Eskiden üç hafta oldu, beş hafta oldu diye sayıyordum. Şimdi aylar bile karışıyor. Sabah yataktan çıktığımda, yürümek ve kitap okumak dışında saatleri birbirinden ayıran hiçbir şey kalmadı.
“Uzun uzun konuşmaya ne kadar çok ihtiyacım varmış meğer. Artık kabuk bağlamıştır dediğim yaralar hala açıkmış; hayal kırıklığı ve çaresizlik hala ilk günkü kadar soluksuz bırakıyormuş insanı.”
Uzun uzun bir konuşmaya ne kadar çok ihtiyacım varmış meğer. Artık kabuk bağlamıştır dediğim yaralar hala açıkmış; hayal kırıklığı ve çaresizlik hala ilk günkü kadar soluksuz bırakıyormuş insanı.