğleyeceği biliniyordu.
Sayfa 586Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.