Boşaltın, kapatıyoruz… Erkek istemez; bir yetmişlik rakı, az da peynir çözer işimizi.
Tuhaf bir kitap, yazar demek istediklerini, içinde biriktirdiklerini adeta okuruna kusmuş. Hiçbir halden hoşnut değil hikâyelerinde, hep bir şeylerden dert yanmış, rakıdan teselli bulmuş ve erkeklerden soyutlanmış. Bütün hikâyeleri kadın ağzından dökülmüş kelimelere…
Ergen edebiyatından hallice…
Yazarı hiç tanımadığım halde; okuduğum hikâyelere istinaden kendisinin bir feminist olduğuna ikna oldum. Hiçbir şeyden tatmin olmayan bir Türk kadını… Her dem erkeklerden zokayı yutmuş ve kendini aydın sanan bir kimliğe bürünmüş… Çok itici geldi bana… Bir kadın rakı içiyorsa yalnızdır, keza yazarda öyle sanırım. Aşırı derece de kasvetli, karın ağrısı çeken hikâyeler.
Halı yanığı…
Çok değişik fantezileri olduğunu da düşünmeden edemedim. Hikâyelerde bir cinsellik havası, etik olmayan beraberlikler, eylem, gezi tarzı söylevler vardı. Hoşnut bırakmadı bunlar. Ayrıca “dizlerdeki halı yanığı” ise nasıl bir fantezinin ürünüdür aşırı derece de merak ettim. Yazarın çok iyi bir gözlemci olduğuna karar verdim.
Kitap 25 tane hikâyeden oluşuyor. Sadece “Arif” adlı hikâyeyi beğendim diğerleri benim için sonlandırılmamış hikâyeler olarak kaldı. Yazarın cümleleri hikâyelere nazaran güzel ve manalı, cümlelerini beğendim.
Sözün özü; okunulabilinir ama tavsiye edeceğimi sanmıyorum.
Sevgi ile kalın.