Demek, yaşam buydu, ha? Boş ve geçici bir şey... Acılı olan yaşamdı yalnızca. Ölümde acı macı yoktu. Ölmek, uyumaktı. Duraklama, dinlenme demekti ölüm.
İşte böylece ora senin bura benim bir yerden bir yere dolaştım durdum, tıpkı kendini akıntıya kaptıran ama bir türlü istediği yere gidemeyen küçük balıklar gibiydim..
«Sus!» dedi. «Yargı gücümüzü aşan, aklımızın eremeyeceği kadar büyük şeyler vardır.
Bu iş doğru mudur yanlış mıdır, bunu söyleyemeyiz, bize düşmez yargılamak.»