Kitabı tek solukta bitirmek deseler, Ay'a yolculuk derim...
Kitabı okurken yazarın bir uzay bilimci olup olmadığı hakkında şüpheye düşmedim değil.
"Her şeyden bir şey bil, bir şeyin her şeyini bil" sözü tam da jules Verne'ü anlatıyor olsa gerek. Yazarın diğer kitaplarında da görülüyor ki hep bilim üzerine ilerlenmiş.
Çağının "bilim kurgu babası" olarak adlandırılan Verne, aslında direk bilimin içine girmeliymiş.
Ay' a yolculuk yapmak, yazarın yaşadığı çağda henüz düşünülmemişken bile böyle bir kitap kesinlikle çağının ötesinde...
Kitap, Ay'a yolculuk yapmak isteyen bilim adamların çalışmaları ve Ay'a ilk yolculuk yapan 3 gönüllünün başından geçen olayları anlatıyor.
Ancak herşey çok çabuk gerçekleşiyordu ve okurken olayları algılamak için durakladığım yerler oldu.
Örneğin uzaya gönderilen bir aracın yapımının günler sürmesi... Ya aylar sürmüş ancak kitapta öyle yansıtılmış ya da yazar uzatmak istememiş ve kısa kesmiş.
Çok daha kalın bir kitap olmayı hak ediyordu. Ancak yazarın olayları 95 sayfaya sığdırması kesinlikle bir sanat !
Yazarın kullandığı dil yalın ve oldukça akıcıydı.
Yaşadığı çağdan ötürü ileriyi öngörmek bence büyük bir yetenek. Bundan dolayı kitabı okurken yer yer George Orwell'ın 1984 kitabını anımsadım.
Bunun yanında gerçekleştirilen Ay yolculuğu yıllar önce izlediğim "Marslı" filmini anımsattı. Hatta burdan alıntı yapmış olabileceklerini bile düşünmedim değil.
Kitabı okumadıysanız eğer, zaman kaybetmemelisiniz derim.
keyifli okumalar dilerim. :)
