Saat ikiyi on dört geçiyordu. Daha fazla beklemenin anlamı yoktu artık. Ayağa kalkmak için sandalyemi ittiğimde çıkan gıcırtı sınıfta yankılandı. Sami Hoca tahtaya dönmüş bir şeyler yazıyordu, bir tek o duymadı. Huzursuzca kıpırdananlar, öksürenler oldu. Arkamdakilerin gözlerini ensemde hissettim. Midemde ufak çapta bir fırtına kopuyordu. Neden bilmiyorum ama ceketimin önünü ilikledim. Kapıya vardığımda Sami Hoca bana dönüp, "Evladım, gelirken yan sınıftan tebeşir de ister misin sana zahmet," dedi. "Bu düdük kadar kalmış, parmağımdan kayıyor." Öfke, kısa süreli bir delilik halidir derler ama bazen çok da kısa sürmez, insanın ömrünü ele geçirir. Atmaca, gitgide artan öfkesiyle boğuşan Ömer'in lisede başlayıp kırklı yaşlarına, 90’lardan bugüne uzanan öyküsü. Hayal kırıklıkları, kararsızlıklar, yarım kalan aşklar, çaresizlik, öfke ve sürekli bekleyiş: Gerçek hayat ne zaman başlayacak? Saat ikiyi on dört geçiyordu. Daha fazla beklemenin anlamı yoktu artık. Ayağa kalkmak için sandalyemi ittiğimde çıkan gıcırtı sınıfta yankılandı. Sami Hoca tahtaya dönmüş bir şeyler yazıyordu, bir tek o duymadı. Huzursuzca kıpırdananlar, öksürenler oldu. Arkamdakilerin gözlerini ensemde hissettim. Midemde ufak çapta bir fırtına kopuyordu. Neden bilmiyorum ama ceketimin önünü ilikledim. Kapıya vardığımda Sami Hoca bana dönüp, "Evladım, gelirken yan sınıftan tebeşir de ister misin sana zahmet," dedi. "Bu düdük kadar kalmış, parmağımdan kayıyor." Öfke, kısa süreli bir delilik halidir derler ama bazen çok da kısa sürmez, insanın ömrünü ele geçirir. Atmaca, gitgide artan öfkesiyle boğuşan Ömer'in lisede başlayıp kırklı yaşlarına, 90’lardan bugüne uzanan öyküsü. Hayal kırıklıkları, kararsızlıklar, yarım kalan aşklar, çaresizlik, öfke ve sürekli bekleyiş: Gerçek hayat ne zaman başlayacak?5
400 sayfa
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

400 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Başlamadan önce yorumları okuyunca önyargılı bir giriş yaptım ancak yazar beni şaşırtmadı. Karakterleri , olay örgüsü, ilişkileri çok başarılı nir şekilde gözlemleyip aktarmış. Her bir karakter kendi dünyasıyla özdeşleşmiş ve çok da güzel aktarılmış. Daha önce okuduğum romanlarında hissedilen o mistik hava çok fazla gölgede evet, olayları açığa çıkarma,çözme değil de bu kez gidişatı incelemek, o sonuca nasıl gelindiğini anlatmak, sonunda da içten bir “ha demek ondaaaan!” Cümlesini söyletebilmekmiş derdi. Konuşmanın ,içini dökmenin ,paylaşmanın özellikle çocukluk çağında nasıl mucizevi etkileri olduğunu hatırlattı bana bu kitap. Acaba bire bir geldi mi bütün hatıralar bu güne? Yol üstünde yapısı değişe değişe mi geldik bu günlere… Ömer anlatsaydı çocukken neden bu kadar öfkelendiğini hayata, acaba daha başka bir hayatı olur muydu? Sorular sorular… Güzel kitap. Maceracı yanınınla değil, analistik yanınızla okuyun. Pişman olmazsınız.
