Kadın son söylenenleri işitmemişti sanki çünkü güneş ışığında kan koyusu bir pembelikle deniz kabuğu gibi ışıldayan parmaklarını gözlerine siper etmiş, uzaklara, gökyüzünün soluk mavi elbisesini dalgaların lacivert haşmetine daldırdığı buğulu ufuk çizgisine bakıyordu.