Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

2016 Ağustos

Ayraç - Sayı 082

Ayraç Dergisi
0/10
0 Kişi
5
Okunma
1
Beğeni
264
Görüntülenme
Ayraç Dergisi 82. Sayısı ile 8.yaşına; hiç bir zaman unutulmayacak ve acısı hiç dinmeyecek bir yara ile girmenin burukluğunu yaşıyor. Umudu daima diri tutmak için iyi okumalar dileriz. “Gençlerini kitapla beslemeyen milletlerin sonu acıdır.” (Publius Ovidius Naso) * * * Aslında demokrasi Türkiye'de her zaman sorun oldu, her dönem tartışıldı. Cumhuriyetin kurucu kadroları demokrasiyi, temel hak ve özgürlükleri rafa kaldırarak emir, baskı ve yasaklarla toplumu “Batılılaştırmaya” çalıştı. Takipçileri bunu saf ve iyi niyetle kabul etti. Kimliği değiştirilmek istenenler, halk söz hakkı bulunca “Batılılaşma çabaları” yavaşladı. Batılılaşmacı entelektüeller, halk her zaman gerici(!) partilere oy verdiği için hiçbir zaman gerçek demokrat olamadılar; orduyu Batıcı devrimlerin ve laikliğin koruyucusu olarak gördüler. Bülent Ecevit 1969’da bu biçimdeki aydınları şöyle eleştiriyor: “Bizde oyu pek önemsemeyen, garip bir demokrasi türü bekleyen bazı aydınlarımız vardır. Bir kısım aydınlarımız eski Osmanlı alışkanlığı ile halktan kopmuş insanlardır. Marx Türkiye’de doğsaydı sınır ayrımını proleter ve burjuva diye değil, HALK ve AYDIN diye yapardı. Biz o biçimde aydınlardan ayrılarak gerçek aydın olmaya kararlıyız. Halktan kopmuş ayrı bir sınıf aydınlarla demokratik devlet idaresi yürütülemez.” 15 Temmuz akşamı içten içe darbe olmasını isteyenler, tankları alkışlayanlar hatırlamalıdırlar ki, hiçbir askeri darbe Türkiye'nin sorunlarına çözüm getirememiştir. Ne 27 Mayıs, ne 12 Mart, ne 12 Eylül, ne de 28 Şubat... En kötü demokrasi, en iyi askeri yönetimden daha iyidir. Liberal düşünür Karl Popper, en iyi yönetim şeklinin, hükümetin kan dökülmeden iktidardan indirilmesine imkan tanıyan demokrasi olduğunu belirtiyor. Demokrasinin birinci koşuluysa serbest seçimlerdir. Beğenmediğimiz, tasdik etmediğimiz partiye oy verenlere hakaret etmek, aşağılamak demokratik bir tutum değildir. Demokrasi yalnızca “milli iradeden, seçimden, sandıktan” ibaret değildir. Türk demokrasisinin doğuş ve emekleme öyküsünün objektif bir bakış açısıyla anlatıldığı “Demirkırat” belgeselinde Mehmet Ali Birand'ın da dediği gibi; “Demokrasi dünyanın en narin çiçeğidir. Onu yaşatan hoşgörüdür, uzlaşıdır, diyalogtur.” Türkiye bir kavşakta. Türkiye, hukuka ve insan haklarına daha fazla sarılırsa; diyalog yollarını açık tutup, farklılıkları çatışma nedeni, bir tehlike olarak değil, bir renk ve çeşitlilik sayarsa; taraflar devlet gücünü kullanarak ötekini bastırıp yok etmekten, değiştirmekten vazgeçerse; sert siyasi kavgalar yumuşayabilir. Türkiye ancak böylece her on yılda bir “askeri darbe” duvarına çarpmayabilir. 15 Temmuz, son yıllarda müşterek inancını, müşterek değerlerini kaybetmiş toplumumuz için de bir milad olmalı. Cunta girişimine karşı kahramanca direniş de gösterdi ki: toplum artık dayatma, yasak ve baskı kabul etmiyor! Dayatma yerini uzlaşıya, şiddet yerini hoşgörüye, peşin hüküm yerini kuşkuya, ötekileştirme yerini kucaklaşmaya bırakmalı. Çok kimlikli, çok inançlı, çok kültürlü bir toplumda, barış içinde ortak bir yaşam için belki hala umut vardır. *“Vox populi vox dei” yani “Halkın sözü hakkın sözüdür!” der Latinler. 16 Temmuz sabaha karşı halkın yani HAKKIN sözü tecelli etti.
Dergi:
Ayraç  Dergisi
Ayraç Dergisi
Tahmini Okuma Süresi: 1 sa. 44 dk.Sayfa Sayısı: 61Basım Tarihi: Ağustos 2016Yayınevi: Ayraç Dergi Yayınları
Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok
Reklam
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.