Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aydınlanma Rüyası: Modern Felsefenin Yükselişi

Anthony Gottlieb

Aydınlanma Rüyası: Modern Felsefenin Yükselişi Sözleri ve Alıntıları

Aydınlanma Rüyası: Modern Felsefenin Yükselişi sözleri ve alıntılarını, Aydınlanma Rüyası: Modern Felsefenin Yükselişi kitap alıntılarını, Aydınlanma Rüyası: Modern Felsefenin Yükselişi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Vatandaşların özgürlüklerine ve mülklerine karşı planlar yapıp uygulayacak kadar ahmak ve kötü birileri olduğunda, halk kendini, meclis üyeleri de dahil herhangi birinin girişim ve tasarılarından korumak gibi yüce bir güce her zaman sahiptir.
Sayfa 171Kitabı okudu
Güclü bir yönetim olmadigi takdirde hayatın zorlu, vahşi ve kısa olacağı uyarısında bulunan bir adam olarak hatırlansa da, akılcılık ve kendini koruma arzumuzun bizi barışın peşine düşüreceğini, dolayısıyla hayatın hoş, medeni ve uzun olacağını belirtiyor Hobbes.
Reklam
Hobbes'un siyasal düşüncesi.
"Parçalara ayırmadan otomatik bir saatin veya başka bir kar­maşık cihazın parçalarının ve dişlilerinin işlevlerini anlamak nasıl mümkün değilse.... bir devletin haklarını ve yurttaşlarının ödevlerini incelerken de devleti parçalara ayırmak değil de par­çalarına ayrılmış gibi düşünmek gerekir, yani insan doğasının ne olduğunu doğru şekilde anlamak."
Hobbes, Tanrı’nın insanlara hükmetme hakkının -bir tek Yahudiler bunun dışında kalıyordu, çünkü Tanrı onlarla başka bir anlaşma yapmıştı- “onun Karşı Konulmaz Gücünden” geldiğini yazmıştı.
Sayfa 111Kitabı okudu
Suçu ne zaman cezalandırmak istesek, hemen mâbede sığındı.
Locke, Hükümet Üzerine İkinci İncele­me'sinde siyasal birlik
Bir araya gelip bir topluluk oluşturmak üzere bir anlaşma yapan insanlar, siyasi gücün temellerini atıyor, bu güç de onlar adına bir hüküm­dar veya hükumet tarafından kullanılıyordu. Bu yüzden bir hü­kümdarın yetkisi, halkının özgürce girdiği bir tür anlaşmadan geliyordu; ne Tanrı tarafından bahşediliyor ne de kaba kuvvete dayanıyordu yani.
Reklam
Başka bir deyişle, bir savaş durumu olması için illa kan dökülmesi gerekmiyordu, devamlı şiddet tehdidi bunun için yeterliydi. Hobbes bu durumu kötü havayla kıyaslamıştı; kötü hava gerçekten çok şiddetli yağmur olması değil, “günlerce bu ihtimalin ortada olmasıydı”.
Hobbes'un eşitlik ilkesi
"İnsanlar kendilerini diğerlerinden daha onurlu gördüğü sürece, bir arada barış içinde yaşamaları imkansızdır: dolayısıyla ba­rışın hatırına, doğanın şu yasayı koyduğunu varsaymak duru­mundayız, her insan diğerlerini kendine eşit kabul eder."
John Rawls (1921-2002)
İnsanlar kendilerini düşünen, akılcı ve dün­ya hakkında makul ölçüde bilgililerdi, fakat "çeşitli alternatifle­rin kendi durumlarını nasıl etkileyeceğini" görmemeleri için, "bir cehalet perdesi"yle çevrilmişlerdi. Bu önlemin neden alındığını pasta örneği üzerinden de görebiliriz. Bir pastayı sizin dahil ol­duğunuz bir grup insana dağıtmak üzere dilimlediğinizi düşü­nün. Hangi dilimin size düşeceğini bilmiyorsanız sizin alacağınızı umarak bir dilimi diğerlerinden büyük kesmenin pek bir anlamı yoktur. Dolayısıyla bu örnekteki "cehalet perdesi" herkese eşit di­limi garanti eder. Bu hayali toplantıya "ilk durum" diyen Rawls, bunun "tamamen farazi bir durum" olduğunu ve "buna benzer bir şeyin yaşanması gerekmediğini" de belirtmişti.
Francis Bacon, "herhangi bir şekilde dine dayanan" hikayelerin bilhassa şüpheli olduğunu yazmıştı. Hume da böyle düşünüyordu. Bir kere, dini saikler insanları kolayca normalden daha dikkatsiz davranmaya sevk edebilirdi; inançlı bir insan bir hikayenin yanlış olduğunu bilmesine rağ­men "böylesine kutsal bir davayı desteklemek adına son derece iyi niyetli bir şekilde buna inanmakta ısrarcı" davranabilirdi. Neticede, dini mucizelere dair hikayelerin ürkütücü geçmişi onların aleyhine işliyordu.
56 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.