Atmaca
AtmacaHikmet Hükümenoğlu · Can Yayınları · 2020568 okunma
400 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Bir roman okuyacaksam- ki çoğu zaman tercihim değil- ya çok iyi kurgulanmış bambaşka bir dünya ya kendine has bir üslup ya da Zebercet, Mersault, Hayri İrdal, Dirmit gibi karakterler arıyorum. Bu arayışlar dışında roman okumak bana anlamsız geliyor. Öyküden hiç böyle beklentilerim yok. Öykü en sıradan hikâyeleri, insanları bile kendi özel kurgusuyla yıllarca insanın içinde yaşatabiliyor. Roman gibi kalıplı, uzun bir türde bunca sözcük bana esaslı bir şeyler anlatsın istiyorum. Atmaca, 1995 yılından başlayarak romanın başkahramanı Ömer'in ailesine ve topluma uyum sağlayamaması üzerine kurulmuş bir roman. Günümüze kadar devam eden hikâyede son otuz yılın siyasi gündemi de romanın ana konularından. Bu açıdan değerli bulmakla birlikte romandaki "atmaca" metaforunun işlevini yerine getirmediğini düşünüyorum. Beklenen kırılmanın gerçekleşmemesi bir yana Ömer'in psikolojik değişiminin ya da bu sürecin iyi anlatılmadığı kanaatindeyim. İnce ince hesabını tutmadığım bir sürü boşluk var romanda. 400 sayfalık bir romanda bu boşlukların olmaması lazım bana kalırsa.
Atmaca
AtmacaHikmet Hükümenoğlu · Can Yayınları · 2020568 okunma
400 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
36 saatte okudu
Her şey olduğu gibi mi hatırlıyoruz, yoksa aklımızda kalanlar zamanla değişiyor mu? 1995-2019’a kadar uzanan bir hikaye.. Lise yıllarından başlayıp 40’lı yaşlara kadar uzanan Ömer’in hayata tutunma hikayesi.. Öfke bir insanı ele geçirebilir mi? Olmayan olayları varmış gibi gösterir mi? Öfkeliyken gözünüz o kadar döner mi? Karakterimiz Ömer
Atmaca
AtmacaHikmet Hükümenoğlu · Can Yayınları · 2020568 okunma
400 syf.
·
Puan vermedi
Körburun’dan sonra elbette müthiş bir heyecan ve beklentiyle başladım. Gayet de sürükleyici bir kitap. Ömer’in lise yıllarından yani 1995ten 2019a uzanan bir hikaye. Arkadaşları, aile ilişkileri, aşkı, sevgisi, işi, karakteri vs pek çok yönüyle tanıyoruz Ömer’i, -sevdiği kitaplara kadar hatta- Tabii ki bu tarihlerde yaşanan toplumsal olaylara da değiniliyor. Kitabın tanıtımında öne çıkan “öfke” temasını çok başka tahayyül etmiştim böyle sanki hödödö bi karakter olacak sürekli vur kır parçala şeklinde ama öyle düz bir anlatım değildi. Ömer’in öfkesinin şekli, nelere öfkelendiğini bunun temelinde neler yattığını ve hayatına nasıl bir etkisi olduğunu okuduğunuzda göreceksiniz zaten, yazarın bunu çok irdelemeden sevgili okur sen düşünme bak burada zaten düşünülmüşü var diye bize sunmaması benim hoşuma gitti. Bazı üstü kapalı yerler vardı. Bazıları daha derine inmek, daha fazla ayrıntı görmek ister belki yüzeysel gelir ama benim kafamda karakter çok güzel oturdu. Öyle ki kitap sanki canlı biriymiş gibi hissettim okumuyorum da beraber vakit geçiriyoruz sanki. Bilmiyorum anlatabildim mi ilk kez yaşıyorum ben de bu hissi. Yine hiç bitmesin istedim zaten okurken hiç bitmeyecek gibi geliyor. Ve sonu, sonunda Ömer’in kurduğu cümleyle sanki yerine oturmayan bir parça vardır zorlarsın ve bi anda çat diye tam olması gerektiği yere oturur ya hiçbir boşluk kalmadan. Evet tam olarak bu ifade: boşluk kalmadan öyle ki hiçbir şey sızmayacak bile birleştiği yerden. Öyle bir cümle olmuş. Ben sevdim. Tavsiye ederim.
Atmaca
AtmacaHikmet Hükümenoğlu · Can Yayınları · 2020568 okunma
400 syf.
·
Puan vermedi
·
29 günde okudu
Çok adapte olamadım. Konu beni içine çekmedi. Zor bitirdim diyebilirim. Harika bir hayat kitabından sonra almıştım aynı akıcılığı yakalayamadım. Yine de bir çok kişinin keyifle okuyabileceği bir kitap
Atmaca
AtmacaHikmet Hükümenoğlu · Can Yayınları · 2020568 okunma
400 syf.
