Atatürk'ü Nasıl Anlamalıyız?

Mehmet Saray

En Eski Atatürk'ü Nasıl Anlamalıyız? Sözleri ve Alıntıları

En Eski Atatürk'ü Nasıl Anlamalıyız? sözleri ve alıntılarını, en eski Atatürk'ü Nasıl Anlamalıyız? kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yaptığım araştırmalarda ve soruşturmalarda edindiğim kanaat odur ki, Atatürk’ün engin okuma tutkusu ile edindiği bilgileri ve bu bilgileri Türk milletinin fakirlikten ve cehâletten kurtularak çağdaş bir millet hâline gelmesi için nasıl kullandığınu çok az kişi fark etmektedir. Bunu bir Atatürk araştırmacısı, bir bilim insanı olarak görmek ve tespit etmek hem sevindirici, hem de üzücü bir durumdur. Üzücüdür, çünkü O’nun yaptığı her işin bilgiye dayandığını görüyorsunuz. Üzücüdür, çünkü O’nun yaptıklarını gerçekdışı nedenlere dayandırılarak izah edildiğini görüyorsunuz.
Sayfa 4 - Önsöz, Prof. Dr. Mehmet Saray, İstanbul 2009, 2015Kitabı okuyacak
Çocukluk yıllarından itibaren okuma ve öğrenme azmi ile dolu elli yedi yıllık ömründe Atatürk’ün en çok elini sürdüğü nesne kitaplar olmuştur. Daha öğrencilik yıllarında kitaplarla içiçe olan Atatürk bu okuma sevgisini Harbiye yıllarında ortaya çıkan kısıtlamalara rağmen devam ettirmiştir. İçinde bulunduğu çeşitli ortamlara rağmen kitap okumayı sürdüren Atatürk, bilhassa subaylık yıllarında görev yaptığı yerlere bavul dolusu kitapla gitmiş, okumaya ve öğrenmeye hiç ara vermemiştir.
Reklam
Mustafa Kemal Paşa bir avuç arkadaşı ile pusulası bozuk Bandırma Vapuru ile yola çıkmış, Karadeniz’in dalgalarıyls boğuşarak mâcerâlı bir yolculuktan sonra 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak Millî Mücâdeleyi fiilen başlatmıştır.
20 Eylül 1919’da Sivas’a gelen General Harbord, Mustafa Kemal Paşa’nın konu ile ilgili fikirlerini öğrendikten sonra şu soruyu sorar: “Her türlü girişim ve fedakârlıkta bulunduktan sonra da başarılı olunmazsa ne yapacaksınız?” Bu soruya Mustafa Kemal Paşa şu cevabı verir: “Bir millet mevcudiyet ve istiklâlini temin için düşünülebilecek teşebbüsleri ve fedakârlığı yaparsa muvaffak olur. Ya muvaffak olamazsa demek, o milletin ölmüş olduğuna hükmetmek demektir. Bu sebeple millet hayatta oldukça ve fedakârlık teşebbüslerine devam ettikçe başarısızlık söz konusu olamaz.”
Ülkesi elinden alınıp esârete sürüklenmek istenen Türk milletinin Atatürk önderliğinde verdiği onurlu Millî Mücâdele zaferle neticelenmişti.
27 Ekim 1922, Bursa’da, öğretmenlere hitaben
... Cahillik yok edilmedikçe, yerimizde sayarız... Yerinde duran bir şey ise geriye gidiyor, demektir. ...
Reklam
13 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.