·
Puan vermedi
Hikmet Hükümenoğlu'ndan yeni bir kitap daha okudum: Atmaca. Hükümenoğlu, ne yazsa okurum dediğim yazarların başında geliyor. Bu kitabı da diğerleri kadar sürükleyici ve okuru içine alan bir kitaptı. Ancak tek eleştirim şu ki, yazar, sanki pek çok konuyu birarada işlemeye çalışıyor; bu da konuyu dağıtıyor ve bazı yerler tam islenemeden geçmiş gibi oluyor. Yine de okuması keyifli bir kitap bu da. Sanırım yazarın üslubuna alışmak gerekiyor. Atmaca aslında "öfkeyi temsilen bir metafor. Ömer'in çocukluk-gençlik yıllarından başlayarak bugünlere uzanan hikayesi.. Ailesi, kardeşleri, lise hayatı, aşkları, hayal kırıklıkları ve hayatının kör noktaları.. Ömer'in hayatını okurken aynı zamanda Türkiye'nin yakın tarihini de izleyebiliyorsunuz aile sofralarındaki konuşmaları takip ederek. Beni en şaşırtan detaylardan biri de, Körburun romanında yer alan Onur hocanın bu romanda da ortaya çıkmasıydı. Velhasıl sadece bir anlatı değil, yakın tarih, nostalji, biraz da gizemli bir roman okumak istiyorsanız öneririm. Murakami sevenler için kitaptaki bazı detaylar da dikkat çekici olacaktır bence
Atmaca
AtmacaHikmet Hükümenoğlu · Can Yayınları · 2020568 okunma
400 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Körburun’dan sonra Hikmet Hükümenoğlu’ndan şöyle dolu dolu Körburun’u aratmayacak bir roman bekliyordum. Atmaca 1995 yılından başlıyor.Lise son sınıf öğrencisi bir grup genç, lise dergisinin son sayısını çıkarmak için bir araya gelir.Başkarakterimiz Ömer’i de tanımış oluruz. Farklı bölümlerde 2001, 2015, 2019 yıllarına gidiyoruz kitapta.Ve her bölümde değişen zamana karşın yerinde sayan bir Ömer görüyoruz.Ömer de zamanla değişiyor, meslek ediniyor, mesleğini kaybediyor, hayatına girenler, çıkanlar oluyor, yolunun sürekli kesiştiği insanlar.Ama tüm bunlara rağmen Ömer sanki sürekli yaşamı geçiştiriyor, yaşamak için bir şeyleri bekliyor.Pek çoğumuz gibi. Kitap sonunda bu durumunu biraz da olsa açıklayan çoçukluk travması çıkıyor ortaya. Bu travma daha sahici kılıyor Ömer’i ama böyle bir travma yaşanmasa da bol miktarda Ömer var yaşamda. Onur Hoca karakteriyle Körburun’a gönderme yapılmış.Körburun’u okuyalı çok oldu, hatırlayamadım ben karakteri. Yine çok akıcı, elinizden bırakamayacağınız bir Hikmet Hükümenoğlu kitabı Atmaca.Yine de Körburun’u daha çok sevmiştim.
Atmaca
AtmacaHikmet Hükümenoğlu · Can Yayınları · 2020568 okunma
400 syf.
6/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Hükümenoğlu torpili bol, kredisi çok çok yüksek bir yazar gönlümde. Hoş Atmaca okuduğum ikinci kitabı ama Körburun ile yaktı geçti beni ( bu arada Körburun'u bir kere daha okumaya karar verdim) , fakat Atmaca beni çok heyecanlandıran bir kitap olmadı , tam sonbahar kitabı ama melankolik uyuz bi tip var kitapta ara ara kafasını duvara çarpasın geliyor, zaten de sıyrık kafadan onu okuyoruz.1995’ten başlıyor 2019’a kadar , fakat sonra bi şey oluyor kitapta herifin tüm olayı çıkıyor çıkmasına ama oturmuyor taşlar , şöyle oluyor hüzün hüzün hüzün bıkkınlık bıkkınlık ulan diyorum herifi kapattılar hastaneye olay bambaşka çıkıyor bu arada favori karakterim Ayfer idi ; en uyuz olduğum ise Derya Ama Ömer gibi birine Derya gibi biri müstahak
Atmaca
AtmacaHikmet Hükümenoğlu · Can Yayınları · 2020568 okunma
400 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Uzun zamandır hiçbir kitaba yorum yazmıyordum. Değmediğinden değil içimden gelmediğindendi.Ancak bu kitaptan söz etmeden geçemeyeceğim. Dijital bir platformda Armağan Çağlayan bahsetmişti Hikmet Hükümenoğlu’ndan övgüyle. Çok merak edip almıştım bu kitabı fakat uzun süredir kitaplığımda bekliyordu. İtiraf ediyorum çok geç bir tanışma olduğuna kanaat getirdim. Dili, anlatımı, akıcılığı ve içtenliğiyle bendeki yerini aldı. Kitabın baş kahramanı Ömer’i lise yıllarından orta yaşına kadar öfkesiyle, sorgulamalarıyla, aşklarıyla,işiyle , ailesiyle her şeyiyle su gibi bir dille okudum.Ömer’in hikayesini okurken aynı zamanda dönemin ekonomik ve siyasi durumundan , o zamanların yaşam koşullarından da haberdar oluyoruz. Kitapta en çok hoşuma giden şeylerden biri de kitaplardan çokça bahsedilmesi. Bildiğimiz o hepimizin okuduğu kitapları sanki karşılıklı konuşuyormuş hissi yaşamak belki de en güzel ayrıntıydı. Tanışmakta geç kaldığım yazarımızın bir kitabı daha var elimde. Yeni yıla onunla girmek istiyorum ve kısmetse 2025 de külliyatını tamamlayıp okumak. Kimsenin ne okuyacağına pek karışmam ama bu kitabı okuyun derim :)
Hikmet Hükümenoğlu
Hikmet Hükümenoğlu
Atmaca
AtmacaHikmet Hükümenoğlu · Can Yayınları · 2020568 okunma
400 syf.
8/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Yazarla ilk tanisma kitabim oldu #atmaca "Kör Burun" listemde hala merak ettiğim kitabı diyebilirim... Bu kitabıda arkadaşımdan aldım okumak için. Arada kaldım aslında.... Yer yer sanki kopukluklar vardı... Sonra hop bir bakıyorsunuz sayfalar su gibi akıyor..... özellikle "öfke" ve "aile ici olayları, içimize atma" kısımlarını çok beğendim. Hele sonra o içimize attığımız, konuşmadığımız olayların nasil davranışlarımıza yansıdığini.... en çok o son bölümü sevdim...o kendi ile yüzleşmek için yazması, kardeşlerinin desteği.. Velhasıl iyi ki tanıdım sevgili #hikmethükümenoğlu
Atmaca
AtmacaHikmet Hükümenoğlu · Can Yayınları · 2020568 okunma

Yazar Hakkında

Hikmet Hükümenoğlu
Hikmet HükümenoğluYazar · 9 kitap
1971 yılında İstanbul’da doğdum. Üniversite sınavlarında tek bir fizik sorusuna bile doğru cevap veremeden fizik bölümünü kazandım. Baktım dersler hoşuma gidiyor, dişimi sıkıp mezun oldum. Ama fizikçi olmaya cesaret edemedim. 2004′e kadar finans sektöründe çalıştım. Sonra işi gücü bırakıp roman yazmaya başladım.  İnternette bulduğunuz eski fotoğraflara aldanmayın, bir zamanlar daha kiloluydum ve saçlarım vardı. İlk romanım, Kar Kuyusu 2005′de yayımlandı. Daha sonra Küçük Yalanlar Kitabı, 47 Numaralı Kamara ve son olarak 2012′de 04:00 çıktı.  Roman dışında öykü yazıyorum ve arada sırada çeviri yapıyorum. Aslına bakarsanız şimdilik sadece bir tane çeviri yaptım (İnsan Çatlatan Hayvan Öyküleri, Hannah Tinti) ama fırsat olursa devamı gelsin isterim. Yazı yazmaktan zaman kaldığında elektronik müzik yapmayı seviyorum… …ama para kazanmak için değil, sadece kendi kendimi eğlendirmek için. Doğrusu müzik yaparak para kazanmak hiç fena olmazdı, kendime daha çok elektronik müzik oyuncağı alabilirdim ve hiç suçluluk duygusu hissetmezdim. Hala İstanbul’da yaşıyorum ama günün birinde şöyle bir yere yerleşme hayallerim var. Ya da şöyle bir yere. En sevdiğim film  Blade Runner ve en sevdiğim şarkı sözü “…teach me the value of restraint / of saving my strength / and long pauses.” Jun Miyake’nin Turn Backisimli şarkısından bu sözler. 04:00 isimli romanımın sonunda, önemli bir sahnede karşınıza çıkabilir. 
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.